Paylaş
Diyarbakır’ın meşhur Bağlar Mahallesi...
Hani şu hendek zamanında, ‘aileler mahzur kaldı’ diye yayın yapılan mahalle...
“Aile var” diye direnilen mahalle...
İşte orada geçiyor bu ‘aile boyu tecavüz’.
SAHNE ŞU
Bağlar ilçesinde yaşayan Sedat D.’nin annesi 47 yaşındaki Semra D. ve kardeşi 17 yaşındaki S.D. 12 yaşında olan L.Ç.’nin oğulları ile birlikte olması için küçük kıza baskı uygulamaya başlar.
Semra D. sık sık küçük kızın evine gelir, baskı yapar...
(Bu baskı neyse?... Bu arada kızın annesi-babası neden korkar?)
Acaba baskı denilen şey ‘ölüm tehdidi midir’?
Sonunda 12 yaşındaki L.Ç. ile 23 yaşındaki Sedat için imam nikâhı kıyarlar.
(O nikâhı kıyan imam kimdir? Nerededir? O da mı korkmuştur?)
Nikâh sonrası L.Ç. ile Sedat ayrı bir evde yaşamaya başlar.
12 yaşındaki kız çocuğu her gün tecavüze uğrar.
Aradan zaman geçer. Sedat başka suçlardan tutuklanır.
L.Ç. ise Sedat’ın
babasının evine gitmek zorunda kalır.
(Bağlar Mahallesi’nde küçük kızlar baba evine dönemiyor demek ki.)
Aradan 1 yıl geçmiştir.
Ve bir gece İbrahim denilen mahluk, oğlunun imam nikâhlı eşi küçük kızın odasına girer.
Ve kükrer:
“Derhal soyun, yoksa öldürürüm...”
Kız bu tecavüzün ardından çareyi, İbrahim’in karısı yani kayınvalidesi durumundaki Semra’ya anlatmakta bulur.
Semra, “Sakın kimseye bir şey söyleme” diyerek kızın evden çıkmasını yasaklar.
2 ay boyunca 13 yaşındaki kız çocuğu kayınpederinin tecavüzüne uğrar.
Sonunda bir yolunu bulup kaçar ve polise sığınır.
Evet arkadaşlar, olay işte bu.
Ve inanın ben yazarken çıldırdım...
Siz okurken ne yapacaksınız bilmiyorum.
Ve bu dava tam 10 yıldır sürüyor.
Bu çocuk gelin olayı nedense hep Güneydoğu’da yaşanıyor.
Bu nasıl bir gelenektir, nasıl bir töredir?...
Bu insanlar kimden korkuyor?
Arkadaşlar...
Bağlar Mahallesi’ndeki asıl ‘hendek’ işte budur.
Yıllardır uğraşıyoruz, bir türlü kapatamıyoruz.
Çok yakından biliyorum...
Aile ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı muazzam bir mücadele veriyor.
Kaymakamlar öyle.
Öğretmenler, doktorlar öyle.
Ama küçücük kızlarımızın kalbine açılan bu hendekleri bir türlü kapatamıyoruz.
Çıldırmamak elde değil.
Paylaş