Paylaş
Bugün Türkiye’nin meselelerini es geçip eğlenceli bir şeyler okuyalım.
Fenerbahçe Kulübü’nün eski başkanı Aziz Yıldırım, 3 Temmuz FETÖ kumpasının kurbanı olarak cezaevine girmiş.
Bir süre sonra koğuşa bir başka FETÖ tutuklusu geliyor.
Kamuoyunun artık tanıdığı, İslam dünyasının ilk ve tek stand-up’çısı Cübbeli Ahmet Hoca... İşte o Cübbeli geçen akşam Hadi Özışık’ın YouTube kanalında, o koğuşta yaşananları, konuşulanları anlattı.
Seyretmeyenler için oradan aktarıyorum.
BEN FENER İÇİN DEĞİL KENDİM İÇİN DUA ETTİM
Süleyman Özışık: Fenerbahçe için dua ediyor musunuz?
“Yok ya, dua ettim ama Fenerbahçe için değil, kendim için. Başkan sinirlenince ortalık şey oluyor, alevleniyor. Kim kazanırsa kazanmış bana ne, mühim olan başkan rahatlasın. Orada biz duayı kendimize yapıyoruz.”
Hadi Özışık: Niye, başkan maçı izlerken sinirleniyor mu?
“Sinirleniyor, çok sinirleniyor. Ben izlemiyorum, onlar orada izliyor. Başkan Aziz Yıldırım çok geriliyor. Fenerbahçe kaybederse de çok üzülüyor falan.”
DERBİDEN ÖNCE ‘BAK DUAN TUTMAZSA’ DEDİ
Aziz Bey duaya inanıyor muydu?
“Hoca dua et diyor maçtan önce. Duaya da inanıyor. Duaya inandığı için ben de bir kere tamam dedim ama geçiştirdim galiba, maçı kaybettiler. Kaybedince ‘Ya Hoca senin duan tutmuyor’ dedi. Ben de dedim ki ‘Başkanım, duanın tutacağına garantim yok’.
Ama öbüründe baktım, derbi miydi bir maç var. Başkan çok sinirli. Dedi ki yani ‘Bu maçı kaybedersek sana hiç inanmayacağım. Baktım çok sinirli, ben de dua ettim. ‘Ya dedim, Allahım onu da rahatlat bizi de rahatlat’ dedim ve namaza durdum.”
İKİ SECDEDE DE İKİ GOL OLDU VE...
Ne oldu derbi sonucu?
“Yahu kardeşim iki secdede iki gol oldu. Ama ben secdede gol için dua etmiyorum. Ya diyorum, ‘Adamın muradını ver. Çünkü o rahatlarsa biz de orada mahkûmlar da rahatlarız’. Ne de olsa biz de tutukluyuz, esaret durumumuz var. Sinirleniyor adamın sinirli hali iyi bir şey değil ki. Muhabbete müsait olmuyor. Yani muhabbet edemiyoruz. Maçtan önce kendimizi teselli ediyoruz, kaybederse çok sinirlenecek. Orada kazandı mesela.”
ALNIM SECDEDE, İÇERİDEN GOOL DİYE BİR SES GELDİ
Süleyman Özışık: Yani iki secdede iki gol.
“Denk geldi diyebiliriz. Ama onların sesleri geliyor ben namazdayken. Ses gelince Elhamdülillah dedim. Çünkü neden, başka takım olsa Aziz Yıldırım’ın olduğu yerde ses çıkamaz. Yapamayacağı için goolll sesi duyunca mutlaka Fenerbahçe kazandı dedim. Yorum yapıyorum, belli Fenerbahçe kazandı.”
Hadi Özışık: Goller atıldıktan sonra Aziz Başkan gelip size bir şey dedi mi?
“Tabii canım teşekkür ediyor. ‘Tamam bak bu sefer duayı tutturdun’ diyor. Tabii ben geçen sefer de tutturdum diyorum ama içim çok şey etmedi yani. ‘Geçen sefer sen çok dertlendin, çok üzüldün, istiyorum ki sen sevinesin başkan’ dedim. Kötü ortamdayız diyorum, ferahlık olsun sana, yoksa bana ne dedim.”
BAK ŞİKE DER MİSİN HOCA SENİ DE ALIRLAR BÖYLE
Hadi Özışık: Hocam cezaevine girdiğiniz ilk gün kiminle karşılaştınız?
“Trabzon’da bir vaaz yapmışım şike ile ilgili, o vaaz çok konuşuldu. İçeri girdiğimde Aziz Yıldırım holdeydi. İçeri giremiyor bizim koğuşa. Oradan bağırdı, ‘Şike der misin hoca, ya gelirsin böyle işte’ dedi. Yahu dedim ne bileyim ben şike mike. Meğer bunların arasında bir şeymiş. Ben de Trabzon’da bunu söylüyorum. Oradan takmış bana, zaten bana sinirli yaklaştı baştan.”
O SİLİVRİ’YE GİDİNCE YALNIZLIK HİSSETTİK
Hadi Özışık: Sonra nasıl yumuşattınız arayı?
“Önce işte böyle sert girdi işe, sonra doktorda karşılaştık, yolda karşılaştık. Bazen volta atarken karşılaştık. Öyle öyle ortamı yumuşattık. O bir ara Silivri’ye gitti, mahkemelerine. Yahu bir moralimiz bozuldu, bir moralimiz bozuldu. Alışmışız ya. Karşı odadan baksan, ışığını görsen bir fayda. Işığı yanıyor orada çalışıyor, o dosyalar mahkemeye hazırlanıyor. Bir hafta göremedik yahu bir üzüldük, bir üzüldük Aziz Yıldırım yok diye. O çıktı seviniyorsun ama arkadan tamamen şey oluyorsun. Yalnızlık hissediyorsun.”
HADİ GELİN ŞU KAREYİ BİRLİKTE OKUYALIM
Şu fotoğraf beni çok düşündürdü.
Dakikalarca baktım.
Rusya’nın çarlardan beri gelmiş en güçlü başkanı.
Önce çarlık istibdadını, sonra Sovyet zulmünü ve baskısını yaşamış, bir Rus yazarının deyişi ile “Yarısı aziz, yarısı çılgın” bir millet...
Bizdeki gibi serbest ve gerçek bir seçimi hiç görmemiş.
Tuhaf bir oy verme ve tasnif sistemi var...
Ve daha da tuhaf seçim sonuçları...
Referanduma katılma oranı yüzde 92’ymiş...
Putin, oyların yüzde 75’ini alarak, kendisini 2036’ya kadar iktidarda tutacak bir formülü gerçekleştirmiş.
Ve Kremlin’de bir alkış, koridorunun ortasında muzaffer bir çar gibi yürüyor.
Hadi gelin o alkışları anlamaya, yüzlerdeki ifadeleri okumaya çalışalım...
Nedir bu...
Hayranlık mı... Korku mu...
Zoraki biat mı, gönüllü sadakat mi...
Ben göremiyorum...
Gördüğüm tek şey “emperyal bir tablo”...
KADINLAR ERKEKTEN NE KADAR AZ KAZANIR
Dün “Music Business Worldwide” haber sitesinde okudum.
İngiltere’de 250 kişiden fazla insan çalıştıran şirketler, 2017 yılından beri, kadın ve erkek çalışanlar arasındaki ücret farkının ne olduğunu açıklamak zorundaymış.
*
Dünyanın en büyük müzik şirketi Universal’de fark 2017’de yüzde 29.8’ken, 2018’de yüzde 29.1 olmuş. (Kanun 2019’da açıklama yapmamış.)
*
Sony’de kadınlar 2017’de yüzde 22.7 daha az ücret alırken, 2018’de 20.9’a inmişken, 2019’da yüzde 26’ya çıkmış.
*
Bu rakam Warner Music’de ise 2017’de yüzde 49’ken, 2018’de yüzde 38.7’e, 2019’da ise yüzde 31.5’e inmiş.
*
Bizde de böyle bir zorunluluk getirilse nasıl rakamlar görürüz acaba...
YA BİR YERDE OKUDUM YA DA BEN UYDURDUM
ŞÖYLE bir cümle aklımda kalmış:
“Eğer anlatacak bir şeyiniz veya derdiniz varsa ve bunu anlatabilecek iki kişi bulmuşsanız, bu yeterli birkalabalıktır.Bir üçüncü kişi daha eklerseniz, bu fikir izdihamı demektir...”
Kitleler ve sosyal paylaşım çağında, bireyi ne kadar güzel yücelten bir cümle...
Eğer gerçekten ben uydurduysam, kendimle iftihar ediyorum.
KATKIDA BULUNANLAR
Sayfa Editörü: Firuzan Demir
Foto Editörü: Umut Veis
Düzeltmen: Metin Usta
Tasarım ve Uygulama: Selma Songül Zengin
Paylaş