Paylaş
“Hep kınıyoruz ama ümmet bizden adım atmamızı bekliyor...”
Çok basit bir cümle ama kendi payıma hiç anlamadım.
Anlamadığım şey de şu: “Hangi ümmet”, “hangi adımı” atmamızı bekliyor...
Gelin önce şu “ümmet” kelimesinin sözlük anlamına bir bakalım.
“Müslümanlığa bağlı olan, Hazreti Muhammed’in yolundan giden Müslümanların tümü...”
Tamam bu kelime sözlükte var...
Ama gerçekte böyle bir ümmet var mı...
*
Suriye’de birbirini kesen ümmet mi adım atmamızı istiyor...
Afganistan’da Müslümanlık adına okula bomba atıp tek amaçları okumak olan onlarca Müslüman kız çocuğunu katleden Taliban ümmeti mi istiyor...
Yemen’de Müslüman Husilerin üzerine bomba yağdıran Müslüman Suudi ümmeti mi istiyor...
Yoksa Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri ile gırtlak gırtlağa gelmiş İran ümmeti mi...
Uzun bir kavgadan sonra yeniden barışmaya çalıştığımız Mısır ümmeti mi...
Irak’ta, Suriye’de Müslümanların üzerine saldırıp kafalarını kesen IŞİD ümmeti mi...
*
Gerçekçi olalım artık...
Bugün Müslüman dünyasında maalesef artık sözlükte tarif edilen o ümmet yok...
O ümmet, on binlerce şehit verdiğimiz Ortadoğu çöllerinde 100 yıl önce kaybolup gitti ve bir daha bulunamadı...
MÜSLÜMAN ÜMMETİ DEĞİL AMA TÜRK MİLLETİ ŞU ADIMI ATABİLİR
ARTIK olmayan bir ümmetin bizden bekleyeceği bir adım falan olamaz...
Türkiye mazlum Filistin halkı için elinden gelen bütün adımları attı, fedakârlığı yaptı...
Daha ne yapacak ve ne yapabilir ki...
Ordusunu İsrail’e mi sokacak....
*
Hâlâ atabileceği bir adım var...
Hem de çok etkili bir adım...
Türk milleti adına bir arabuluculuk...
İsrail’e “Durdur artık bu vahşeti” demek...
Sonra Filistin’e dönüp “Sen de durdur artık İsrail şehirlerine füze fırlatmayı” demek.
*
Biz millet olarak işte bu barış görevini yerine getirebiliriz...
Bizden beklenmesi gereken tek ve ileri adım da bu olabilir.
UPPER CİHANGİR GÖZÜYLE DİYARBAKIR KARPUZU: SOSYALİST GERÇEKÇİLİK Mİ
YILLLARDIR süren “Kaplumbağalı adam” tartışmasından sonra gündemimize şimdi de “Karpuzlu çocuk” girdi.
Her sanat eserine saygıyla yaklaşırım.
Diyarbakır girişine dikilen “Karpuzlu çocuk” eserine de tam bir Upper Cihangir titizliği ile baktım.
Değerlendirmem şudur:
*
Postmodern bir heykel olarak yapıldıysa, vallahi hiç fena değil...
Hatta, kendinizi yeterince zorlarsanız, yeterince obezleşmemiş bir Botero heykelinin, yeterince gelişmemiş postmodern versiyonu bile diyebilirsiniz.
*
Yok bir Upper Cihangir eski tüfeğinin gözüyle sosyalist gerçekçilik açısından bakarsanız...
Karpuzun cesameti iyi ama içindeki emekçi çocuğun üretim aracı olan üreten elleri vintage bir Sovyet afişindeki eller kadar gelişmiş ve etkileyici değil...
Yani kesmez Upper Cihangir eski tüfek solcusunu bu çocuk emekçi heykeli.
*
Ama Diyarbakır’ı temsil eden bir sanat eseri olarak yapılmış bir heykelse...
Olmamış...
*
Yine de Diyarbakır için bir teselli var.
Karpuzlu çocuğu İzmir’in girişindeki o muazzam eşekli Nasreddin Hoca heykeli ile karşılaştırırsanız...
Onun yanında bu gerçek bir sanat eseri...
FATİH TERİM’E SAYDIRAN BAZI ‘VIP’ GALATASARAYLILARIN ÖZÜR BORCU VAR
YILLARDIR bir Fenerbahçeli olarak sözümü hiç esirgemeden hep aynı şeyi söylüyorum. Türkiye’nin en büyük üç hocasından biri Fatih Terim’dir...
O nedenle bazı Galatasaraylıların hocaya durmadan saydırmasını hiç anlamıyorum...
Terim hiç yılmayan bir savaşçı...
Saha psikolojisini ve stresini çok iyi yönetiyor...
Önceki akşam arada bir o maça da bakarken şunu düşündüm. Bazı çok ünlü Galatasaraylıların ona çok özür borcu var.
COĞRAFYA KADERSE BU KARELERE SAĞ ALTTAKİNİ KAPATARAK BAKIN
ÖNCEKI gece kader maçları sırasında Fenerbahçeli evler arasında büyük bir telefon trafiği vardı.
Kiminle konuştuysam aynı soru soruluyordu.
Şampiyonluğu Beşiktaş’a kaptırmak mı daha acı...
Yoksa ikinciliği Galatasaray’a mı...
Tabii daha fenası da vardı...
Birinciliği Galatasaray’a kaptırmak...
İşte o felaketimiz olur...
Şaka tabii...
O acıyı yaşarken bir de Galatasaraylı arkadaşlardan
bu paylaşım gelmedi mi...
Altında şöyle
bir yazı:
“Coğrafya kaderdir, elin sahaya gireni bizim sahaya girenimiz...”
Eli bıçaklı adamın üzerinde Fenerbahçe forması var...
O Rus kadın sahaya fırladığında ben de o staddaydım...
Anlayacağınız coğrafya gerçekten kaderimizse...
Ben böyle kaderin...
Neyine ne diyeyim...
Tek tesellim üzerinde Fenerbahçe forması olmayanın bayram günü sayfamı açması...
YA EL SIKIŞMA? ONA DA RAHAT DÖNEBİLECEK MİYİZ
Pandemi başından beri, el sıkışmaktan kaçınıyoruz...
Onun yerine elimizi yumruk yapıp tokuşturmayı icad ettik...
Hoş ikisinde de ten tene değiyor ama, nedense yumruk tokuşturmak daha az tehlikeli geliyor.
Merak ediyorum, bundan sonra nasıl devam edeceğiz...
El sıkışmaya mı döneceğiz...
Yoksa yumruk tokuşturmaya mı...
Canım ne fark eder demeyin.
“El sıkışmak” yeniden buluştuktan sonra anlaşmaya varmayı temsil ediyor.
Yumruk tokuşturmak ise boksörlerin eldivenleri ile döğüşe başlamadan yaptıkları hareket...
Tam da millet olarak el sıkışmaya ihtiyacımız olan bir dönemde geldi bu pandemi...
İnşallah bitince eski alışkanlığımıza dönebiliriz.
EN GÜZEL HARMANDALI FOTOĞRAFI YARIŞMASI AÇILIRSA OYUM BUNA
BU fotoğrafı dün Instagram’da Cahide Gökoğlu paylaşmış.
Hashtag olarak da “Türkiye folkdance” yazmış... Bir de büyük harflerle “Harmandalı” kelimesini eklemiş.
Fotoğrafı çeken ve düzenleyen ise Halit Dokuzoğuz...
Bugüne kadar gördüğüm en güzel stilize Harmandalı fotoğrafı...
Koreografisi, boyundaki üslük, kasket, ayaktaki bot...
Tam Ege...
Bir de davulcu kadın değil mi...
Bittim...
Tam “Bütün Türkiye’ye iyi bayramlar” fotoğrafı...
BAYRAMDA EVİNDE KENDİ KENDİNE PARTİLEMEK İSTEYENE
ÖNCE hepinizin Şeker Bayramı’nı kutluyorum.
En sevdiğim, kendimi en mutlu hissettiğim dini bayramdır. İnşallah bu son kapanma bayramımız olur... Ama 17 Mayıs akşamına kadar evde kapalı olacağımıza göre müzik sevenlere küçük bir rehber sunayım.
EVİNDE AİLE İÇİ PARTİ İSTEYENE
Benim Spotify’daki “Paradise Bay On The Deck Summer 2021” listem. Tam yaz için yapılmış bir liste.
VINTAGE İTALYAN FİLM SEYREDENE
Streaming platformlarda çok moda olan eski İtalyan filmlerini seyredenlere yine Spotify’da hazırladığıım “Italia Amore” listem...
AKŞAMÜZERİ İÇKİSİ İLE
“Afternoon Jazz” listem çok iyi gidiyor. En çok takipçisi olan listem de bu.
YALNIZ BAYRAM GECELERİ İÇİN
“DJ Ert Smooth, Soft and Jazzy.”
VINTAGE BİR AKŞAM YEMEĞİ SIRASINDA
“En Romantik Türk Şarkıları.”
Hepsi yenilendi...
Hepsi güzel bir yaza hazır.
KATKIDA BULUNANLAR
Sayfa Editörü: Firuzan Demir
Düzeltmen: Metin Usta
Tasarım ve Uygulama: Selma Songül Zengin
Paylaş