Paylaş
“Daybreak” bir “post-apokaliptik” hikâye... Yani atom bombası ile başlayan “kıyamet sonrası” olayları anlatıyor...
Bir tür “21’inci yüzyıl Mad Max’i...”
Çok sevdim...
*
Dizi, California’nın sıradan bir lisesinde okuyan genç bir öğrencinin şu sözleri ile başlıyor:
“Büyük egolu küçük diktatörler...”
Genç bir lise öğrencisi yaşadığı çağ ve ülkenin siyasetçi tipini böyle tarif ediyor.
Tabii ki tarif ettiği kişi Trump...
*
Filmin başında seyirciye dönüp şunu söylüyor:
“Bunu size göstereceğim...”
Merak ediyorum...
Gerçekten gösterebilir mi...
Filmi seyrederken gözümün önüne geçen gün Lübnan’dan gelen şu fotoğraf geldi.
Lübnan’da başlayan gösteriler sırasında çekilmiş çok ilginç bir fotoğraf.
Bir tür “post-apokaliptik selfie”...
Arkada enkaza dönmüş, yanmakta olan arabalar sanki bir “kıyamet sonrası hatırası” karesi gibi...
*
Aynı gün Şili ve Hindistan’dan da benzer fotoğraflar gelmeye başladı.
Okuduğum bir analiz geçen hafta aynı anda dünyanın birçok ülkesinde toplumsal olayların başladığını belirtiyordu.
Bunların arasında benzerlik yok ama hepsinin ortak bir noktası var.
Dünyada aynı anda birçok yerde patlayan bu hareketlerin hepsinin amacı “yolsuzluk” ve “rüşvete” başkaldırışmış.
Tunus’un yeni seçilen ve “Poker face” denilen yeni başkanı da işe “Yolsuzluklarla mücadele” diyerek başladı.
*
Dünyanın birçok ülkesinde yolsuzluk büyük problem haline geldi.
Ve insanlarda da buna karşı tepki oluşuyor.
Netflix’in yeni dizisinin kahramanı, ilk bölümü şu cümlelerle tamamlıyor:
“Kıyamet aşağılık herifleri ortadan kaldırmadı. Daha da kötü hale getirdi.”
Şöyle devam ediyor:
“Bunların üstesinden gelmeliyiz. Her gün bunu yapmamız için bir fırsat...”
Peki ne yapmaları gerekiyor?
Onu da ünlü hiphop’çı Jay-Z’nin şu sözleri ile cevaplıyor:
“Kendini akışa bırakma... Akışı kendin yarat...”
Bir sosyolog olarak baktığımda şunu görüyorum.
Evet başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere dünyada bir şeyler yeniden kıpırdanıyor...
Lübnan selfie’si, Şili’den, Hindistan’dan gelen fotoğraflar, Netflix’in “Daybreak”i dünyaya böyle bir şeyi haber veriyor.
Ve bunun tek çaresi de demokrasi, adalet, hesap verilebilirlik ve şeffaflık...
*
Bakalım Amerika, Lübnan, Şili, Hindistan bu Beyrut selfie’sini nasıl okuyacak.
FIRTINALI DENİZDE EN YAPILMAYACAK 5 ŞEYİ YAPTIM
Geçen cumartesi gününden beri Ege Denizi’ndeyim.
Mustafa Taviloğlu ile birlikte Yunanistan’ın Kefalonya Adası’ndan çıktık, Bodrum’a geliyoruz...
*
Hava tahminlerinin koyu sarı ve kavuniçi gösterdiği bir günde 6 deniz ve 40 not rüzgârda 5 saat deniz yaptık.
Yola çıkmamalıydık.
*
Böyle bir havada teknenin salonunda yazımı yazmaya kalktım ve yazdım.
Yazmamalıydım.
*
Islanınca kamaraya girip üstümü değiştirmeye kalktım.
Yapmamalıydım.
*
Taviloğlu “Mideni bastırır” dediği için iki tost yemeye kalktım ve yedim.
Yememeliydim.
*
Neticede içim dışıma çıktı, kustum...
Bitap düştüm...
O nedenle bugün kısa kesiyorum.
Paylaş