O 24 saatte ne oldu çok merak ediyorum
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN geçen ay bir muhtarlar toplantısında, “Biz Suriye konusuna Esad’ı devirmek için girdik” dedi.
Büyük alkış aldı.
Aradan 24 saat geçtikten sonra bu defa “Suriye konusuna Esad’ı devirmek için girmediğimizi” söyledi.
Yine alkış aldı.
Merak ediyorum: Aradan geçen o 24 saat içinde ne oldu da, sözler tamamen değişti.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN bu ay başında “El Bab’dan daha derine girmek doğru değil” dedi...
Aradan 15 gün geçti bu defa “El Bab’dan sonra durmak yok” dedi...
Merak ediyorum: Aradan geçen o 15 günde ne oldu da sözler tamamen değişti.
BAŞBAKAN YILDIRIM bu ay başında “Hayır diyenlere hain, terörist demek doğru değil” dedi...
Ancak 24 saat sonra bu defa kendisi “Hayır diyenler teröristlerle birlikte hareket ediyor” dedi...
Merak ediyorum: O 24 saatte ne oldu da Başbakan, bizzat yanlış dediği şeyi, kendisi yapmaya başladı.
HANGİMİZ DAHA İYİ SEVİŞİR ARNOLD MU YOKSA BEN Mİ
SANTA Monica’da kaldığım Fairmont Oteli’nin barında bir Amerikalı ile tanıştım.
İtalyan asıllı aktör Joe Pesci’yi hatırlatan bir hali vardı.
Bana Arnold Schwarzenegger’in arkadaşı olduğunu söyledi ve “Her sabah otelin fitness salonunda spor yapıyoruz” dedi...
Gerçekten de ertesi sabah lobide kahvemi içerken ikisini gördüm.
Gözlemlerim şunlar:
İkimiz de aynı yılda (1947) doğmuşuz. 69 yaşında bir adam için tabii ki fitten öte bir görüntüsü var.
Son bazı filmlerde ve fotoğraflarında yüzünün sanki detokslu gibi bir hali vardı, ama salondan çıkarken çok daha doğal görünüyordu.
Vücudu: Google’da bir arama yaptım ve hakkında şu sonuçlara ulaştım.
Boyu: 1.86 m, Kilosu: 104 kilo, Yağ oranı: yüzde 7, Vücut kitle indeksi: 30.1, Kas indeksi: 13.1.
Göğüs çevresi: 147 cm
Kol kalınlığı: 56 cm
Benim boyum 1.81. Kilom 78. 
Fakat o ne, bilgiler arasında “seks endeksi” diye bir şey var.
O da “8” miş...
Tabii ki merak ettim... Yaşı benimle aynı olan bir adamın seks endeksinin 8 olması ne anlama geliyor?
Çok mu, az mı yani...
Osman Müftüoğlu’na danışmaya karar verdim.
SEKS ENDEKSİNİN FORMÜLÜ ŞÖYLEYMİŞ
NE anlama geldiğini öğrenmek için Osman Müftüoğlu’na danıştım.
Cevabı şu:
“Seks endeksi diye genel kabul edilen bir endeks yok. Varsa da ben bilmiyorum.”
Bunun üzerine araştırmalarıma devam ettim.
1990 yılında Martin Watts adında birinin “The Sex Ratio Index Revisited” (SRI) adlı bir kitabı yayınlanmış.
Kitabın bir özetinden, SRI’nin ne anlama geldiğini bulmaya çalıştım.
Seks rasyo indeksi şu formülle hesaplanıyormuş:
Ben onun seks gücünün ne olduğunu bu formülden çıkaramadım.
Dolayısıyla Arnold’la kendimin bir karşılaştırmasını yapamadım.
Formülü çözen varsa bana yardımcı olabilir mi...
Osman Hocam bunu özellikle sizden rica ediyorum.
Bütün tıbbi bilgilerim sizde...
Testosteron oranımı biliyorsunuz.
Aydınlatın beni ve bu derin şüpheden kurtarın.
Yoksa Arnold benden daha mı iyi...
LA MÜESSES NİZAMI EMMA STONE DİYOR
SEVGİLİLER Günü’nden bir gece önce bir televizyon kanalında “La La Land” filminin şöyle bir reklamını izliyorum:
“Sevgililer Günü’nde bu filmi bir kere daha seyredin...”
Akıllıca bir iletişim.
Los Angeles (LA) Grammy’yi 24 saatte unuttu. Şimdi bütün gözler ve dikkatler Oscar ödüllerinde...
Dün şehrin müesses nizamını sembolize eden Los Angeles Times gazetesi kültür ve sanat yazarlarının tahminlerine baktım.
Beş yazarın hepsinin de kadın oyuncu tahmini “La La Land” filminin kadın oyuncusu Emma Stone üzerinde birleşiyor.
Vallahi benim tahminim de o...
Tahminden çok kalbimden gelen ses o...
KÜÇÜK AMA BÜYÜK ŞEYLER
ÖNCEKİ gün Santa Monica Fairmont Otel’deki odama geldiğimde zarif bir meyve tabağı gördüm.
Yanında da bir zarfın içinde mesaj:
“Santa Monica’da grubumuza ait bir otelde kaldığını öğrendim. Umarım keyif almışsınızdır.”
İstanbul, Türkiye ve Ortadoğu Swissotel’lerin genel müdürü Gerhard Struger, Instagram’da çalıştığı gruba ait bir otelde kaldığımızı görünce göndermiş...
İtiraf edeyim, yurtdışında insana çok sıcak geliyor.
İşletmecilikte “grup sinerjisi” anlayışının güzel bir örneği...
ŞİRKETLERİN İLETİŞİM BÖLÜMLERİNE BİR GÖZLEM
GRAMMY töreni sırasında çok genç ve güzel bir çiftle tanıştım.
“Miles and Smiles” kartları kullanıcıları arasında bir yarışma açmış, onu kazanarak töreni izleme hakkını elde etmişler.
Törende ve tören sonrası “after party”de öyle güzel eğlendiler ki...
Bu tür şirketlerin, kullanıcıları arasında kura veya yarışma ile genç insanları belirleyip, böyle büyük organizasyonlara göndermeleri çok güzel bir fikir.
Dünyada artık büyük spor finalleri, büyük konserler, ödül törenleri ancak sponsorlar aracılığı ile gidilebilecek yerler haline geldi.
İnsanların çok büyük bölümü için bunlar hayal...
Büyük şirketlerin insanlara bu büyük hayallerini gerçekleştirme imkânı tanımaları bence çok güzel bir şey...
