Paylaş
“Yeni lider için yerlerinizi önceden ayırtın...”
*
Seçildikten hemen sonra Davos’a geliyordu ve onun yapacağı konuşma merakla bekleniyordu.
Davos popülist ve otoriter liderleri dinlemeyi çok sever...
Onların konuşacağı toplantılar hep böyle “Sold out” olur.
Yani biletler erkenden tükenir.
Burada bilet yoktu ama önceden kaydınızı yaptırmanız gerekiyordu.
*
O gün onu dinleyen kalabalık seyirciden biri de bendim. Yerimi önceden ayırtmıştım ve onu dikkatle inceledim...
Mimiklerini, sesini kullanışını...
Kaş göz hareketini, el kol sallayışını...
Tipik bir popülist liderdi...
Yani, durmadan “milli iradeden” söz edip her an faşizm çizgisine geçecek tipik bir popülist bir karakter...
*
Böyle tipler için 20’nci yüzyıl tarihinden küçük bir test var...
Mesela Hitler veya Mussolini’yi televizyonda gördünüz mü, sesi kapatıp sadece mimiklerine bakacaksınız.
Eğer gözünüze çok komik geliyorsa, bilin ki her an faşizme geçecek bir ruh halindedir...
Şimdi gelelim yerimi önceden ayırttığım Brezilya liderine...
*
7 Ekim 2018’de seçimi kazanarak başkan oldu...
Yani görevdeki süresi henüz 3 yılı doldurdu.
Ama o gün Davos’ta görseydiniz, zannederdiniz ki 100 yıldır o koltukta oturuyor.
Dinlerken özel testimi de yapmıştım.
Sesi kesip mimiklerini izledim. ...
Evet yanılmamışım tipik bir faşist prototipiydi....
*
Aradan 3 yıl geçti...
Seçiminden bu yana işler hiç de istediği gibi gitmedi...
Brezilya ekonomisi çöktü...
Pandemi ile mücadelede tam anlamıyla çuvalladı...
Seçim anketlerinde tepetaklak olmuş vaziyette...
Eski başkan Lula yeniden geliyor...
*
Her şey berbat ama adam hâlâ enseyi karatmıyor...
O yanı da tipik faşist yani...
Ve önceki gün “popülizm tarihine” geçecek baklayı ağzından çıkardı:
“Seçilmezsem de koltuğu bırakmam...”
Tabii o bunu şöyle söyledi:
“Seçimde hile olursa bırakmam...”
*
Aaaa hatırladınız mı bu cümleyi...
Geçen yıl geceler boyunca bir başkasından da dinlemiştik...
Trump’tan...
Bu popülist liderler ilginç tipler değil mi...
Aynı halkın oy verdiği, aynı kurumların oyları saydığı ülkelerinde seçimin ne zaman “gerçek halk iradesi” olduğuna, ne zaman “halkın iradesinin çalındığına” onlar karar veriyor.
Onlar seçilirse milli ve yerli irade...
Kaybederlerse “yabancı güçler”...
*
Neyse ki, mızıkçılık sökmüyor artık... Trump gitti...
Üstelik ben bu satırları yazarken, yıllardır vergi işlerini yapan adamı da elleri kelepçeli götürülüyordu...
*
Onlar bir bir gidiyor ama geriye şu soru kalıyor:
Kendilerini en halk insanı sayan liderler sandıkta kaybedince neden böyle mızıkçılık yapıyorlar?
Nedir bu gidememe hali...
Kuzey ve Latin Amerika’da “Başkan babaların sonbaharı” geliyor...
Bu sandık şovu için yerlerinizi şimdiden ayırtın...
Öyle anlaşılıyor ki popülizmin sonbaharı eğlenceli bir mızıkçılık panayırına dönüşecek...
POSTPANDEMİ DÖNEMİ KURGU BİLİM GİBİ OLACAK
- T24 haber sitesi dün sinema salonlarının yeniden gösterime açılışı haberi için bu fotoğrafı kullanmış.
Bakarken kendimi bir bilimkurgu filmi izliyormuş gibi hissettim...
Postpandemi dönemi herhalde buna benzer görüntülere çok rastlayacağız...
MUM GİBİ ERİYİP HALKINI AĞLATAN BAŞKAN KONTROLÜ BÖYLE ELİNE ALDI
SAAT kayışı iki düğme geri attı diye halkında büyük bir elem dalgasına yol açan Kuzey Kore Başkanı nihayet görevine döndü...
New York Times gazetesi onun “Ağlatan diyet sonrası” ilk ortaya çıkış haberini bu fotoğrafla duyurdu. “Başkan kontrolü eline aldı” başlığını okuyunca, elindekini uzaktan kontrol aleti sandım.
Meğer geçen ay katarakt ameliyatından çıkan gözlerim bana yalan söylemiş...
Elindeki bir uzaktan kontrol aleti değil, bildiğimiz mısır koçanıymış... Mısırı görünce Kuzey Kore’nin sadık vatandaşları kadar sevindim tabii.
Demek ki başkan diyeti bitirmiş...
Bir koçan mısırda haşlanmış yerseniz 100-150 kalori var.
Ayrıca yüzde 75 karbonhidrat...
O zaman tehlike geçiyor demektir...
Bizim Avrasyacı ve Madurocu kardeşlerimiz de rahatlayabilir...
Kuzey Kore’de rejim teminat altında.
Ayrıca seçim falan da yapmadığı için, mızıkçılık yapmasına da hiç gerek yok...
Başkan, o koltuğu bırakıp üç kilo verdi diye kendisi için ağlayan halkına ihanet etmeyecek kadar vefakâr bir insan...
İçi de vatan sevgisi dolu...
İSYAN HAFTASI
DAYAK YİYEN KIZLAR, BABANIZI BİR CÜMLE İLE NASIL NAKAVT EDERSİNİZ
TÜRKİYE bir haftadır anne ve babasının tacizine uğrayan iki kardeşin dramını izliyor.
Kendilerine bu kötülüğü yapan insanlara nasıl tepki göstereceklerini bilemedikleri için yaşadıkları trajediyi çizerek anlattılar.
*
Bu olayı izlerken elimde bir kitap vardı.
Ünlü sinema oyuncusu Sharon Stone’un hatıraları...
İşte o kitapta bir kızın kendisine dayak atan babasına verebileceği en etkili cevabın ne olduğunu okudum.
Kitabı yarın yazacağım.
O cevabı da yazacağım ve tartışacağım.
Son yıllarda çocukluklarında akraba ve yakın tacizine uğrayan çok insanın hikâyesini öğrendik.
*
Hiç karamsar olmaya gerek yok.
Bu illetle mücadele imkânı var.
Sharon Stone, “Babama öyle bir şey söyledim ki bir daha bana elini kaldıramadı” diyor.
*
Evet bir cümle...
Küçücük bir cümle...
Ama kızını döven bir babayı nakavt edecek bir cümle...
-YARIN BU KÖŞEDE-
FEMİNİZMİ TANIMA HAFTASI 1
METOO ÇAĞINDAKİ KADIN GÖZÜYLE ‘MALUM ŞAHSIN’ ROBOT PORTRESİ
EY erkek milleti size bir tavsiye...
Sakın ola ki tacizci Bill Cosby’nin serbest kalışına bakıp kemerleri gevşetmeyin... MeToo çağı geri dönüşü olmayacak şekilde ilerliyor.
Artık feministleri ve feminizmi iyi tanıma zamanı geldi.
Yarın henüz aymamış erkeklere bir hizmet yapacağım.
Feministleri ve onların beyinlerini anlatacağım size.
Daha doğrusu ben değil, dünyanın en fanatik feministlerinden birine anlattıracağım.
Önce şunu bilin.
Radikal bir feministin gözünde, tipik bir erkeğin adı “malum şahıs”tır...
Size önce kendinizi, yani “malum şahsın robot portresini” çizeceğim...
-YARIN BU KÖŞEDE-
FEMİNİZMİ TANIMA HAFTASI 2
ERKEKTEN NEFRET EDEN BİR ‘UPPER CİHANGİR’ KADINININ GÖZÜYLE BİZLER
- Feminist sözlüğünde “heteronormatif” ve “patriyarka” ne anlama gelir?
- Bir feminist için erkek düşmanlığı gerekli ve yararlı mıdır?
- Dünyanın en radikal feministinin hayatında bir erkek olabilir mi?
- Bir patriyarka erkeğinin bir feministe asla yapmaması gereken 5 hareket nedir?
- Bir feminist için ‘dört dörtlük’ bir erkek var mıdır?
-HEPSİ YARIN BU KÖŞEDE-
Paylaş