Kepçeye takılan mumya nasıl ortadan kayboldu

ÇORUM halkı, gecelerdir mezarda ağlayan siyahlı kızın sırrını çözmeye çalışırken, komşumuz İran’da da çok ilginç bir olay meydana geldi.

Haberin Devamı

Kepçeye takılan mumya nasıl ortadan kayboldu

Hikâyeyi gazetelerde veya internette okumuşsunuzdur, ben “Mumyaya ne oldu” onu anlatayım.

***

Olay, Tahran’da Şii din adamlarından Şah Abdülazim’in ve başka ulemanın yattığı bir mezarlığın yakınlarında meydana geldi.

Yol inşaatında çalışan bir kepçe uzmanı kepçenin bir cisme takılıp durması üzerine inip baktığında hayret verici bir şeyle karşılaştı.

Kepçenin ucunda bir mumya duruyordu. Hemen bulduğu mumya ile birlikte bir selfie çekti ve sosyal medyada yayınladı.

***

Burası Mısır olsaydı, belki kimsenin tuhafına gitmeyecek olan bu mumya, birden İran’ın bir numaralı meselesi haline geldi.

Çünkü daha o gece Tahran’dan başlayarak bütün ülkeye şu dedikodu yayıldı.

Haberin Devamı

İran’da İslami rejimin sonu gelmişti ve bu mumya onun işaretiydi.

***

Yayılan söylentiye göre kepçeye takılan mumya, İran’ın 1920’lerdeki yöneticisi Şah Rıza Pehlevi’ye aitti...

İyi ama neden mumya...

İran’da insanlar bir kefene konulup gömülüyordu.

***

Onun hikâyesi de hazırdı.

Tabii ki bu Humeyni rejiminin devirdiği Rıza Pehlevi değil, onun dedesiydi. 1925 yılında İngilizlerin yardımıyla İran’ın başına oturtulmuş ve 54 yıl sürecek Pehlevi hanedanı başlamıştı.

***

İlk Pehlevi 20 yıl boyunca iktidarda kalmış ve modern İran’ın kuruluşunu başlatmıştı.

Mesela sıtmayı yok eden oydu.

Ancak daha sonra Güney Afrika’ya sürgüne gönderilmiş, 1944 yılında orada ölmüştü.

Naaşı Mısır’a götürülmüş, orada mumyalanmış, 1950 yılında da Tahran’a getirilerek Napolyon’unkine benzeyen bir anıta gömülmüştü.

***

1979’daki İslam devriminden sonra “Adam sallandıran hâkim” diye şöhret yapan Sadık Halhali onun mozolesini kırdırmış, mumyanın ne olduğu veya nereye götürüldüğü bir sır olarak kalmıştı.

Şimdi, 38 yıl sonra bir kepçe operatörü, oraya yakın bir yeri kazarken tesadüfen bu mumyayı ortaya çıkarmıştı.

***

Bu arada ilginç bir şey daha oldu. Tahran Şehri Ulusal Kültür Mirası Kuruluşu Başkanı Hasan Halilabadi bu mumyanın Şah Rıza Pehlevi’ye ait olabileceğini açıkladı.

Haberin Devamı

Ancak devletin yarı resmi haber ajansı olan ISNA’ya yaptığı bu açıklama kısa süre sonra yayından çekildi.

Bu arada mumyanın ne olduğu, nereye götürüldüğü bilinmiyor...

Hatta el altından, kepçe operatörünün çektiği selfie’nin bir photoshop olduğu söylentisi yayılmaya başlandı.

***

Kısaca Çorumlular mezarlıkta ağlayan kızı hâlâ bulamadı.

İran resmi devleti için ise böyle bir mumya olayı resmen hiç yaşanmadı.

***

Mumya İran’da İslami rejimin sonu olarak görülüyor.

Çorum’daki ağlayan kızın, ne için ve kimin için ağladığı ise henüz öğrenilemedi.

 

Kepçeye takılan mumya nasıl ortadan kaybolduBAĞIMSIZLIK REFERANDUMUNDAN SONRAKİ EL CLASİCO GÖZLEMİ
ÖNCEKİ akşam Barcelona’da oynanan El Clasico maçını izlemeyi istememin iki nedeni vardı.

Haberin Devamı

Birincisi, El Clasico El Clasico’dur ve bu sahada o maçı izlemek her faniye nasip olacak bir şey değildir. Ama bu defa özel bir merakım vardı. Katalonya’da yapılan bağımsızlık referandumundan sonra bu El Clasico acaba milliyetçi bir patlamaya dönüşebilir miydi, onu görmek istiyordum.

Atmosferi bir düşünün. Özerk bölge olarak bağımsızlık referandumu yapmışsınız.

Halkın çoğunluğu evet demiş.

Ama Madrid’deki merkezi hükümet bu referandumu tanımamış...

Üstelik, el koymuş, liderlerini tutuklatmış.

Böylesine bir gerginlik var ve en büyük rakibiniz de İspanya başkentinin en güçlü simgesi.

90 bin kişilik stat hıncahınç dolu...

Oyunda zaman zaman sertleşmeler gözleniyor.

Haberin Devamı

Tribünlerde Katalonya bayrakları dalgalanıyor.

Ama daha geçen yıl yaşanan bu siyasi gerginlik zerre kadar stada yansımıyor...

Diyeceğim, bu stattan alınacak tek ders oynanan futbol değil...

Siyasi dersler de var.

 

BU HAYRAN KESİN CEMAL SÜREYA OKUMUŞ BİRİSİ
CUMARTESİ Postası’ndan bir başlık...

Ahu Yağtu bugüne kadar aldığı en ilginç hayran mesajını açıklıyor.

Şöyle yazmış hayranı:

“Tasma takıp beni sokakta gezdirin...”

Ahhh Cemal Süreya’nın bizim kuşağımızı mahveden o dizesi geldi aklıma...

“Daha neyin olayım isterdin...

Onursuzunum senin.”

Bu arkadaşın da “Daha neyin olayım isterdin/Köpeğinim senin...” der gibi bir hali var...

Yoksa yanılıyor muyum...

 

Kepçeye takılan mumya nasıl ortadan kaybolduŞEYMA’NIN ELBİSESİ VE GÖZLÜĞÜ BANA NE DİYOR
PAZAR günü Hürriyet’te Şeyma Subaşı’nın bu fotoğrafını gördüm.  Bittim vallahi... İçim açıldı...

Haberin Devamı

Puantiye elbise, eldeki fil şeklindeki çanta... Ayakkabılar...

Hele hele gözlükler...

Yaşşa Şeyma hep böyle bulunduğun yere neşe, modernlik ve kendine güven saçmaya devam et...

İnan iyi geliyor bize...

 

BAKIN MARS, DÜNYA’DA EN ÇOK NEREYE BENZİYORMUŞ
GEÇEN cumartesi gecesi California’daki Vandenberg askeri üssünden fırlatılan Atlas 5 roketi, bugüne kadar uzaya gönderilen belki de en küçük teknik malzemeyi taşıyor.

26 Kasım günü Mars’a inecek olan teknik malzeme, 2 valiz büyüklüğünde...

Çip teknolojisindeki olağanüstü gelişme nedeniyle bir zamanlar TIR kamyonu kadar şeylere sığmayan malzeme şimdi valize girecek kadar küçüldü.

İşte bu küçük alet, büyük bir işi başaracak.

Mars’ın faaliyet haritasını çıkaracak. Mars taşlık bir araziye sahip. Dünya’da nereye benziyor derseniz, en ilginç tarifini geçen cumartesi günü New York Times’ta okudum.

“Mısır ekili olmayan bir Kansas...”

Ben de “Üzüm bağı ekilmemiş Denizli güney platosu” diyorum...

Bir de teşbihte (benzetmede) hata olmaz diyorum.

Yazarın Tüm Yazıları