Paylaş
Yani Türk ordusu, o günün imkânsızlıkları ile Kıbrıs’ın Kocaoğlan Plajı’na adım atarken o daha 5 yaşındaydı...
İşte o yüzden rahmetli Bülent Ecevit için sarf ettiği şu söz ağzından çıkarken kulakları duymamış olabilir...
“Sizin Bülent Ecevit değil mi Clinton’ın karşısında el pençe duran...”
*
Belli ki kafasında bir fotoğraf var... O fotoğraf da kendisine bu ülkenin tarihini unutturmuş.
Bugün Kıbrıs Türkü özgürlük içinde yaşıyorsa o tarihi ben hatırlatayım...
*
Hanımefendi...
Bu ülke bundan 45 yıl önce, Cumhuriyet tarihinin en önemli savaşının kararını verdi.
Denizaşırı bir askeri harekâtla Kıbrıs Türkü’ne özgürlük getirdi.
*
Hadi kafanızdan CHP tarihini sildiniz... O tarihi kararı alırken yanında olan ve milletvekilliğini yaptığınız partinin ilk temellerini atan rahmetli Necmettin Erbakan’ı da mı sildiniz... Nasıl bir hafıza resetlemesidir bu...
*
Hanımefendi...
Tarih Türkiye’nin tarihi, sizin 2003 yılında siyasete atılmanızla başlamadı...
Ve sizinle bitmeyecek...
O gün 5 yaşında olmanız, size böyle bir vefasızlık hakkı vermiyor.
Atatürk’üyle, İnönü’süyle, Celal Bayar’ıyla, Adnan Menderes’iyle, Süleyman Demirel’iyle, Bülent Ecevit’iyle Turgut Özal’ı, Alpaslan Türkeş’i, Necmettin Erbakan’ı ile bu ülkeye büyük hizmetler yapan insanlar yazdı bu ülkenin tarihini... Bugün de yazılmaya devam ediyor.
Eğer yarın bugüne de vefasızlık edilmesini istemiyorsanız... Lütfen düne karşı saygılı ve vefalı olun.
*
Ve bilin ki... Siz belki o tarihe bir nokta olarak bile kalmayacaksınız, ama o insanlar hep kalacak...
*
Çünkü tarih sizin hafızanız kadar kısa ve vefasız değil...
‘HADDİNİ BİLDİREN’ VEKİLE BEN DE FENA SAYDIRIYORUM
ŞİMDİ geleyim, “Bu hanımefendiye haddini bildirin Sayın Başkan” diye haykıran CHP’li milletvekiline... Ben de tepki gösterdim bu münasebetsiz lafa...
Ama bunu “başı örtülü bir kadına” söylediği için değil...
Bir kadına söylediği için...
Bir başka erkek milletvekiline söylese de aynı tepkiyi gösterirdim...
*
Nedir bu bitip tükenmek bilmeyen “haddini bildirme” tutkusu...
Kim veriyor size “haddin sınırlarını” tayin etme hakkını...
*
Ama dönüp öteki tarafa da şunu sormak istiyorum.
Aynı lafı bir AKP’li, başı açık bir kadına söyleseydi, aynı tepkiyi gösterecek miydiniz?
Yoksa içinizde hâlâ “Şu durumdan ne vazife çıkarabilirim” duygusu mu var...
*
Genç kuşakların kafasında artık bir başörtüsü sorunu yok... Başı açık kadın sorunu da yok...
Ama ne yazık ki bizim kuşaklarımız hâlâ kadının yakasını, eteğini, başının örtüsünü bırakamıyor...
Özellikle de erkekleri...
TUHAFLIK BENDE Mİ, ‘MERVE GELİNİN KINA GECESİ’Nİ SEVDİM
ODATV görüntüleri “İslamcı sosyetenin dansözlü kına gecesi videosunu izlemediyseniz çok şey kaçırdınız” diye vermiş...
Gerçekten kaçırmışım...
*
İtiraf edeyim ben çok eğlendim seyrederken...
Dansözü sevdim...
Kadınlardan oluşan Karadeniz horonunu sevdim.
Çaldıkları şarkıyı sevdim...
Ne var bunda anlamadım...
Parası var eğleniyor... Bakıyorum orada burada “Görgüsüzlük” falan diyorlar...
*
Şimdi beni konuşturmayın... Bu ülkede her önüne gelen görgüsüzlüğün tarifini kendine göre yapmaya başlarsa... Yani milletçe bir görgü yarışına başlarsak...
Kimin kazanacağı kimin kaybedeceği, kaybedenin mi galip sayılacağı, yoksa kazananın mı hiiiç belli olmaz...
BÜŞRA BENCE BAŞARILI BİR İŞKADINI OLMUŞ
BIRAKIN eğlensin insanlar... Bu ülkeye eğlenenden değil eğlenmeyi yasaklayandan zarar gelir.
Ne çekiyorsak, siyasetteki ve köşelerindeki varlığını başkalarının eğlenmesine, giyimine, içkisine musallat olanlardan çekiyoruz. Unutmayın, burası bir Akdeniz ülkesi ve bizler Akdenizliyiz...
İç Anadolu’da, Orta Anadolu’da kapalı kapılar ardında da göbek atarız... Trakya’da, Ege’nin, Akdeniz’in sahil kasabalarında açık yerlerde de, masaların üzerinde de... Bırakın herkes kendi parasına kendi meşrebine göre eğlensin yahu... Bu arada bebeğine şatafatlı mevlitle gündemde olan Büşra Nur Çalar Söylemez’i de kutlarım... İyi bir girişimci kadın o...
SEVGİLİ CENGİZ, ‘ORANTILI MİZAH’IN ORANTISI NEDİR
CENGİZ Semercioğlu dün “Orantısız mizah” diye bir kavram ortaya attı.
Cem Yılmaz’ın sahnede bana yaptığını “orantılı”, Haluk Levent’e yaptığını ise “orantısız” bulmuş... Geçenlerde beni de ağaçtan sarkan bir maymun olarak çizdiler. Ne alındım, ne kimseye bir şey dedim...
Diyeceğim, mizaha oran biçmeye, kırat tayin etmeye başlarsak, bu işin sonu olmaz...
Tahmin ediyorum, “Crown” dizisinin üçüncü sezonunu seyretmişsindir... İngiltere Başbakanı, kömür madencilerinin grevi sırasında bir mizah gösterisini seyretmeye gidiyor...
Adama neler yapıyorlar...
Bir de Monty Python skeçlerini seyret...
O yıllar 1970’ler, 80’ler...
Hadi onları bırakalım, Türkiye’nin “Gırgır”lı, “Penguen”li yıllarını da mı unuttun... Oldu olacak bir de “Mizah RTÜK’Ü” yaratalım olsun bitsin...
Paylaş