Paylaş
Hani üzerinden sarkan takım elbisesi, iğreti kravatı ile bir bavulu taşıyan adamı...
***
Adı Mehmet Baransu’ydu...
***
O bavulda güya bir darbenin delilleri vardı.
İktidarın bütün organlarının manşetleri yıkılıyor, cayır cayır yanıyordu.
Darbeciler suçüstü yakalanmıştı...
***
Ve “günün kahramanı” oydu...
Bir gazeteci...
Yere göğe koyamıyorlardı onu...
***
O gün ne kadar da fiyakalıydı...
Yüzündeki ifade nasıl da “Bu dağları ben yarattım” havasındaydı...
325 subayı yıllarca içeride yatırmış, hem onların hem ailelerinin hayatını kaydırmıştı.
***
Sonra anlaşıldı ki, o bavuldaki şeyler, bir darbenin delilleri değil, kapkara bir iftiranın ondan da kara bir mihrak tarafından imal edilmiş cinayet aletleriymiş...
***
O bavullu adam dün Posta gazetesinin manşetindeydi.
Şimdi çocukları Baransu soyadından kurtulmak için dava açmışlar...
***
Herkes bu bavullu fotoğrafı masasının üzerine koyup hep bakmalı.
Çünkü her devrin bavullu adamları var.
Sonra bir gün geliyor...
Ve devran dönüyor...
‘15 TEMMUZ’ 100 YIL SONRA DA DEMOKRASİ BAYRAMI OLACAK MI
DÜN karayoluyla İstanbul’a dönerken, İzmir’in Sabuncubeli bölgesinde bir tabela dikkatimi çekti:
“15 Temmuz Demokrasi Şehitleri Hatıra Ormanı...”
Bundan 55 yıl önce, 13-14 yaşında bir çocuk olarak oradan geçerken, “27 Mayıs Hürriyet Bayramı Hatıra Ormanı” tabelaları görürdüm.
Adnan Menderes hayranı bir babanın oğluydum ve o tabelalar bana hep hüzün verirdi.
Sonra bir gün 27 Mayıs bayramı kaldırıldı.
O askeri dönemde yönetimin başına getirilen Cemal Gürsel’in Anıtkabir’deki mezarı bile taşındı.
Dün Sabuncubeli’den geçerken düşündüm...
Acaba 15 Temmuz’u bundan 50 yıl sonra da demokrasi bayramı olarak kutlayabilecek miyiz...
Biliyor musunuz, bu, bizim neslimize bağlı...
Vicdansızlık yapmaz, adaletli davranır, demokrasiden şaşmazsak...
Evet 50 yıl sonra da, 100 yıl sonra da kutlarız.
EYÜP CAN’IN SUYA BIRAKTIĞI MEKTUP
ŞİMDİ FETÖ’cü denilen polislerin Radikal gazetesini bastığı günü çok iyi hatırlıyorum.
Ahmet Şık’ın henüz basılmamış kitap taslağının bulunduğu bilgisayarı oradan alıp götürmüşlerdi.
O gün FETÖ’cü polislerin bastığı gazetenin genel yayın yönetmeni Eyüp Can’dı...
Eyüp geçen yıl gazeteciliği bıraktı. Artık Londra’da eşinin ve çocuklarının yanında yaşıyor.
Dün Twitter hesabından “Suya bırakılan mektup” başlıklı bir yazı yayınladı.
Bir tür savcılara vereceği ifadesi gibiydi.
Eyüp’ü 12 yıl önce bizim gruba geldiğinde tanıdım.
Yazdığı yazıları hep beğenerek okudum. Hep demokrasiyi savundu.
Ondan nasıl bir terör örgütü üyesi çıkarmaya çalışıyorlar anlayamıyorum.
KEMAL BEY ARTIK KAÇAK SARAY LAFINI BIRAKIN
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçradoğlu’nu hayranlıkla izliyorum.
Her şeyin karardığı bir ortamda bana umut veriyor.
Yapıcı, sakin, sorumluluk duygusu taşıyan, cesur bir lider oldu.
Adli yılın açılış töreni ile ilgili eleştirilerinin bir bölümüne ben de katılıyorum.
Ama Cumhurbaşkanlığı külliyesi için “kaçak saray” ifadesini kullanması, bana göre onun inandırıcılığını olumsuz etkiliyor.
BENDEN SELAM OLSUN SİZE KIRKAĞAÇ KAVUNCULARI
İZMİR’den gelirken Kırkağaç’ta sapsarı kavun sergilerinin içinden geçiyorum.
Bir ayçiçeği tarlası gibi...
Kavun satılan sergilerin tamamının üzerine Türk bayrakları çekilmiş.
İçim açıldı...
Kırkağaç, benim memleketim Akhisar’ın komşu ilçesi...
Benden selam olsun size Kırkağaç’ın vatansever kavuncuları...
YENİ AMY WİNEHOUSE MU
Izzy Bizu... Bu ismi bir kenara yazın.
Sanki yeni Amy Winehouse o olacak gibi...
Bu hafta çıkan “A Moment of Madness” isimli CD’si harika..
Özellikle “Lost Paradise” ve “Mad Behavior” şarkıları çok güzel.
Paylaş