Paylaş
Gülben Ergen...
Mesela sen...
Sen ki o mitingde en ön saftaydın...
***
Mustafa Sandal...
Mesela sen de...
İkimiz o gemide aynı heyecanı paylaştık.
***
Alişan...
Sen ki bu iktidara en yakın sanatçılardan birisin...
Ne korkun olmalıydı, ne bir çekincen...
***
Siz o gemiye binen, o mitinge katılan öteki bütün sanatçılar...
Sıla’ya yapılanı görünce bekledim ki, benden önce siz fırlayın ortaya ve haykırın:
“Sıla o mitinge ben de katıldım. Söylediğine hiç katılmıyorum. Şov falan değildi. Sapına kadar demokrasiye sahip çıkma hareketiydi bu.”
***
Bunu deyip arkasından eklemenizi beklerdim...
“Seninle aynı fikirde değiliz... Ama bu muamele karşısında senin yanındayız, seninle aynı saftayız...”
Bunu söylemeye en çok sizin hakkınız vardı...
Bunu yapmak, sadece onu savunmak anlamına gelmezdi çünkü...
Kendi sanatçılığınızı da savunmuş olurdunuz.
Kendi farkınızı, kendi söz hakkınızı...
Ve siz sessiz kalıyorsunuz...
Bu ülkede bir sanatçının sanatı, özgürlüğü, ekmek parası bir belediye başkanının iki dudağına kaldıysa...
Vay halimize...
HADİ KARDEŞİM UZA DA BOYUNU BİR GÖREYİM
VANDAL bir erkek tayfası Sıla’nın üzerine çullanmış...
Ben de çıkıp “Sıla, çekil ben konuşacağım o erkek takımı ile” demişim ya...
Bir Twitter tayfası, bir sosyal medya müfrezesi üzerime çullandı.
Ne maçoluğum kaldı, ne şovenliğim, ne de cinsiyetçiliğim...
Sıla’ya yapılanı unuttular, unutturdular, bana hiza vermeye uğraşıyorlar.
İyi be arkadaşım, tamam ben maçoyum, cinsiyetçiyim, şuyum buyum...
O zaman çık aynı şeyi sen söyle...
Kız yapayalnız kalmış, yanında duran yok...
Çık sen de dur onun yanında. Ona yüklenen erkek takımı ile sen de cebelleş biraz...
Hem onu demeyeceksin...
Hem de ben dediğim zaman bana aslan kesileceksin...
“Hadi be..” derim...
Sen benimle dalga geçeceğine, Sıla’nın konserini yasaklayan kafaya kafa tut da göreyim cüsseni, kaç okka çektiğini...
YANİ ASKERİN ARAZİSİ GANİMET OLARAK SİVİLE Mİ VERİLECEK
ÇEVRE Bakanı Mehmet Özhaseki’nin açıklamasını duyunca eyvah dedim...
Şehir kenarlarında askerin boşalttığı bazı yerlerde inşaat izni verilecekmiş.
Yani, askerin yıllardır gözü gibi koruduğu, şehirlerin göbeğinde yeşil alan olarak tutmayı başardığı araziler, demokrasi zaferinden sonra savaş ganimeti olarak sivile mi verilecek diye geçti içimden...
Bakın beton yığınlarına dönen şehirlerin içinden geçen her Türk’ün içinden geçen duygu şudur:
“İyi ki asker var, iyi ki bu alanları yeşil tutmayı başarmış...”
Aman dikkat edin derim.İleride kendiniz hakkında şu lafı ettirmeyin:
“Asker 80 yıl boyunca yeşili korudu, sivil beş yılda taş yığınına çevirdi...”
Çocuklarınızın ahını alırsınız.
FETÖ’CÜLER MALLARINI SATACAK DİYE TAPU İŞLEMİ DURUR MU YA
- EMLAK işi yapanlardan duydum. Tapu işlemleri kısmen durmuş, kısmen yavaşlamış.
Çünkü “FETÖ’cüler mallarını satacak, paralarını yurtdışına çıkaracak” diye duyumlar varmış...
Hayretler içinde izliyorum.
Bu nasıl bir paranoyadır ki, böyle saçma sapan bir yola sokar insanı...
Emlak sektörü ekonominin can damarlarından biri...
Böyle bir şey zaten zorda olan sektörü iyice zora sokar...
Ayrıca insanları fiyatlar düşecek diye beklentiye sokar...
Ben anlamadım. Anlayan biri açıklasın bana...
AHMET HAKAN TAVLANIN İNTİKAMINI BÖYLE Mİ ALDI
AHMET Hakan’ın yazısını beğenmiştim.
Yerinde bir müdahaleydi.
Ali Ağaoğlu’nun Hürriyet’e verdiği ilanı da çok zekice buldum.
Köşesi olan köşesiyle, parası olan verdiği ilanla polemik yapıyor.
Vallahi kendi payıma ben de keyifle izliyorum.
Küfür yok, hakaret yok...
Zekâ var...
Ali Ağaoğlu’nun tek faullü vuruşu dün bana söylediği şu söz oldu:
“Ahmet’i tavlada yendim, acısını benden böyle çıkarıyor...”
Ahmet Hakan cevap verecek mi merakla bekliyorum...
Paylaş