Paylaş
Saat 01.00 civarı...
Alt kattan aniden bir çığlık geliyor...
Koşuyoruz...
Torunum Zeynep, ağzında maskesi ile haykırıyor...
“Kurtuldu... Yaşasın İdil kurtuldu...”
Kendim kadar eminim... Aynı an, Türkiye’nin dört bir yanında evlerden aynı sevinç çığlıkları yükseliyordu...
*
Sonra sabah oldu...
Elif’in bu fotoğrafı geldi önümüze...
Kurtarma görevlisinin parmağına sarılmış bu küçücük el bir anda Türkiye’yi bir baştan ötekine dolaştı...
O an, bizi bölen, bizi birbirimize düşüren her şey, herkes, her uğursuz çehre defolup gitti gözümüzün önünden...
Geriye biz bize kaldık...
Atmaya devam eden küçücük yürekler...
O yürekleri attırmaya devam etmek için gece gündüz çalışan fedakâr insanlar...
Vicdanlarımız, insan sevgilerimiz, vatan sevgilerimiz...
Bu fotoğrafa iyi bakın...
Çünkü bu fotoğraf bizim yeniden millet olmamızın yolunu açacak karedir...
Bu fotoğraf en kötü anlarımızda bile enkazın altından bir umut çığlığının gelebileceğini anlatan bir karedir...
Bu fotoğraf orada enkazın altına giren görevlilerin fedakârlığını, onun altından çıkan çocuğun minnet duygusunu, ülkenin dört bir yanındaki evlerden yükselen çığlıklardaki ortak sevinci ve bir milletin vefa duygusunu anlatıyor...
Hiçbir kötülük, hiçbir nifak, hiçbir kara vicdan, hiçbir yüzsüzlük, hiçbir ruhsuzluk, hiçbir nefret işte bu kareyi bize unutturamaz...
*
Bu fotoğrafı saklayın...
Kalbinizin mutena bir köşesine asın...
Birkaç vicdansız, üç-dört kötü siyasetçi, beş-altı ondan da kötü yalaka, altı-yedi fırsatçı dışında bu fotoğrafta hepimiz varız...
Enkaz altından
kucaklarında küçük köpekleri, kedileri, tavşanlarıyla çıkan bebelerimize birlikte sevinen...
Enkazın altından çıkamayanlarımıza ise yine hep birlikte ağlayan insanlarız artık...
Yani...
Tasada ve sevinçte bir olmayı başaran bir millet...
*
Bu kare, uzun süredir ihmal ettiğimiz çok önemli bir şeyi hatırlattı bize...
En güzel aile fotoğrafımızı...
BU DEPREMİN VE HER DEPREMİN KAYBEDENİ
Böyle bir günde insanlık dışı kapkara vicdanlarıyla İzmir’e laf atanlar...
Böyle bir günde kurtarma görevlisinin elinden cep telefonunu alıp siyasi şov yapmaya kalkanlar...
Böyle bir günde merkezi yönetimle yerel yönetimlerin, sivil toplum örgütlerinin el ele, gönül gönüle çalıştığı bir günde bile, durumdan vazife çıkarıp seçimle işbaşına gelmiş yerel yöneticileri yok sayarak, sadece merkezi hükümet varmış izlenimi yaratmaya çalışan bölücüler...
Yardım malzemelerini alıp süpermarkette satacak kadar alçalmış, pespayeleşmiş caniler...
Böyle bir günde 99 depremini hatırlatarak, bembeyaz süt gibi bir milli beraberlikten simsiyah bir siyaset kılı çekme yanlışı yapanlar.
Tabii ki vicdansız müteahhitler, onlara göz yumanlar...
TÜRKAN HANIM’A O LAFLARI EDENE İKİ KÜÇÜK CÜMLE
O Türkan Şoray...
Hepimizin hayatına birden çok kere dokunmuş bir sanatçı...
“Selvi Boylumuzun Al Yazmalısı” o...
Hepimizin Asya’sı ...
Gönlümüzün Türkan Sultan’ı.
*
İlk defa konuştu... İşsiz gençlerin onu çok üzdüğünü söyledi...
Gelir adaletsizliğinin onu mutsuz ettiğini anlattı...
Kutuplaşmanın onu
kahrettiğini söyledi...
Hepimizin içini yakan şeyler...
*
Ama bakın bir seçim bölgesinin oylarıyla seçilmiş biri çıkıp bütün ülkenin oylarıyla gönlünde tahta oturttuğu sanatçı için neler diyor:
“Çamuriyetçi, HDPKK’ci, Amerikancı, İsrailci, emperyalist işbirlikçisi...”
*
Hadi bu adamın ağzının söylediğini ne kulağı ne yüreği işitiyor... Onunla aynı sıralarda oturanların hiçbiri de görmüyor, işitmiyor mu bunu...
Ayıp yahu...
BU PAYLAŞIM NİYE TÜRKİYE REKORU KIRDI BİR BAKALIM
Yanılıyor olabilirim...
Ama geçen cumartesi günü Türkiye Instagram tarihinde ya bir rekor kırıldı ya da en yüksek rakamlardan birine ulaştı.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın İzmir’den yaptığı bir paylaşımdı bu ve 6 milyon 885 bin görüntülenme aldı.
Ayrıca 14 bin yorum yapıldı...
Neydi bu paylaşım ve bu cümle?
Bir COVID paylaşımı mı?
Hayır...
Bakanın koronanın en karanlık günlerinde yaptığı paylaşımlar en fazla 2 milyon kere görüntülenmişti.
Çoğu 200-300 binde kalıyordu.
Öyleyse ne vardı bu paylaşımda...
*
Ne bakanın kendisi ne de bir başka siyasetçi vardı.
Enkaz altında bir çocukla, bir kurtarma görevlisi arasındaki konuşmaydı... Görüntüde müthiş bir psikoloji bilgisi ve sevecenlikle konuşan, güven verici bir kadın görevlinin sesini işitiyorduk..
*
Sağlık Bakanı Koca, işte bu görüntüyü paylaşıp, altına kızı kurtarmaya çalışan görevlinin şu sözünü yazdı: “UMKE personeli: Eda birazdan dışarı çıkacağız seninle, annen bizi bekliyor...”
Bir de şu cümleyi ekledi: “Umut var ve hep olacak...”
*
İşte bu küçücük video görüntüsü...
Bu küçücük cümle...
7 milyona yakın insan tarafından görüntülendi.
*
Benim çıkardığım sonuç şu: Demek ki bu ülkede artık nefret değil, umut ve sevgi daha çok paylaşılıyor...
*
Bu arada Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca’nın Instagram hesabının izleyici sayısı 11.1 milyon kişiye ulaştı.
Paylaş