Paylaş
Bu Cumhuriyet Bayramı günü...
Yazıma Sabancı Grubu’nun hazırlattığı “29 Ekim” videosu ile başlayacağım... Çünkü çok sevdim bu videoyu...
Ekrandaki Cumhuriyet sanatçısı soruyor:
“Cumhuriyet kaç kere ilan edildi bilir misiniz?”
Ve başlıyor saymaya...
“Her kız çocuğu ilkokula başladığında, Cumhuriyet bir kere daha ilan edildi...”
*
Ve devam ediyor:
“Her kadın sandık başına gittiğinde; her genç fikrini özgürce ifade ettiğinde...”
“Her fabrikada ürettiklerimiz hattan çıktığında...”
“Her hastalanan kendine bakacak bir doktor bulduğunda...”
“Her turist memleketimize hayran kaldığında...”
“Her milli sporcumuz marşımızı çaldırdığında...”
“Her bilim insanımızın başarısı bize en büyük mirasın ilim ve akıl olduğunu hatırlattığında...”
“Cumhuriyet bir kere daha, bir kere daha, bir kere daha ilan edildi...”
*
İşte bu videoyu seyrettim...
Sonra kendime şu soruyu sordum:
“Ertuğrul... Senin için Cumhuriyet kaç kere ilan edildi?”
Ve başladım saymaya...
*
Benim için Cumhuriyet ilk defa, bundan 73 yıl önce, İzmir’in yoksul bir mahallesinde, vatanını kaybetmiş yoksul bir göçmen çocuğunun, bir matbaa işçisinin oğlu olarak, üzerinde Türk bayrağı dalgalanan, camisinde ezan okunan bir ülkede, devletin elinden geldiğince bütün vatandaşlarına açtığı parasız devlet hastanesinde, bağımsız bir vatanın hür bir vatandaşı olarak doğduğumda ilan edildi...
*
Benim ikinci Cumhuriyetim, aynı devletin bütün halk çocuklarına açık bedava ilkokulunun, Gazi İlkokulu’nun kapısından ilk adımımı attığım gün ilan edildi...
*
Cumhuriyet devletinin ortaokul, lise ve üniversite kapılarını bana yine bedava açtığı her yıl, benim için bu büyük Cumhuriyet’in yeniden ilan edildiği gündür...
*
Benim için Cumhuriyet bir kere de, eşit bir imtihanla, kimsenin torpiline ihtiyaç duymadan girdiğim sınavdan, elimde devletimin bana verdiği yurtdışı doktora bursu ile çıktığım gün ilan edilmiştir...
*
Ve geliyorum en önemlisine...
Her demokratik seçimde, bu ülkenin Malatya’sında, İslamköy’ünde, Kasımpaşa’sında, Kayseri’sinde, Refahiye’sinde, Afyonkarahisar’ında, Aydın’ında, yani bu hür vatanın her köşesinde doğmuş halk çocuklarından birini başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı, bakanlık koltuğuna oturttuğu her gün...
Bu Cumhuriyet benim gönlümde bir kere daha, bir kere daha, bir kere daha ilan edilir...
*
İşte o nedenle...
29 Ekim 1923’te kurulan, bu vatanda doğan her çocuğun içine çektiği ilk nefeste bir kere daha ilan edilen bu büyük Cumhuriyet’i, en büyük bayramımızı, alacağım son nefese kadar hep minnetle, hep coşkuyla, hep gururla kutlayacağım...
*
Yaşasın 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız...
Yaşasın ilelebet payidar kalacak olan aziz Türkiye Cumhuriyeti...
Bu ülkenin bütün halk çocukları sana minnettardır...
O GÜN O MİTİNGDE BİR BEN VARDIM, BAKIN BİR DE KİM
11 Eylül 2015 günü Paris’te yapılan büyük dayanışma yürüyüşünde ben de vardım.
Bu yürüyüş, 7 Ocak günü Charlie Hebdo dergisine yapılan saldırıda 17 kişinin öldürülmesini kınamak için yapılmıştı.
Gazeteci olarak oradaydım, ama benim de içimde büyük bir dayanışma duygusu vardı.
O günkü gösterinin en ön saflarında bir başka Türk daha yürüyordu.
Başbakan Ahmet Davutoğlu...
Türkiye o dergiye yapılan saldırıya karşı böyle bir dayanışma duygusu göstermişti...
*
Ama dün aynı derginin kapağında Cumhurbaşkanı Erdoğan için çizilen o espriden zerre kadar nasibini almamış, bayağıdan da kötü, mizahın kara mizah sınırının ötesinde, kötülükler âleminin kapkaranlığına geçmiş çizgiyi gördükten sonra bugünkü duygum farklı...
O günkü dayanışma duygumun yerini aynı güçte bir tepki aldı...
Paris’teki Charlie Hebdo mitinginde. Elimdeki kartta şu yazıyor: “Cumhuriyet fanatizme karşı”
Umarım makul Fransız da, burada, Türkiye’de onların düşmanı olmayan makul Türklerde de oluşan bu tepkiyi biraz anlamaya çalışır...
Onlara, belki kendilerinin de görmediği bir tabloyu anlatmak isterim.
PARİS’TE KAÇ MÜSLÜMAN CUMA NAMAZINA GİDİYOR BİLİYOR MU
2015 yılında Charlie Hebdo’ya yapılan saldırıyı kınayan yürüyüşe katıldığımda şu araştırmayı okumuş ve yazmıştım.
Bugün Fransa’da 5 milyona yakın Müslüman yaşıyor.
Bunların 1.5 milyonu Paris bölgesinde...
Yani Paris dünyanın en büyük Müslüman şehirlerinden biri aynı zamanda.
*
Ama Fransa Müslümanları ile ilgili en çarpıcı veri şuydu:
O gün Fransa’da yaşayan her 20 Müslüman’dan sadece 1’i düzenli olarak cuma namazına gidiyordu.
Yani her 100 kişisinden sadece 5’i...
Hadi nüfusun yarısı kadın, cumaya gitmiyor diyelim...
Bu da her 100 Müslüman erkeğinden sadece 10’u düzenli olarak cuma namazına gidiyor demektir.
*
Demek ki, Fransa’da yaşayan Müslümanların öyle fanatik bir sosyolojisi yok...
PEKİ BUGÜN DURUM NE VE BU KİMİN İŞİNE YARAR
ARADAN 5 yıl geçti, bugün durum nedir bilmiyorum... Ama şunu çok iyi biliyorum...
Macron bu kafada giderse, maalesef toplumun sadece iki kesiminin ekmeğine yağ sürecek...
Fanatik Müslüman Fransızların... Ve fanatik Hıristiyan Fransızların... Bu da ne Türkiye’nin ne Fransa’nın... Ne Hıristiyanların ne de
Müslümanların yararına bir şey...
29 EKİM GÜNÜ ÜÇ AYRI HALE 3 AYRI YENİ ŞARKI
BU hafta streaming platformlarına konan Türkçe şarkılardan üçü dikkatimi çekti:
HÂLÂ “O’NSUZ” HARİKA OLAMAYANLARA: Aslı Güngör: “Meleklerin Yolu”.
YENİ BİR BÜLENT ORTAÇGİL ÖZLEYENLERE: Rody Dünyada: “Bizden Olmaz”.
ESKİ SEVGİLİLERİNİ ÇOK ÖZLEYENLERE: Veys Çolak: “İtlik Serserilik”.
KATKIDA BULUNANLAR
Sayfa Editörü: Firuzan Demir
Foto Editörü: Umut Veis
Düzeltmen: Metin Usta
Tasarım ve Uygulama: Selma Songül Zengin
Paylaş