Paylaş
Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanı Pompeo’nun Yunanistan’a yaptığı resmi ziyaretin perde arkasını çok güzel anlattı.
Böyle bir yazının çalıştığım Hürriyet gazetesinde çıkmasından dolayı da gurur duydum.
*
Yazı büyük ölçüde bu fotoğrafta gördüğünüz Girit’in Hanya bölgesinde çekilmiş fotoğraf üzerine kurulu.
Yer Yunanistan Başbakanı Miçotakis’in baba evi.
Sedat mönüde neler var onu bile yazmış.
Çok tanıdık bir mönü.
Yaprak sarma, kalçunia, yani Girit usulü sigara böreği, Grek salad, yani Yunan usulü çoban salata, güveçte arpa şehriyeli sığır eti ve çikolatalı kek.
İçki olarak da rakı.
Ama Çikuda...
Yani Girit rakısı.
*
Yunanistan bir zamanlar Amerikan karşıtlığının en yüksek olduğu ülkelerden biriydi.
Bu yemek şimdi bize anlatıyor ki Harvard mezunu bir başbakan döneminde bu hava değişiyor.
*
Girit’teki bu yemek bize başka bir sembolik mesaj daha veriyor. ABD’nin Girit’te bir deniz üssü var.
Yazıdan öğreniyoruz ki Amerikan donanmasının “USS Hershel Woody” adlı 230 metrelik çok amaçlı dev gemisi artık sürekli olarak o üste demirli kalacakmış.
Buraya kadar güzel.
Ancak dün öğrendim ki o yemekte konuşulmayan ve Türkiye’yi yakından ilgilendiren bir başka konu daha varmış.
Ben de bugün size o yemek dışındaki bir başka masada yapılan çok önemli bir konuşmayı anlatacağım.
Buyurun rakısız masada konuşulan çok önemli bir konuya...
RAKISIZ MASA SOHBETİNİ BEN NASIL YORUMLADIM
Bu öyle gizli bir konuşma değil. ABD Dışişleri Bakanlığı internet sitesinde herkese açık.
Benim yorumum şu:
BİR: ABD, Türkiye’den kopmak istemiyor ama açık bir biçimde güçlü bir alternatifi de arıyor.
İKİ: Öyle görünüyor ki, Azeri-Ermeni savaşından sonra Rusya ile ilişkilerimiz çok belirsiz bir döneme girecek.
ÜÇ: Akdeniz’de bizi destekleyen hemen hiçbir ülke yok.
DÖRT: Bizim de elmalarla armutları karıştırmamayı öğrenmemiz yararlı olacak.
Bizim de bu yalnızlığa bir alternatif oluşturma zamanımız geldi.
RAKISIZ MASADA İLGİNÇ BİR ELMA-ARMUT SOHBETİ
AMERİKAN Hariciye geleneği... Bir başkan veya yardımcısı dış seyahate gittiği zaman, seyahat dönüşü o geziyi izleyen gazetecilere bir brifing veriliyor.
Brifingi veren de dışişlerinin üst düzey bir veya iki temsilcisi oluyor.
Dışişleri Bakanı Pompeo’nun Yunanistan ziyareti sonucunda bu gelenek yerine getiriliyor. İşte bu brifingin bir bölümünde aynen şu konuşma geçiyor:
*
GAZETECİ: Yunanistan Savunma Bakanı Suda üssünün genişletileceğini ve Yunanistan’da ikinci bir Amerikan üssünün açılacağını söyledi. Son zamanlarda Amerika’nın İncirlik üssüne alternatif aradığı dedikoduları var. Planınız nedir?
DIŞİŞLERİ YETKİLİSİ: “Elmalarla armutları karıştırmayalım. Bizim Türkiye’deki yaptıklarımızla burada yaptıklarımız birbirinden farklı.”
GAZETECİ: Bu elma ve armut olayını biraz açar mısınız?
DIŞİŞLERİ YETKİLİSİ: “İkisi birbirinden tamamen farklı iki şey.”
GAZETECİ: Yani biri kara üssü öteki deniz üssü mü diyorsunuz? Ama niye elma ile armut?
DIŞİŞLERİ YETKİLİSİ: “Çünkü ikisinin misyonları farklı, ikisinin coğrafi konumları farklı.”
GAZETECİ: Ama birbirlerine çok yakın konumdalar.
DIŞİŞLERİ YETKİLİSİ: “İncirlik bir denize çıkışı olmayan üs, Suda Körfezi ise deniz üssü. İncirlik’e bir gemiyi demirleyemezsiniz.”
GAZETECİ: Ok. Anladım.
DEVLET YÖNETMEK INSTAGRAM’A KÜFÜR YAZMAKLA AYNI ŞEY DEĞİLMİŞ
BAKIN son 2 haftada neler oldu:
Hakaret trolleri: Fransa Devlet Başkanı Macron’un, boyundan başlayıp sülalesinden çıkıyorlardı troller.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü “Macron’la anlaştık” diye açıklama yaptı.
Hakaret trolleri: Yunanistan’la birbirimizin gemilerini batıracak hale geldiğimiz günlerde Yunan Başbakanı’na da saydırıyordu.
Şimdi masada konuşuyoruz.
Üstelik dün sabah Yunanistan polisi 5 FETÖ’cüyü gözaltına aldı.
Hakaret trolleri: Amerika’ya küfredip Rusya’yı övüyordu.
Bakın önceki gün Rusya bizi Suriyelileri Karabağ’a göndermekle suçladı.
Hakaret trolleri: Neredeyse Azerbaycan’dan da ileri gidip cepheye koşacak kadar ateşlenmişlerdi.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı “Türkiye bu olayda taraf değildir” açıklaması yapmak zorunda kaldı. Neden?
Çünkü Instagram’a küfür yazmakla devlet yönetmek aynı şey değil.
Allah’tan ki devleti yönetenlerde bu akıl var.
KADIKÖY KIZ LİSESİ’NDEN DÜNYAYA AÇILAN DEFİLE
TÜRKİYE’nin yarattığı en başarılı fashion markalarında biri olan Dice Kayek, 2020-21 ilkbahar-yaz defilesini dün YouTube üzerinden yaptı.
Onlar da artık yeni tasarımlarını bir senaryo çerçevesinde videolarla yapıyor.
Çok beğendim.
Ayşe ruhsuz fizik öğretmeni rolünde çok başarılı...
Bir de dekorları çok sevdim.
Kadıköy Kız Lisesi’nin bugün metruk binasında çekmişler.
Hep söylüyorum.
Klasik defileler bitiyor, dijital defile dönemi açılıyor.
Ayşe ile Ece de her zamanki gibi öncüler...
BEŞİKTAŞ, TRABZON VE BAŞAKŞEHİR NE DURUMDA
Dün başladığım yeşil sahaların dijital performansı ile ilgili yazımı bugün öteki üç kulüple tamamlıyorum..
Beşiktaş’ın Instagram hesabının takipçi sayısı 3.5 milyon.
Son paylaşımı önceki gün yapmış. 284 bin 736 beğeni almış.
Beşiktaş takipçisinin beğeni rakamları 60 binle 200 bin arasında yoğunlaşıyor.
Yani takipçi sayısı Galatasaray’ın üçte biri kadar ama aktif beğenme sayısı Galatasaray’ınkine yakın.
Trabzonspor’un Instagram takipçisi 785 bin. Beğeni sayıları 60 binle 150 bin arasında yoğunlaşıyor.
Başakşehir’in takipçi sayısı 129 bin. Ancak beğeni sayıları 1.500 ile 10 bin arasında. Yani aktif katılım çok düşük.
BASKETBOLDA DURUM
Fenerbahçe basketbol takımının resmi sayfasının takipçi sayısı: 969 bin. Beğeni rakamları ise çok yüksek. Yani Fenerbahçe’nin basket takımının takipçisi futbol takipçisi kadar aktif.
Galatasaray basketbol takımının resmi Instagram hesabının takipçi sayısı: 304 bin. Beğeni rakamları çok düşük. Galatasaray’ın futbol taraftarı basket taraftarından çok daha fazla motive.
BANA ‘ERMENİ DÖLÜ’ DİYEN ARKADAŞ SENDEN RİCAM VAR
INSTAGRAM hesabımın altına yazılanlara bakılırsa ezici çoğunluk Ece Üner’den yana...
Ölmemi isteyenler, ülkeden çekip gitmemi isteyenler, aileme küfredenler...
Hiçbirini de silmiyorum.
Ama içlerinden bazıları var ki, işte onlara seslenmek istiyorum.
Bak arkadaş...
Bana “Ermeni dölü” demişsin. “Kürt dölü” demişsin...
Belli ki senin gözünde bu aidiyetler kötü bir şey. Benim gözümde değil.
Ben Türk’üm.
Türklüğümle hep övündüm.
Ama Kürt de olsam, Ermeni de olsam, Yahudi, Fransız, Arap da olsam yine övünürdüm.
Beni anlamanı beklemiyorum, ama yine de senden bir ricam var.
Bana istediğin küfrü et. Bugüne kadar kimseye dava açmadım, sana bile açmam.
Ama mert ol. Bana küfredeceğim diye başka milletlerin gururunu kıracak, incitecek, küçültecek laflar etme...
KATKIDA BULUNANLAR
Sayfa Editörü: Firuzan Demir
Foto Editörü: Umut Veis
Düzeltmen: Metin Usta
Tasarım ve Uygulama: Selma Songül Zengin
Paylaş