Bir sınır kasabamızdan ibret dolu cuma hikâyesi

Sonra Oya’yla konuşup ayrıntılarını ondan dinledim.

*

Gülay Demir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı bir Kürt kızı.

Kürt açılımı sırasında kurulan TRT Kürdi’de çalışıyor.

Aynı zamanda üniversite bitirme sınavlarına katılıyor.

*

Gülay Demir, Hürriyet’ten Oya Armutçu’nun arkadaşı...

Önceki perşembe günü ikisi Artuklu Üniversitesi’ndeki bir panel için Mardin’e gidiyorlar.

Sonra birlikte Nusaybin’e geçip Gülay’ın annesi ve babasıyla tanışıyorlar.

Gülay’ın babası Mehmet Şirin Demir bir emekli...

*

Olayın bundan sonrası tam bir aile dramı.

Mehmet Şirin Demir, YPG terör örgütünün geçen cuma günü Nusaybin’e yaptığı havan saldırısında hayatını kaybeden 8 kişiden biri.

Gülay’ın annesi, babasının ölümünü şöyle anlatıyor:

“İlk havan mermisi sokakta gençlerin bulunduğu bir yere düştü. Mehmet o gençlere yardım için sokağa fırladı ve yardım ederken düşen bir başka mermiyle hayatını kaybetti...”

*

Hani deniyor ya...

YPG terör örgütü değildir...

Buyurun size ne mal olduğunu anlatan bir aile dramı...

Güya Kürt davası için savaşıyorlar değil mi...

Öldürdükleri insanlar da Kürtler...

*

PKK/YPG kara propagandasından sağır olan kulaklar duyar, kör olan gözler görür mü bilmem ama bu hikâye, Türk ordusunun orada kimi kime karşı koruduğunun da güzel bir ispatı...

*

Sınır kasabamızdaki bir Kürt ailesinden kalan şu fotoğraf bize bu olayın gerçek yüzünü çok güzel anlatıyor.

KİMİN BAYRAĞI ÇEKİLMELİ ÖSO’NUN MU SURİYE’NİN Mİ

BEN açık kaynak gazetecisiyim.

Bir satırarası okuma uzmanı da diyebilirsiniz.

Şu bilgileri Sedat Ergin’in geçen cumartesi günkü yazısından alıyorum.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Sırbistan dönüşü gazetecilerle yaptığı konuşmalardan bazı cümleleri alt alta yazdım.

*

- BİR: FIRAT’IN DOĞUSU KİMİN: “Orada (Suriye) Amerika’nın bir hava sahası yok... Orası Suriye’ye ait hava sahasıdır.”

*

- İKİ: SURİYE’DE KİMİNLE KONUŞUYORUZ: “Suriye’de rejimle ilişkilerimizi Rusya üzerinden sürdürüyoruz.” “Liderler birçok yerde devreden çıkar ama ne yapar? Kendi istihbarat örgütünü bu noktada ilişkileri sürdürmesi bakımından kullanır, değerlendirir.” 

*

- ÜÇ: ESAD’LA NEDEN KONUŞUYORUZ: “Öyle veya böyle, düşmanınız dahi olsa ipi tamamen koparmayacaksınız. O ip size bir zaman lazım olabilir.”

*

- DÖRT: ESAD’LA İPİ NEDEN KOPARMIYORUZ: “Bölgenin refahı ve huzura kavuşması için.”

*

- BEŞ: TÜRKİYE HAREKÂTI HANGİ HUKUKİ TEMELE DAYANDIRIYOR: Onu da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ağzından dinleyelim:

“Adana mutabakatına...”

Yani Türkiye Cumhuriyeti devleti ile şu an Şam’da bulunan Suriye devletinin eskiden yaptığı anlaşmaya...

*

Gelin öyleyse şuna karar verelim.

Sınırımızın öteki tarafında kim kime daha yakın?

Daha doğrusu kim kime daha yakın olmalı?

*

YPG Esad’a mı...

Yoksa Türkiye Esad’a mı...

*

Ben bir adım ileri gidip şunu söyleyeceğim.

Sınırın bu tarafında Türk bayrağı dalgalanırken, öteki tarafta YPG bayrağı inmiştir...

Şimdi oraya kimin bayrağının çekileceğine en akıllı kararı verme zamanı.

HANGİ İNDE SAKLANDIĞINI BİLMEDİĞİM O ALÇAK ADAMA

ZEKERİYA Öz denen o alçak adama diyorum...

Ona ve 6 yıl önce Beşiktaş Adliyesi’nde yuvalanmış o kalleş çetenin bütün alçaklarına...

Savcı adı altında, hâkim adı altında, polis adı altında bu ülkeye pusu kurmuş o FETÖ eşkıyasına...

*

- O uğursuz emelleriniz için bu ülkenin kahraman ordusunu paramparça etmeye kalktınız...

- Kahraman evlatlarını zindanlara attınız, şereflerinle oynadınız, gururlarını kırdınız...

Ölümlere sürüklediniz...

- O ordunun en tepesindeki komutanına terörist diyecek kadar alçaklaştınız...

Onu hapislere çürütmeye kalkacak kadar adileştiniz...

- Ailelerine dil uzatacak kadar pespayeleştiniz...

*

Gördünüz mü şimdi o ordu, bizim ordumuz, milletimizin ordusu sınır ötesinde ne kahramanlıklar yapıyor...

Amerika’nın yıllardır silahlandırdığı terör örgütünün elindeki yerleri nasıl askeri maharet ve cesaretle adım adım temizliyor...

*

Gördünüz mü, emrinizdeki gazetelerin köşelerinde lime lime etmeye kalktığınız o kahraman komutanlar nasıl bir destan yazıyorlar orada vatanları için...

Milli şuur neymiş ve kimde varmış gördünüz mü şimdi...

*

Hepiniz, topunuz birlikte yıkmaya çalışmıştınız bu orduyu...

Yıkılmadı... Dimdik ayakta...

Ve bayrak elde sizin kadar felaket, gaddar ve pislik bir terör çetesinin kökünü kazımak için kahramanca savaşıyor...

*

Umarım, Allah sizde bir damla utanma duygusu bırakmıştır da...

Bu damla içinizde sizi kahredecek bir nedamet pınarı haline dönüşmüştür.