Bir gazetenin lideri destekleme hakkı

ESKİ genel yayın yönetmenini çok iyi tanıdığım...

Haberin Devamı


Karakterini çok iyi bildiğim gazetenin birinci sayfasında, gazeteyi yapan gazetecilerin birinci sayfadan ilan ettiği kararı okuyunca inanın çok şaşırdım.

 

* * * 

 

Amerika’nın en yüksek tirajlı gazetelerinden USA Today kurulduğu günden, yani 34 yıldan beri titizlikle sürdürdüğü bir tavrını önceki gün ilk defa bozdu.

 

Gazetenin “yayın kurulu” bir açıklama yaparak, çok net bir dille okurlarını “Trump’a oy vermemeye” davet etti.

 

Yayın kurulu bu tavrını gazete üzerinde bir açıklama ile duyurdu.

 

Üstelik nedenini şu çok ağır iki cümleyle açıkladı:

 

Haberin Devamı

“Trump, Amerika’nın ihtiyacı olan bilgi, hazırlık ve dürüstlük ölçülerine sahip değildir.”

 

“Trump, cehaletinden veya umursamazlığından dolayı, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana bütün Amerikan başkanlarının kabul ettiği ilkelere ihanet etti.”

 

* * * 

 

Evet Amerika’nın en apolitik gazetesi...

 

34 yıldır, seçimlerde etliye sütlüye karışmamış medyası...

 

Trump tarzı bir liderin iktidara gelmesi ihtimaline karşı çok açık, çok cesur bir tavır alıyor.

 

* * *

 

Kusura bakmayın...

 

İster istemez kendi ülkemi düşünüyorum...

 

Yükselen ve güçlü bir lidere karşı bu ifadeleri kullansaydık başımıza neler gelirdi...

 

Yaşadım biliyorum...

 

* * * 

 

Haberin Devamı

O yüzden sadece şunu merak ediyorum.

 

Acaba Trump kazanırsa, New York Times, Washington Post ve USA Today’in kapısına FETÖ’cü vergi abileri ve müritleri dayanacak mı...

 

SARI KÂKÜLLÜ ADAM VAR YA ROMA’NIN SAVAŞ TANRISIYMIŞ

 

ABD başkan adayı Hillary Clinton tam olarak hangi saatte doğdu?

 

Amerikan seçim kampanyasında şu an için en merak edilen konu bu.

 

Ülkenin bütün yıldız falcıları, Hillary Clinton’ın doğum saatini öğrenmek için yarışıyor.

 

***

 

Trump’ta sorun yok.Donald Trump, 14 Haziran 1946 sabahı saat tam 10.54’te New York’un Queens bölgesindeki Jamaika Hastanesi’nde doğmuş.

 

Doğum sertifikasını kendisi açıklamış.Doğum saati neden önemli?

 

* * * 

 

Bir kişinin yıldız falına bakarak karakterini açıklamak için mutlaka doğumunun dakikasını bilmek gerekiyor.Astrologlara göre Trump “Mars’ın çok kuvvetli biçimde etkisinde”.Bu da ona “Roma’nın savaş tanrıları karakteri” veriyor.Trump bu enerjiyi kanalize ediyor.

 

* * *

 

Haberin Devamı

Amerikan kamuoyu Trump’ın bu özelliklerini biliyor. Asıl merak ettikleri Hillary.Hillary Clinton 26 Ekim 1947’de Chicago’daki Edgewater Hastanesi’nde doğdu.Ancak bugüne kadar astrologlar çok istediği halde hiçbir zaman doğum sertifikasını kimseye göstermedi.Amerika’yı 4 yıl boyunca yönetebilecek olan bu kişinin tam karakteri bilinemiyor.

 

SABAH 8’DE Mİ DOĞDU YOKSA AKŞAM 8’DE Mİ

 

1980 yılında bir astrolog siyasi bir faaliyet sırasında Hillary Clinton’a hangi saatte doğduğunu sormuş.

 

O da akşam saat 8’de doğduğunu söylemiş.

 

Bu doğruysa, Hillary çok güçlü bir şekilde Gemini ve Uranüs’ün etkisinde.

 

Bu da onda eratik ve öngörülemez bir karakter yaratıyor.

 

Haberin Devamı

Trump bu yoruma bakarak onu sık sık “çok değişken ruhlu olmak”la eleştiriyor.

 

New York’lu bir astronot ise 2003 yılında Manhattan’daki Barnes and Nobles kitapçısında kitabını imzalarken aynı soruyu sorduğunu ancak orada kendisine “sabah 8’de doğduğunu” söylediğini belirtiyor.

 

Tabii bu onun karakterini tamamen değiştiriyor.

 

Annesi ise “sabah kahvaltı saatinde doğduğunu” söylüyor.

 

Astrologların çoğu, onun doğum saati olarak 08.02’yi kullanıyor.

 

Bu onu Merkür’ün etkisinde, karmaşık bir karakter yapısına götürüyor.

 

“Onda hep bir Akrep saklı” deniyor.

 

Her iki adayın yıldız falına bakan falcılardan biri çok iddialı bir şey söylüyor:

 

“Kim kazanırsa kazansın, onun için başkanlık, balayı daha başlamadan bitecek...”

 

Haberin Devamı

MUHAFAZAKÂR TÜRKİYE’DE İÇENLERİN YENİ SLOGANI

 

MALUM, artık muhafazakâr bir Türkiye’de yaşıyoruz.

 

Artık öyle kolay kolay “Hadi içelim” demek mümkün değil.

 

O yüzden gizli diller, çevre parolaları, şifreler oluşuyor.

 

Önceki hafta öğrendim ki, akşamüzeri içmek isteyen insanlar arasındaki yeni parola şuymuş:

 

“Yüzleşelim abi...”

 

Ne anlama geldiğini sordum.Şuymuş.Hemen hepsi akşamüzeri bir kadeh atmak istiyor ya...

 

Çevrede mutlaka Ankara’ya gammazlayacak bir şüpheli var.O yüzden kendi aralarında “Yüzleşelim” diyorlar.

 

Anlamı şuymuş:Artık muhafazakâr bir ülkede yaşıyoruz. Görünmeden içmeliyiz. O yüzden bu, ülkemizin yeni gerçeği ile “Yüzleşelim” parolası cuk diye oturuyor.

 

Yani pazar günü sloganımız şu:“Yüzleşelim abi...”Şerefinize...

 

HÜZÜNLÜYSENİZ HER ŞEY BASTIYSA 80’LERİ KEŞFETTİYSENİZ

 

 ÜÇ halinize üç şarkı:

 

* * * 

 

Her şey size hüzün veriyor ve bu hüznü yaşamak istiyorsanız:

 

Jaime E. Echavarria: “Nadie Ha Muerto de Amor”.

 

* * *

 

Her şey size bastıysa ve naif bir mutluluk yaşamak istiyorsanız:

 

Midnight to Monaco: “One Way Ticket”.

 

* * *

 

80’lerin değeri geç keşfedilen özgür ve apolitik bireyselliğine dönmek istiyorsanız:

 

The Cure: “Friday I’m in Love”veya “Pictures Of You”.

 

BEN BU ÇAKMA DÖRDÜNCÜ MURAT KARAKTERİ ÇOK İYİ BİLİRİM, KIBLESİ ANKARA’DIR

 

VALİYE yetki vermişler, hemen içki içilen bütün yerleri kapatmış.

 

Yaşım 69. Ben ülkemde bu karakteri çok çok gördüm, iyi bilirim.

 

Kıblesi Mekke değil, Ankara’dır. Yarın demokrat bir iktidar gelsin, eğer kendi eliyle ilk içki satan yerleri o açmazsa ne olayım.Ama Ankara’daki muhafazakâr iktidara da şunu söylemek isterim.

 

Bir ülkede, durumdan vazife çıkaran böyle karakterler böyle göstermelik “Dördüncü Murat hallerine” girip içki yasaklarına başladı mı...

 

Bilin ki o şehirde içki içen sayısı artacaktır.

 

 

YARINDAN İTİBAREN ÜÇ GÜN TÜRKİYE’DE HİZMETİNİZDEYİM

 

LOS Angeles, Las Vegas, Little Rock ve bugün Paris...


Kısa dünya seyahatim bugün bitiyor.

 

Yarından itibaren

 

3 gün Türkiye’de hizmetinizdeyim.

 

Sonra yine Los Angeles... Bu defa “Çöl Woodstock’u”ndayım.

 

İlk gece Rolling Stones ve Beatles (kalanı).

 

İkinci gece babalar...

 

Bob Dylan ve Neil Young...

 

Üçüncü gece The Who ve Pink Floyd (kalanı).

 

Bu adamlar benim ömrümde bir daha bir araya gelir mi, gelirlerse ben görür müyüm bilmiyorum.

 

Türkiye’de bulunduğum bu üç gün boyunca etimden, kemiğimden, olmayan sütümden, kanadımdan, kolumdan...

 

Her şeyimle emrinize amadeyim.

 

 

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları