Paylaş
Bu fotoğrafa çok iyi bak...
Bak ve bu yazıyı o gözle bir de sen oku.
Ama okumadan önce, şu kardeşini de iyi tanı...
Ben yüceltilmiş siyasetçi heykelinden hazzetmeyen birisiyim. Şahsa tapınma denen duygu, benim semtime bile uğramaz...
Çünkü bu tarih bana, şahsa tapınılan her yerde, insanoğlunu ezen, kahreden bir diktatörlük hatırası bırakmıştır.
O nedenle sonuna “İzm” geldiğinde “Kemalizm” de geçmez benim muhitimden...
Ama Bayburtlu kardeşim...
Şu gönül var ya, şu benim deli gönlüm...
Orada öyle bir Atatürk meşalesi yanar ki... İşte onu kimse söndüremez...
Çünkü o ateşi hep ne yakar biliyor musunuz?
Bu aziz vatanı kurtaran ruh yakar... Mendil içi kadar kalmış bir imparatorluğu, yeniden 783 bin 562 kilometrekarelik bir Türk anayurdu haline getiren mücadelenin hatırası yakar.
Bu milleti en yüksek medeniyetler seviyesine getirme azmi yakar...
Bir minnet, bir şükran, vatanseverlik şuuru yakar...
Bak sevgili Bayburtlu kardeşim... O aziz Atatürk’ün heykeline senin şehrinde reva görülene bir bak...
Bir de şehrinin camilerine bak...
Eğer bugün senin mahallenin minarelerinden beş vakit ezan sesi duyuyorsan eğer...
Bu ses, ülkeni dünyanın en güçlü devletlerinin işgalinden kurtaran o kahraman insan ve kahraman arkadaşları sayesindedir... Kurtuluş Savaşı’nda senin şehrinden de onunla omuz omuza savaşmış, gaziler, şehitler sayesindedir...
İşte o nedenle diyorum ki...
Bu fotoğrafa iyi bak...
O büyük kahramanın heykeline bu muameleyi yapan zıpır kimse...
Bil ki, önce senin şehrine, senin vatanseverlik duyguna, yani sana hakaret etmiştir.
O yüzden git bul o zıpırı...
Ve yüzüne tükür...
SANSÜRLEYEREK TÜRKÇEYE ÇEVİRİYORUM
DÜN sosyal medya Paris’teki “sarı yelekliler” gösterilerinden gelen bu fotoğrafla çalkalandı. Macron’a karşı yazılan cümleyi biraz sansürleyerek aktarayım...
“Kendimizi becertmek isteseydik, (seçimlerde seni değil) Brad Pitt’i seçerdik.”
Pankartı bir kadının taşıdığını söylememe herhalde gerek yok.
Peki Fransa Cumhurbaşkanı, o kadın “sarı yelekliler”e, gittiği Arjantin’den ne cevap verdi:
“Sizin öfkenizi anlıyorum, dönüşte bazı yeni
düzenlemeler yapacağım ama bu kanundan geri adım atmam...”
BENCE BU FOTOĞRAF O DÜZELTMEYİ TEKZİP EDİYOR
WALL Street Journal gazetesi dün çok ilginç bir düzeltme yayınladı.
Düzeltme aynen şöyleydi:
“Dün haberimizde Vladimir Putin’in adı yanlışlıkla Vladimir Trump olarak yazılmıştır. Düzeltiriz.”
Ama gazetenin bu düzeltmeyi yayınladığı gün web sitesine koyduğu şu fotoğraftaki yüz ifadelerine bakın Allah aşkına...
Sizce bu fotoğraf gazetenin düzeltmesini tekzip etmiyor mu?
Bu dünyayı gerçekten Vladimir Trump zihniyeti yönetmiyor mu...
TURİZM KONGRESİNE ŞAPKA ÇIKARIYORUM
ÖNCEKİ gün Antalya’da düzenlenen Uluslararası Turizm Kongresi’nde konuşmacıydım.
Kongreyi düzenleyenlere şapka çıkarıyorum.
BİR: KATILANLARA: Sektör mensupları böyle kongrelere pek itibar etmez.
Ama Türk turizmciler salonu doldurmuştu ve öyle elindeki cep telefonuyla uğraşan insan sayısı çok azdı. Herkes dikkatle izliyordu.
İKİ: KATILIMCILARA: Konular iyi seçilmişti. Özellikle “Rus pazarındaki gelişmeler” konusunu çok ilgiyle izledim.
ÜÇ: DÜZENLEYENLERE: Bugüne kadar Türkiye’deki kongrelerde gördüğüm en büyük dijital ekranı kullanmışlar.
Bu tür konuşmalar artık bir “entertainment” olayı haline geldi.
Kongreyi düzenleyenlerin bu vizyonu çok hoşuma gitti.
BANA ARABADA BU PARÇAYI ÇALAN ARKADAŞA TEŞEKKÜR
ÖNCEKİ gün Antalya’da turizm kongresine giderken, beni karşılayan görevli arkadaşlar arabada harika bir müzik çalıyorlardı.
Şefika Kutluer’in “Latin Romance” adlı albümünden Jose Elizondo’nun “Şefika’s Menuetto” adlı parçası...
O kadar harika bir parça ve Şefika Kutluer o kadar güzel çalıyor ki... Ben bu albümü nasıl atlamışım diye hayıflandım.
Benim için bu yıl sonunun keyiflerinden biri oldu. O nedenle beni havaalanından alıp otele götüren arkadaşlara buradan çok teşekkür ediyorum.
ÇOK GERÇEKÇİ BİR SORU ÇOK GERÇEKÇİ BİR CEVAP
ANTALYA’daki turizm kongresinde bizden önce “Rusya pazarındaki gelişmeler” konulu bir oturum vardı.
Rusya’da şirketleri bulunan iki tur operatörü konuşmacıydı.
Biri Coral Travel GM’nin başkanı Coşkun Yurt, öteki Pegas şirketinin başkanı Ramazan Akpınar...
Orada öğrendim ki bu iki şirket, Türkiye dahil 40 destinasyona turlar düzenliyormuş ve Rusya’daki tur pazarının yüzde 50’ye yakınına sahiplermiş.
Oturumu harika ve çok direkt sorularıyla yöneten Fehmi Köftecioğlu, “Siz Türk şirketi misiniz, Rus şirketi mi” diye sorunca şu cevabı verdiler: “Türk asıllı Rus şirketiyiz...”
İşte çağdaş ve küresel iş yapma zihniyeti budur. İki konuşmacı da çok direkt, çok gerçekçi sorulara çok gerçekçi ve açık cevaplar verdiler.
SON 24 SAATTE YAŞANANLAR
Paylaş