Paylaş
***
Diyor ki:
“Özkök bırak kayınpederinin fotoğrafını, verebiliyorsan kendi atletli fotoğrafını ver...”
***
Emrin olur Ersoy....
Madem atletli fotoğraf dedin...
Buyur bu da benim atletli fotoğrafım...
***
1973 yazında Kuşadası’nda çekildi...
Üzerimde nefti rengi bir atlet...
Biliyorum diyeceksin ki, “Üstadım bu hiç öyle halk fanilası gibi durmuyor...”
***
Eee doğru... Biraz “Woodstock veteranı” tarzı...
Ama neticede atlet işte...
***
Biliyorum iyi bir arşiv arkeoloğusun, hemen o yazımı bulup koyacaksın önüme ve soracaksın:
“Peki üstadım senin seneler önce yazdığın ‘Atletli erkekle yatılmaz’ yazını nereye koyacağız?”
***
Ona da cevap vereyim üstadım:
Bir: Ben gömleğin altından fanilası görünen demiştim.
İki: Bu sorunun muhatabı ben değilim, kadınlar. Türkiye’nin şehirlerinde, Akdeniz’in mahallelerinde, Latin Amerika’nın favellalarında bunca atletli erkek dolaştığına göre, demek ki kadınlar benimle aynı fikirde değilmiş...
***
Ne yapayım şimdi...
Hadi bakalım, şimdi fanilalı fotoğraf gönderme sırası sende mi diyeyim...
***
“Yok ben gömleğimin ne altına ne de üstüne fanila giyerim diyorsan...”
***
Buyur gel bizim kulübe...
O, ‘İKİNCİ TAYYİP’ OLACAKSA BENİM OYUM BU FOTOĞRAFA
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun portresi hakkında şöyle düşünüyorum:
***
- O da Tayyip Erdoğan gibi olacak, onun gibi davranacaksa...
***
- “Belagatim ondan şehvetli, Dombram onunkinden davudi” diye haykıracaksa...
***
- “Kırmızı çizgileri ondan keskin çizerim, ‘Eyy’lerim onunkinden daha gümbür gümbür” diye ortaya atılacaksa...
***
- “Tayyip Erdoğan bir mağduriyet yapıyorsa ben iki, üç hatta beş yaparım, yoksa yaratırım” diye yarışacaksa...
***
- Yani yarın bir gün seçimde karşıma “ikinci bir Erdoğan” haliyle, gibi taklidiyle çıkacaksa...
***
Ben de “Aslı varken, taklidine niye oy vereyim” derim...
***
Ve oyumu bu genç fotoğrafa veririm...
***
Sağdaki Kanada Başbakanı... Soldaki Fransa Cumhurbaşkanı...
***
“Taklitlerinden sakınınız” diyerek geldiler iktidara...
***
İkisi de başkaları gibi olmadı...
İkisi de başardı...
***
Yani naçizane tavsiyem...
Kimseye kulak asmayın, kendiniz gibi davranmaya devam edin Sayın Kılıçdaroğlu...
MEDYA TARİHİNİN İLK KÜÇÜK CEM’İ KİMDİ
OLAĞANÜSTÜ bir kitap okuyorum.
Tim Wu’nun “Dikkat Tacirleri” isimli geçen hafta çıkan kitabı gelecek hafta size uzunca anlatacağım.
Kitabın en ilginç bölümlerinden biri medya tarihinde “ilk trol”ün ortaya çıkışıyla ilgili sayfa.
Bu kişi, 1835’te New York’ta yayınlanmaya başlayan “The Morning Herald” gazetesinin kurucusu ve yazarı James Gordon Bennett’miş...
En sevdiği şey, başka insanlara sataşmak, iftira atmak ve hırgür çıkarmakmış.
Bir keresinde aynı gün tam 7 rakip gazete ve gazetecisine saldırarak, devlet adına hedef göstererek, içeri attırmakla tehdit ederek rekor kırmış.
Tıpkı bizim Küçük Cem...
Ama maşallah bizdeki boynuz, kepçekulağı 10 kilometre geride bırakmış.
-------------
(*)Tim Wu, “Dikkat Tacirleri”, Çev: Başak Karal, Dajans Yay., 2017
KİBİRLENME AHMET, TAVLADA PUTİN’DEN BÜYÜĞÜ DE VAR
HEP tek taraflı bilgilendirildiniz.
Bugün size Bodrum’daki yılın tavla olimpiyatından son haberleri vereceğim.
Yaz başından beri Aydın Doğan’la Ahmet Hakan arasında kıyasıya bir tavla olimpiyatı yaşanıyor.
Ahmet Hakan elindeki medya gücünü kullanarak kendini “Tavlanın Putin’i” ilan etti ya...
Durum hiç öyle değil...
Aydın Doğan şu an Ahmet Hakan’a bordrodan verdiği parayı, marslarla geri almak üzere...
Tabii ki ben de iyi bir çalışan olarak patronun yanındayım ve oradan Ahmet Hakan’a sesleniyorum.
“Tavlada kendine hedef koyacaksan, Putin’i örnek alma...”
Yani kötü bir şey söylemiyorum...
Hedef büyüt diyorum... Hedef....
NAGEHAN ALÇI DURUP DURURKEN NEDEN BÖYLE BİR ŞEY SÖYLEDİ
NAGEHAN Alçı dünkü yazısında, “Ergenekon örgütünü unutmayalım” derken şöyle çok ilginç bir örnek vermiş:
“Şimdi örneğin devam eden FETÖ davaları var. Diyelim ki o davalar sulandırıldı, iş şirazesinden çıktı ve usulen çöktü. Ya da ilerde konjonktür değişti ve Yargıtay FETÖ diye bir örgüt yoktur dedi. O zaman biz de FETÖ yoktur diyebilir miyiz?”
***
Çok ilginç bir benzetme...
***
- Acaba bu davalarda da Ergenekon’daki gibi çok büyük yanlışlıklar yapıldığını, “Büyük fotoğrafa bakalım” derken, kurunun yanında yaşın da yandığını mı ima ediyor?
***
- Yoksa bu konjonktürün böyle gidemeyeceğini, değişeceğini mi tahmin ediyor?
***
Ben sadece “Ağzından yel alsın Nagehan” diyeceğim.
EKONOMİ
ÖNCE İYİ HABERİ Mİ VEREYİM YOKSA KÖTÜ İHTİMALLERİ Mİ
DÜN IMF verilerine dayanarak ekonomide iyi bir gelişme haberi vermiştim. Bugün de iyi habere devam edip kötüsünü bir sonraya bırakayım.
***
- BİRİNCİSİ: TÜİK, konut satışlarını açıkladı.
Buna göre temmuz ayında konut satışları geçen yılın temmuzuna göre yüzde 42.4 artarak 115 bin 869 olmuş.
Geçen temmuz darbe olduğunu, hayatın durduğunu unutma ama yine de artış büyük ve anlamlı.
***
- İKİNCİSİ: Bloomberg’e göre temmuz ayında beyaz eşya satışları da geçen yıla göre yüzde 25 artmış.
‘JÖLELİ’ NİYE BİRDEN ‘FAİZLERİ İNDİRİN’ YAYGARASINI BIRAKTI
ÇÜNKÜ kötü haberler var.
***
- BİRİNCİ KÖTÜ HABER: Önceki gün yapılan ihalede Hazine borçlanma faizi yüzde 11.7 oldu.
Bu çok yüksek bir faiz.
Yani faizi bizzat devlet yükseltmeye başladı.
***
- BİRİNCİ KÖTÜ İHTİMAL: Piyasadaki nakdi Hazine, yani devlet toplarsa, bankalara, şirketlere vermek için para kalacak mı? Kalsa bile yüzde kaç faizden kalacak?
***
- İKİNCİ KÖTÜ İHTİMAL: Doğal olarak hem mevduat faizleri hem de kredi faizleri artacak, tüketici kredileri dahil bütün krediler kısılacaktır.
Paylaş