Paylaş
12-13 Ağustos 1989 günüydü...
Hürriyet’in Moskova temsilciğini de yapıyordum.
Gorbaçov’un Glasnost, yani demokratikleşme dönemini açtığı yılın sonuydu.
İşte o yıl Sovyetler Birliği tarihinin ilk ve en büyük rock müzik festivali yapıldı.
“Moskova Müzik ve Barış Festivali”...
Festivalin üç büyük ismi Motley Crue, Ozzy Osbourne ve Scorpions...
*
İşte o festivalde, dünya müzik tarihinin en büyük ve en önemli şarkılarından birinin sözleri yazıldı...
Alman Scorpions grubunun “Wind of Change” şarkısı...
Yani özgürlük şarkısı...
Bu konserden 3 ay sonra...
9 Kasım 1989 günü Berlin Duvarı yıkıldı...
Ve 70 yıllık Sovyet diktatörlüğü de o duvarın altında kaldı...
O gün sözleri o konserde yazılan şarkı 1990 yılının sonunda plak olarak çıkarıldı.
Bugüne kadar 14 milyon adet satıldı.
İşte müzik ve siyaset tarihinin en önemli şarkılarından biri olan “Wind of Change” şarkısının 30’uncu yılı...
İŞTE O ŞARKININ İLK İKİ BÖLÜMÜ
Moskova nehri boyunca yürüyorum,
Gorki Parkı’na doğru...
Değişim rüzgârını dinleyerek
Bir ağustos yaz gecesi
Askerler geçiyor yanımızdan
Değişim rüzgârını dinleyerek
*
Dünya küçülüyor
Hiç aklına gelir miydi
Bu kadar yakın olabileceğimiz kardeş gibi
Havada gelecek kokusu var
Her yerde hissedebiliyorum
Değişim rüzgârının estiğini...
ÇİN KOMÜNİST PARTİSİ BAŞKANI’NIN KEHANETİ
Çin Komünist Partisi Başkanı Xi geçenlerde bir üniversitede konuşurken şunu söyledi:
“Dünyadaki bütün büyük değişimler, büyük krizlerden sonra olmuştur...”
Bu sözleri, korona felaketinden sonra olabilecek değişimleri anlatmak için kullanıyordu.
Peki bundan önceki büyük krizlerden insanlık nasıl çıktı?
*
Yirminci yüzyılda dünya
iki büyük savaş felaketi yaşadı ve bunlardan çok farklı iki biçimde çıktı.
Birinci Dünya Savaşı, romantik savaşların sonuncusuydu ve savaşın bitmesi, savaştan bile büyük büyük bir felaket dönemini açmıştı.
İnsanlık tarihinin tanıdığı en acımasız, en gaddar 3 diktatörlük bu savaştan doğdu.
Almanya’da Hitler, İtalya’da Mussolini, Rusya’da Stalin diktatörlüğü...
Ve o savaşın doğurduğu diktatörler dünyayı yeni bir savaşa götürdü.
*
İnsanlık İkinci Dünya Savaşı’ndan ise ekonomide refah toplumları, siyasette demokrasi ile çıktı.
Ve o savaşı izleyen 60 yıl dünya tarihinin belki de en huzurlu dönemiydi...
*
Yine büyük bir felaketi yaşıyoruz, yine o şarkıdaki gibi “değişim rüzgârları” esiyor...
Ama nereye doğru...
Birinci Dünya Savaşı’nın felaketlerine mi...
İkinci Dünya Savaşı’nın refah ve demokrasisine, insan haklarına doğru mu...
*
İnşallah ikincisi olur...
KARANTİNA YILDIZLARI
CNN TÜRK’TE BİR KADIN TARTIŞMACININ YÜKSELİŞİ
ÖZLEM Gürses, yıllardır televizyonda ilgiyle izlediğim bir gazeteci...
Bir zamanlar Ali Saydam’la yaptıkları ve pazar sabahı Haber Türk’te yayınlanan harika programla tanımıştım.
Karantina günlerinin başından beri olağanüstü bir performans sergiliyor.
Bir yandan kendi açtığı YouTube kanalında yaptığı sunumlar...
Bir taraftan CNN Türk’te Ahmet Hakan ve Hande Fırat’ın tartışma programlarındaki performansı çok iyi...
Sakin...
Sesini yükseltmeden konuşuyor...
Takıntılı değil...
Eleştirisini saygılı bir üslupla söylüyor...
Ve çok etkileyici...
ÂŞIK KADIN PATTİ SMİTH’İN ŞARKISIYLA DANS EDER Mİ
KARANTİNA döneminin ilk aşk romanını gazeteci bir arkadaşımız yazdı. Murat Ongun’un “Karanlık Hikâye”si 169 sayfalık kısa ve kolay okunan bir roman olduğu için bir günde okudum.
Tanıdığım, bildiğim bir dünyada geçtiği için ilgiyle okudum.
Okurken de şu notları aldım:
169’uncu sayfadan bir cümle:
“Elimi uzatırken ne diyeceğini bilemiyordu...”
Her şey birden ne kadar eskimiş. Kitap yazılırken el uzatmak, el sıkışmak sıradan, normal bir eylemdi...
Artık yok...
*
Böyle bir kitapta daha çok şarkı ismi geçer diye bekliyordum.
Sadece bir şarkının adı geçiyor.
“Because the Night”...
Patti Smith’in modası hiç geçmeyen şarkısı...
Romanın kahramanlarından ‘Derin’ bununla dans ediyor.
Acaba dans etmek için en iyi parça bu mu diye düşündüm...
*
Kitapta “İkindi rakısı” diye bir kavram var.
Rakıcı olmadığım için ilk defa duydum.
*
Romanda adı geçen iki zengin ailenin soyadlarının “Zorlu” ve “Süren” gibi Türkiye’de çok tanınan iki ailenin soyadı olması, yazarın bir önceki cümlede söylediği gibi, tesadüf mü yoksa kehanet mi?
...............
Murat Ongun: “Karanlık Hikâye”, Kırmızıkedi Yayınları, 2020
KAZANANI OLMAYAN TEK SAVAŞ HANGİSİ
MURAT Ongun’un romanından altını çizdiğim birkaç cümle:
“Gittiğiyolun farkında olmayanlar tesadüf yolcusudur.”
“Kader merhamet barındırır, oysa tesadüf merhametli değildir.”
“Hiçbir inanç sahte değildir.”
“Kazananı olmayan tek savaş iç savaşlardır.”
AZAR YEDİK
HINCAL ABİ, SÖZ YAŞIMLA MÜTENASİP YAZACAĞIM
HINCAL Uluç dün mesaj attı: “Bu yaş, kilo, adım yazılarından sıkıldım” diyor...
Loncamızın abisidir, lafını dinlerim. Ama ne yapayım içimde insanlara güzel yaşamayı anlatma, hangi yaşta olursa olsun hayatın keyfini çıkarmada koçluk yapma, eve kapatılan 65 plus’a “Yıkılmadınız ayaktasınız” diyerek dolduruşa getirme, hayata kışkırtma gibi iflah olmaz bir duygum var.
Çocukken de böyleydim... Biraz Allah vergisi yani...
Ama abimin emri olur...
Zapturapt altına alır, yaşımla mütenasip yazılarıma dönerim...
Ne de olsa Hıncal Abimin sinirini bozmak bize yakışmaz...
KATKIDA BULUNANLAR
Sayfa Editörü: Firuzan Demir
Foto Editörü: Umut Veis
Düzeltmen: Metin Usta
Tasarım ve Uygulama: Selma Songül Zengin
Paylaş