Yani kilonuzu ölçersiniz...
Osman Hoca’yı dinleyip kendinize günlük 10 bin adım hedefi koyduysanız, kolunuzdaki iWatch veya herhangi bir dijital ölçüm aletinden bakarak onu da ölçebilirsiniz...
*
Başka...
Tansiyon sorununuz varsa sabah akşam bakıp kaydedebilirsiniz...
Kaç saat uyuduğunuza bakabilirsiniz...
Trafikte sıkışırsanız aklınıza eve kaç saatte gittiğinizi hesaplamak gelebilir...
Biri Yemen’di...
Özellikle Hadramut bölgesindeki “Şibam” kenti benim için dünyada gidip görülecek yerlerin başındaydı.
O şehrin fotoğrafını ilk defa National Geographic’te gördüğümde “Buraya mutlaka gitmeliyim” demiştim.
“Deli misin sen, öldürürler seni” demişlerdi.
Her türlü tehlikeyi göze alıp gitmiştim. Zırhlı bir arabadaydım. Önümde, arkamda ağır makineli tüfekle donatılmış iki kamyonet dolusu asker vardı.
Şibam olağanüstüydü...
Ama herhalde benden sonra oraya giden başka bir Türk olmamıştır. Yemen bugün acımasız bir içsavaş ve dış müdahalelerle enkaza döndü.
“Gentleman” dergisinin, “Yılın İnsanları” ödülleri verildi.
*
Derginin yayıncısı Feyzan Ersinan’ı kutlarım. Mükemmel bir organizasyon yapmış.
Her yıl ödül töreni tematik bir ambiyansla düzenleniyor.
Bu yılki tema “Sirk”ti...
Salonun içine harika bir sirk çadırı havası verilmişti.
Sanki rengârenk bir tentenin altındaydık.
Önce pazar günü Hürriyet’te Zeynep Bilgehan’ın Abdullah Kiğılı ile yaptığı konuşma...
Kiğılı insanlarla ilişki kurarken, “Kartvizitimle birlikte gülümsememi de veririm” diyor.
Gerçekten hayatının her anında gülümseyen bir insandır...
Kilolu cüssesinin etrafında bir gülücük halesi vardır hep.
Biraz sonra ise Gallup şirketinin uluslararası “duygu araştırması”nın sonuçları geldi önüme...
Bütün dünyada “Günün bir anında gülümserim” diyen insanların oranı yüzde 75’ten 70’e gerilemiş.
Türkiye’de
Yazarlarını çok seviyorum. Bana siyasetin dışındaki dünyayı öylesine güzel ve farklı açılarla anlatıyorlar ki...
*
Mesela dün Nil Karaibrahimgil’in yazısı... Güzel ve çok medeni bir şey yapmış.
Yarın (çarşamba), psikiyatrına gidip konuşacağını yazmış. Konuşacağı kişi İstanbul’da iyi tanınan Feriha Dildar...
Nil, onun için “Uzman pedagog” diyor, ama Google’a baktığınızda unvanı hep “Uzman psikolojik danışman” olarak geçiyor.
Ben de konuştuğum insanlardan iyi bir çocuk psikolojisi danışmanı olduğunu işitiyorum. Bu konuda birçok kitabı var.
*
Nil, onunla ilişkisini şöyle anlatıyor.
Yarışın bir kulvarında sadece İspanya’nın değil, dünyanın bir numaralı derbi maçı olarak kabul edilen “El Clásico” vardı.
Yani Barcelona-Real Madrid maçı...
Öteki tarafında ise bu yıl İspanyol televizyonları arasında sezona en yüksekten giriş yapan “Infiel” dizisi...
Yani Kanal D’nin süper dizisi “Sadakatsiz”...
*
Biri İspanya’da hayatı durduran bir maç...
Öteki ise haftalardır pazar geceleri reytinginde 1 numarayı bırakmayan dizi...
Bugünlerde “1992” adlı bir kitap üzerinde çalışıyormuş.
O yılın, Türk siyasi hayatında çok özel bir yeri olduğunu anlatacakmış.
Kitap için çalışırken bulmuş bu fotoğrafı...
Fotoğraf 18-24 Ocak 1987 tarihli
Yatakhanenin penceresinden gökyüzüne bakan genç kız yalnızlığını yıldızlarla paylaşır.
*
1928 yılında Galata rıhtımında görürüz Nüzhet’i...
Okulunu birincilikle bitirmiş, Cumhuriyet’in eğitim alması için Avrupa’ya gönderdiği öğrenciler arasına girmeyi başarmıştır...
*
Lyon kentinde okuduğu okulda sınıfta en ön sırada oturur.
Elli kişilik sınıfta, yabancı bir ülkeden gelen tek kız öğrencidir.
Ülkesinden çok uzakta da olsa tek başına kaldığı yurdunda aynı yıldızların altındadır.