Paylaş
Hükümet uzun süre Şubat ayı sonunda enflasyonda tek haneye inileceğini iddia etmişti. Ancak son dönemlerde bakanların Nisan sonunda tek haneye inileceğini söylemeye başladıklarına şahit olduk. Belli ki baz etkisi nedeniyle böyle bir düşüş bekliyorlar. Bu nedenle baktığımız 2017 yılı Mart ayı TÜFE artışı yüzde 1.02, Nisan ayı TÜFE artışı ise yüzde 1.31 gözüküyor. 2017 Nisan’daki TÜFE artışı yüzde 0.45 olduğu için Hükümet Nisan sonuna bel bağlamış durumda.
İşte piyasaların beklentisi de bu noktada bozulmuş gözüküyor. Şubat ayı rakamlarını değerlendiren piyasa uzmanlarının fiyatlama davranışlarında yaşanan bozulma, kurlardaki yüksek seyir ve azalsa bile içtalebin canlılığını korumasının önümüzdeki aylarda tek haneye inişi zorlaştıracağını söylüyorlar. Piyasa uzmanları belki bir ay tek hane görülse bile, yılın son aylarında yeniden çift hanenin kaçınılmaz olduğunu belirtiyorlar. Bir başka deyişle piyasaların enflasyonda tek hane umutlarının pek kalmadığını, rahatlıkla söyleyebiliriz.
Tüketici fiyatlarında durum böyleyken, üretici fiyatlarındaki seyrin daha yüksek olduğu da görünüyor. Üretici fiyatlarındaki artış, talep sürdüğü müddetçe, tüketici fiyat artışlarının da kaynağını oluşturuyor. Yİ-ÜFE, şubatta bir önceki aya göre yüzde 2.68, geçen yılın Aralık ayına göre yüzde 3.69, geçen yılın aynı ayına göre ise yüzde 13.71 oranlarında yükseldi. Bu rakamların ileriye dönük tüketici fiyat artışlarının seyri için fikir verdiğini söylemek gerekiyor.
Çekirdek TÜFE oranlarına baktığımızda ise yine beklentilerden yüksek geldiğini, yıllık bazda 11.98’e olduğunu görüyoruz.
HÜKÜMETİN FAİZ BASKISI VE MERKEZ’İN KARARI
Tüm bu veriler ışığında Merkez Bankası’nın Çarşamba günkü Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında bir faiz değişikliğine gitme ihtimalinin artık iyice zorlaştığı söylenebilir. Zaten bu rakam öncesinde de piyasalarda indirim beklentisi yoktu ama Hükümetin yeniden başlattığı faiz baskısı nedeniyle “Acaba?” diye soranlar da bulunuyordu. Piyasa uzmanları Şubat ayı TÜFE rakamı ve detaylara baktıktan sonra bunun imkansız olduğunu söylüyorlar.
Geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan bankaların karlılıklarına sert biçimde çatarak, kamu bankaları ve kendi danışmanlarıyla görüşüp faiz oranları konusunda yakında bir karar vereceklerini söylemişti. Buna rağmen piyasaların somut bir karar çıkmasını beklemediklerini, daha önce aktarmıştık.
Peki, mevcut tabloya rağmen faizlerin inmesi konusunda baskı olursa ne olur?
Bu soruya IMF’in görüşlerini aktararak yanıt verebiliriz. IMF 4. Madde konsültasyonu kapsamında yaptığı son Türkiye değerlendirmesinde “TL’deki değer kaybının, artan talep ve maliyet baskılarından ötürü yükselen enflasyonun, TC Merkez Bankası’nın daha fazla faiz artırmaması durumunda tek haneli rakamlara düşmeyeceğini” söylemişti. Bu kadar güçlü toparlanmanın hedefin çok üzerinde enflasyon ve büyüyen cari açık rakamlarıyla görüldüğü gibi, aşırı ısınma sonucu doğurduğunu kaydeden IMF, “Bu durumun, Türkiye’nin değişen küresel şartlardan olumsuz etkilenme ihtimalini yükselttiğini” kaydetmişti.
Kısacası; Şubat ayı enflasyonu daha düşük gelse de Merkez Bankası’nın faiz indirimi değil belki de faiz artırımı kararı vermesi gerektiği söylüyordu ama yönetim faiz indirin baskısına yeniden başlamıştı. Bakalım ne olacak?
Paylaş