Paylaş
Rahibin serbest bırakılacağına ilişkin beklentilerin artması kurlarda düşüşü beraberinde getiriyor. Rahibin serbest bırakılması ardından orta dönem piyasada yaşanacaklar için ise ‘ekonomide inandırıcı bir yol haritasının olup olmayacağı’na bakılacak.
Konuştuğumuz piyasa oyuncuları piyasaların son günlerde rahip duruşmasından başka bir şeye bakmadığını söylediler. Duruşma tarihi yaklaşırken ABD’den ve Türkiye’den gelen duyumların serbest bırakılma ihtimalinin güçlendiğini gösterdiği kaydederek, beklentinin güçlü bir şekilde oluştuğunu söylediler.
Bankacıların hemen hemen tümü, 12 Ekim’de rahibin serbest bırakılmaması halinde kurlarda yukarı yönlü sert bir hareket bekliyor.
12 Ekim’de rahip serbest bırakıldığı takdirde dolar kurunun 5.85 TL’lere kadar gerilemesini beklediğini söyleyen bir bankacı, bu seviyelerden yeniden döviz alanlar olabileceğini söyledi. Örneğin 5.85 TL’den dolar alacak olanların sonraki dönemde zarar etmeleri halinde, yani dolar kurunun 5.50 TL’lere kadar inmesi halinde ise daha sağlıklı bir ortamın oluşabileceğini ifade etti.
Kurların rahibin serbest bırakılmasından sonra yaşanacak hareketi tekrar aşağıya doğru kırması, örneğin dolar kurunun 5.50 TL’lere kadar gelip bir süre burada kalması halinde yeniden yabancı sermaye girişinin de olabileceğini kaydeden bankacı, işte o zaman yeniden normalleşmeden söz etmeye başlayabileceğimizi ifade etti.
İNANDIRICI BÜTÇE ÇIKMAZSA
Peki, dolar kurunun 5.50 TL’ye inip, orada bir süre kalması için ne yapılması gerekiyor?
Bunun yanıtı ise artık siyasetten çıkıyor, ekonomik kararlara bağlı hale geliyor. Bundan sonra bakılacak tarih ise 17 Ekim’de TBMM’ye sunulacak 2019 yılı bütçe yasa tasarısı ve ardından açıklanacak tedbirler olacak. Bütçe hedeflerinin gerçekçi olup olmadığı, detaylarının tutarlı olup olmadığı, radikal tasarruf önlemleri bulunup bulunmayacağı, tüketimin ne kadar kısılacağı, büyümenin hangi ölçüde daralmasına izin verileceği, örneğin KDV iadelerinin nasıl ödeneceği gibi birikmiş harcama kalemlerinin açıklığa kavuşması, kur garantili kamu ödemelerinin ne kadar olacağının netleşmesi, vergi tahsilat rakamları gibi detaylar, 2019 yılı bütçesinin inandırıcı olup olmayacağını belirleyecek unsurlardan bazıları olacak.
Başka bir deyişle piyasalar hükümetin ekonomide nasıl bir yol haritası izleyeceğini netleştirmesini bekleyecek. Ekonomide dengelemeyi sağlamak için ne kadar siyasi fedakarlık yapılacağı, bundan sonra ekonomik istikrarın sağlanmasında temel faktör olacak diyebiliriz.
Bunun önündeki en önemli engelin mart ayında yapılacak yerel seçimler olacağı kesin. Eğer seçime girilirken yine yüksek büyüme öngören, harcamalarda yeterince kısıntı yapmayan, gelirleri yüksek gösteren bir bütçe çıkarsa kurların yeniden aşağı gelmesi çok zorlaşacak. Ekonomide kredibilite sağlayacak bir plan görülmezse, kurlarda yeniden yukarı bir seyir görülebilir.
İki aylığına tüketim mallarında yüzde 10’luk indirim kampanyasının geçici bir önlem olduğu ortada. Eğer güvenilir bir ekonomi programı ortaya çıkarsa, 2 ay sonrasında yaşanacak fiyat şoku da yumuşatılabilir. Eğer güven sağlanamaz, kurlar yeniden yukarı gelirse, o zaman bu fiyat indirimlerinin ardından 2 ay sonra gelecek fiyat şoku da doğal olarak büyük olacaktır.
Kısacası; piyasaların şu anda gözü tümüyle rahip duruşmasında olacak. Ama bununla işin bitmeyeceği asıl istikrar sağlayacak olanın güvenilir, içeride ve dışarıda ciddi kredibilite sağlayacak ekonomik program olacağı kesin.
Paylaş