Mevduat faizleri çok yükseldi düşeceği de şüpheli

HÜKÜMETİN tüm baskısına rağmen, ekonominin gereği olarak, mevduat faizleri artmaya devam ediyor. Küresel krizin en yoğun yaşandığı 2009’daki faiz seviyelerine kadar çıktı. İşin kötü tarafı; çok yükselen mevduat faizlerinin, bir ara küçük düşüşler kaydetse bile, yıl sonu geldiğinde çok daha yüksek seviyelere ulaşma ihtimali bulunuyor.

Haberin Devamı

Hükümet üyeleri sürekli olarak mevduat faizlerini yükseltmemesi için bankaları uyarıyorlar. Cumhurbaşkanı Erdoğan da faize müdahale edeceklerini tekrarlıyor. Buna rağmen mevduat faizlerindeki artış devam ediyor. Turkey Data Monitor’ın yaptığı hesaplamalara göre 9 Haziran haftasında 1 yıla kadar mevduata ödenen faizin yüzde 14.61’e kadar çıktığı görüldü. Bu oran 30 Ocak 2009 haftasından bu yana görülen en yüksek faiz olarak belirtildi.

Verilere göre ortalama olarak, aynı haftada 3 aya kadarki mevduatlarda faiz yüzde 12.56, 6 aya kadar vadeli mevduatlarda yüzde 13.50, 1 yıl vadelilerde yüzde 12.82 olarak gerçekleşti. Tüm vadelere bakıldığında ise ortaya çıkan ortalama mevduat faiz oranı ise yüzde 11.66 oldu. Bu da 10 Nisan 2009 haftasından bu yana en yüksek oran olarak kaydedildi.

Haberin Devamı

Bu oranların Merkez Bankası verileri üzerinden hesaplandığı biliniyor. Merkez Bankası verilerine yansımayan, bazı bankaların sıkıştıkları dönemlerde çok daha yüksek mevduat faiz oranlarına çıktıkları da herkes tarafından biliniyor.

DIŞ KAYNAK AZALINCA

Peki bu noktaya neden gelindi derseniz, aslında nedeni açık; KGF ve KOSGEB kredilerinin patlamasıyla dışarıdan kaynak bulmakta artık zorlanan sektör, mecburen mevduat faiz oranlarını artırarak kaynak çekmeye başladı. Kredi artışının son haftada artık durduğu gözleniyor, daha doğrusu artış hızının kesildiği görülüyor. Bundan sonra bankaların ihtiyacının artık eskisi kadar olmayacağı söylenebilir. Ancak belli bir süre daha kaynak ihtiyacının süreceği kesin.

İşte bu noktada son dönemde Türkiye’ye gelen fonlardaki yükselmeyi de konuşmak gerekiyor. Bir süredir Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler, yeniden sıcak para girişine sahne oluyor ve bunun özellikle dolarda etkisi görülüyor.  Fed’in faiz artışına rağmen bir süre daha likiditeyi sürdürmesi bekleniyor ama bunun geçici olduğu da görülüyor. Bu furyadan yararlanmak isteyen yabancı fonların son bir atak olarak bizim gibi gelişmekte olan ülkelere gelip, yıllık kar ortalamalarını yükseltmeye çalıştıkları açık. Tüm küresel piyasalarda eylül sonrasında artık fonların geri ülkelerine döneceği beklentisi de bir hayli yüksek.

Haberin Devamı

Dolayısıyla eylül ayından sonra, bankaların kaynak ihtiyacında dışa dönük çabalarından sonuç almaları zorlaşacak. Buradan yola çıkarak, yılın son çeyreğinde bankaların yine iç kaynaklara yüklenmeleri, mevduata ağırlık vermeleri bekleniyor. Bu durumda mevduat faiz oranlarının, bugün gelinen noktalardan bile daha yukarı çıkması kaçınılmaz olabilir.

Bu noktada tabi ki hükümetin ekonomide hayata geçireceği politikalar, büyüme tercihleri ile iç ve dış politika tartışmaları da belirleyici rol oynayacak. Yabancı fonların diğer gelişmekte olan ülkelerle birlikte Türkiye’den çekilmesi nispeten yumuşak bir iklim yaratır. Ancak hükümetin ikinci yarıda yatırımlar başta olmak üzere harcamalara ağırlık vermesi, bunun mali disiplinde yaratacağı etki Türkiye’nin ayrışmasına neden olup, risk primini artırabilir. Dış ve iç politikada yaşanacak sertliklerin ise risk primini daha da artırması kaçınılmaz.

Haberin Devamı

Bu da Türkiye’ye gelen akışı ciddi biçimde etkileyebilir ve mevduat dahil tüm faizler üzerinden ciddi artışlara neden olabilir.

Yazarın Tüm Yazıları