Paylaş
Uzunca bir süredir, bir çok kesim gibi, işadamlarının da daha temkinli olduklarını, sorunlarını özellikle geniş katılımlı toplantılarda dile getirmediklerini, dile getirseler de dolaylı bir dil kullandıklarını biliyoruz. İzmir’deki sanayiciler ise daha açık biçimde, temel problemlere ilişkin yargıda bulunuyor, siyasi gelişmelerin işlerine olumsuz etkilerine değiniyor, ülkenin geleceği için gördükleri yanlışları yüksek sesle dile getirebiliyorlar.
Bunun bir örneğine daha İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi ziyaretimizde şahit olduk. Örneğin; bir çok OSB’de önceki enerji politikaları çerçevesinde milyonlarca dolar yatırılıp kurulan ama şimdi üretim yapamayan elektrik santralleri var ama fazla dile getirilmezken, İzmirliler bu yanlışı açıkça dile getirip eleştiriyorlar.
Aynı şekilde “ekonomide istikrarsızlıktan” yakınıp, “önlerine görmek istediklerini”, bunun için “dış politikadaki yanlışların acilen giderilip, Türkiye’nin dış politikada eski dengeli tutumuna geri dönmesi gerektiğini” söylüyorlar. Çünkü yapılan tüm bu yanlışların, önlerine görmelerini, dolayısıyla ülke ekonomisinin mevcut potansiyelini kullanmasını engellediğini görüyorlar.
Aynı şekilde eğitim politikalarının önemini görüp, yapılması gereken köklü değişikliklerden söz ediyorlar. Bunun için kendilerine düşeni yapıp; başka OSB’lerde görmediğimiz modern bir teknik lise kurmuş, büyük imkanlar sağlamışlar ve Eğitim Bakanlığı’na devretmeme kararı almışlar.
Aynı şekilde kurlardaki oynamalara neden olan uygulamaları, hem ithalatçı hem ihracatçılar, istikrarsızlık yarattığı için açıkça eleştiriyorlar. Yurtdışındaki davalardan gelecek haberlerden korktuklarını dile getiriyorlar.
Açıkca “Türkiye’nin yeri Batı ittifakı” diyebiliyorlar.
Paylaş