Paylaş
Bugünkü Merkez Bankası kararı sadece ekonomiyle ilgili olanların değil, neredeyse tüm vatandaşların gündemine girdi. Hatta sadece Merkez Bankası değil, MB, TCMB gibi kısaltmaların bile gündelik dile girdiğine şahit oluyoruz. 100-200 doları olduğunu bildiğimiz kişilerden bile, “Merkez Bankası’nın toplantısı varmış, faiz kararı alacakmış, o da kurları çok etkileyecekmiş, ne olur?” diye sorular almaya başladık.
Aslında herkes faizi değil, kurların ne olacağını merak ediyor. Çünkü gündelik hayatta herkes, haklı ya da haksız, “kur nedeniyle zam yaptık” gerekçesini duymaya başladı. Bunun dışında küçük miktarda tasarrufu olanlar bile yatırım kararı verip, yine haklı olarak, ellerindeki kısıtlı parayı değerlendirme fırsatı aramaya başladılar. 2000’li yıllarda yaşadığımız, “memurun aybaşında maaşını alınca döviz bürosuna gidip hemen harcamayacağı TL ile dolar alması, ay içinde ihtiyaç oldukça bu doları satması” hikayelerinin benzerlerini yaşamaya başladık.
Piyasaların da, reel sektörün de, artık vatandaşın da önceliği kurların çok hızlı artması. İşte yönetimin vereceği karar, kurları frenlemeye dönük mü olacak, yoksa büyüme oranlarındaki daralmayı önlemeye dönük olarak daha mı düşük tutulacak, bugünkü Merkez Bankası kararı bu tercihi gösterecek.
Bu karar bir şey daha gösterecek; Merkez Bankası’nın enflasyonla mücadele görevi gereği öncelikle kuru durdurmak isteyeceğini biliyoruz ama bağımsız olarak bu kararı verebilecek mi, onu görmüş olacağız.
Piyasalardaki beklentiye gelince; yüksek faiz artışı beklentisinin giderek arttığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Birkaç gün önce yaklaşık 1 puan düşük olmasına rağmen, son çıkan ortalama faiz artışı beklentisi 4 puana çıktı. Artık bugün faiz artışı konusunda en düşük beklentisi olan 2 puanın üzerini işaret ediyor. Beklentilerde üst sınır da epey artmış görünüyor. Ağırlıklı yabancı yatırımcılardan gelen beklenti tahminleri 5 puanın üzerinde dolaşıyor.
GECİKTİKÇE FATURA BÜYÜYOR
Son enflasyon rakamından sonra piyasaların bozulması üzerine Merkez Bankası’nın bugünkü toplantıyı işaret ederek yaptığı, “parasal duruşun yeniden şekillendirileceği” açıklaması üzerine tüm piyasa faiz artışı beklentisine girdi. Daha sonra artış oranı tartışıldı ve yüksek faiz artış beklentisi giderek arttı.
Piyasa analistlerinden yüzde 1.5 ile 3 arasında tahmin yapanlar gerekçe olarak, “büyümenin yavaşladığının görüldüğünü, karar alıcıların büyümeyi gözeterek yüksek faiz artışından kaçınacaklarını” ileri sürüyorlar.
Buna karşılık Merkez Bankası’nın 3 puanlık artış yapıp, ek önlemler alacağını tahmin eden analistler de var. Özellikle büyük yerli bankalar ve yabancı bankacılar içinde, kurların kalıcı biçimde düşürülmesi adına Merkez Bankası’nın bu kez cesur davranıp, 5 puanın üzerinde artış kararı vermesini bekleyenlerin sayısı hiç de az değil.
Şurası bir gerçek ki; gerektiği zamanda yapılmayan faiz artışlarının faturası, sonra ağır biçimde karşımıza gelmeye devam ediyor. Ayrıca düşük de olsa yüksek de olsa, ekonomideki istikrarın sadece faiz artışlarıyla artık oluşturulamayacağı da artık ortada. Belli ki; bugünkü faiz kararının etkisi kısa sürecek, kalıcı istikrar için daha köklü, yapısal kararlar gerekecek.
Paylaş