Paylaş
Dün birer açıklama yapan iş aleminin iki büyük çatı örgütü TOBB ve TÜSİAD, seçimlerin biran önce netleşmesinin siyasi belirsizliği giderdiğini belirtirlerken, artık yeni dönemde ekonomik reformlara ağırlık verilmesi gerektiğini belirttiler.
Piyasalara baktığımızda ise kurların önce düştüğü sonra dolarda 4.73 TL’lere kadar çıktığı, ardından tekrar düştüğü gözlendi. Piyasa uzmanları bu dalgalı seyrin politikalar netlik kazanana kadar sürmesini bekliyorlar. Temmuz ayının başında, önce TBMM başkanlığının oluşumu ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yemin ederek göreve başlaması beklenirken, bunun ardından yeni Bakanlar Kurulu listesi de belli olacak. Bakanlar Kurulu’nda ekonomiden sorumlu bakanların kimler olacağı piyasa tarafından izlenecek ama en çok da yürütmenin başı olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ekonomik politikalara ilişkin açıklamaları artık eskisinden çok daha titizlikle takip edilecek.
Bu arada Cumhurbaşkanı yemin etmeden önce, yeni idari sisteme çıkarılacak kararnamelerle biraz daha netlik kazandırılması, bu arada ekonomiyle ilgili birimlerdeki birleştirmelere de açıklık getirilmesi gerekiyor. Bununla birlikte kimin hangi bakanlığa geleceği de kulislerde daha çok konuşulmaya başlayacak.
İşte tüm bu gelişmeler piyasalar tarafından yakından izlenecek ve bu arada çıkacak haberler ister istemez piyasalarda dalgalanmalara neden olabilecek. Bu arada küresel gelişmelerin her zaman olduğu gibi, aynen içerideki fiyatlara yansıması kaçınılmaz.
ONARIMA İHTİYAÇ VAR
O nedenle en azından temmuzun ilk haftası sonuna kadar yani önümüzdeki iki hafta süresince piyasalarda yaşanacak dalgalı seyrin kaçınılmaz olduğu belirtiliyor.
Piyasa ve iş aleminin taleplerini özetleyecek olursak; para ve maliye politikalarında sıkılaştırma, hukuk sistemi de dahil, bir dizi yapısal reformun hayata geçirilmesi diyebiliriz. Olağanüstü halin kaldırılacağına ilişkin sözlerin yerine getirilip getirilmeyeceği iş alemi ve piyasalar tarafından yakından takip edilecek. Bununla birlikte içerideki kutuplaşmanın giderilmesi, bunun için adımlar atılmasına yine öncelikli olarak bakılacak.
Türkiye’nin yeniden sağlıklı büyüme sürecine dönmesi için AB ile ilişkiler başta olmak üzere dış alemle ilişkilerin geliştirilip, sorunların azaltılması, yabancı sermayenin yeniden doğrudan yatırım için ülkeye gelebilmesi için gereken kurumsal düzenlemeler ve yapısal tedbirlerin yerine getirilmesi de yeni yönetimden iş aleminin talepleri arasında.
Bu kapsamda Merkez Bankası bağımsızlığı başta olmak üzere bağımsız kurumların geleceğine ilişkin yapılacak idare düzenlemeler, piyasalar ve özellikle yabancı sermaye tarafından dikkatle izlenecek konular olacak.
Piyasa ve iş aleminin, açıkça dile getirmeseler bile, Kanal İstanbul gibi devasa projelere artık bir süre ara verilmesini, bu arada mali disiplinde ve kurumsal yapıda onarımın yaşanmasını talep ettiğini biliyoruz. Yine aynı kapsamda 2019 yerel seçimlerine kadar mevcuda ek harcama artırıcı kararlar alınmasından da korkuluyor.
Özetle; Türkiye ekonomisinin zor bir süreçten geçtiği, bir kaza yaşanmaması için tedbirli davranılması gerektiği, aksi takdirde ekonomik dengesizlik ve mevcut sorunların daha da büyüyeceğine ilişkin tedirginlik, seçim sonuçlanmasına rağmen, sürüyor. Yeni yönetimin bu tedirginlikleri bir an önce gidermesi, ekonominin geleceği açısından kritik öneme sahip.
Paylaş