Büyüme için önce ticaret normalleşmeli

BİZİM deyimimizle bürokraside, Moody’s’in deyimiyle kurumsal kapasitedeki gerileme devam ederken, ticari hayatın da 15 Temmuz sonrası bir türlü normalleşemediğini görüyoruz.

Haberin Devamı

TMSF’nin, kayyum atamaları ve el koymalardan sonra, Türkiye’nin en büyük holdingleriyle boy ölçüşecek boyutlara ulaştığı haberleri bile, Türkiye’deki iş hayatının ne kadar olağanüstü bir dönemden geçtiğinin, tek başına ispatı gibi.

İşadamlarıyla görüştüğümde, Ankara’da bürokraside bir yandan nitelik sorunu yaşandığı gözlemime katılırken, öte yandan işlerin de tümüyle durduğundan yakındıklarına şahit oluyorum. 15 Temmuz’dan sonra hiçbir bürokratın risk almadığını, normal rutin kamu işlerinin bile yürümediğini söylüyorlar.

Bu arada bir süredir Ankara’da çok sayıda bakan hakkında “kısa süre içinde görevden alınıyormuş” söylentilerinin dolaştığına şahit oluyoruz. Bu söylentiler iş alemine de sirayet etmiş durumda, “Acaba başka bakan mı gelir?” ya da “eski bakanın onay verdiğine acaba yenisi tepki gösterir mi?” şeklinde sorulara yanıt arıyorlar ve bu nedenle beklemeyi tercih eden çok sayıda şirkete şahit oldum.

“Zaten iş çıkmıyor, bari başvuru bile yapmayalım da bir de bu yüzden sorun yaşamayalım” diyenleri duyuyorum.

Bir başka deyişle FETÖ soruşturmasının iş alemi ve bürokrasideki etkilerinin, yakında siyasete de ister istemez bulaşacağı tahmin ediliyor. AKP’liler bile kendi partilerinde operasyon gerektiğini, aksi takdirde inandırıcı olamayacaklarını söylemeye başladılar. AKP içinde “Operasyon partiye geldiğinde yeni bir grup kurulmasından korkulduğu için, bir türlü başlanamıyor” söylentilerine bile şahit oluyoruz.

Özetle; 15 Temmuz başarısız darbe girişimi ardından kamu yönetimi ve iş alemi içinde başlayan dalga durulmuş değil. Hatta bu dalganın daha da büyüyerek devam etmesi beklentisi var.

Bu beklentiler bankacılık sistemi dahil, iş alemini etkiliyor, bir türlü normalleşme ortamına geçilemiyor. Her ne kadar bakanlar önlem alındığını söyleseler de, bankalar kredi verirken çok daha hassas, özel sektör firmaları alışveriş yapacakları partnerlerini seçerken çok daha dikkatli oluyorlar tüm bu kaygılar da ticaretin normalleşmesini engelliyor.


TAHVİL ARZI YAPAMAYAN BANKA
Geçen gün bürokrasideki erozyonu işleyen yazımın ardından bir bankacıyla konuşurken, özellikle SPK’daki yönetim boşluğundan söz açtı. Bir bankanın tahvil itfası yapacağını, bunu yeni tahvil arzıyla karşılamayı planladığını ama SPK yönetim kurulu toplanamadığı için yeni tahvil arzı izninin çıkmadığını, mecburen başka yerlerden borç toplayıp itfayı yaptığını hatırlattı. Dolayısıyla bu tür gecikmeler ve rutin işleyin bile aksamasının, zaten kritik seyrettiği böyle bir dönemde, piyasaların iyice bozulmasına neden olduğunun altını çizdi.

Üzerinden bu kadar süre geçmesine rağmen, SPK yönetim kurulu üyeliklerine neden atama yapılmadığını, niye rutin işleyişe dönülemediği merak ediliyor.
Görüldüğü gibi siyasi otorite için küçük sayılabilecek, iş alemi için bu kadar önemli bir karar bile alınamıyor, ticari hayat göz göre göre bozuluyor.

Özet olarak; ne kadar zor bir durumla karşı karşıya kalmış olsa da, hükümetin artık bilinçli bir planla, biran önce normalleşmeye geçmesi gerekiyor.
Hükümet düşen büyüme oranlarının yeniden yükseltilmesi için birbiri ardına karar alıyor. Son olarak kredi kartı ve tüketici kredilerinde geriye dönüşü çağrıştıran kararlar aldı.

Ancak kamu yönetimi ve ticari hayatı normalleştiren adımları bir an önce atılmazsa, büyümeyi artırmak için alınan kararların fazla etkisi olamayacak.

Büyümeyi canlandırmak için önce ticari hayatın normalleşmesi şart.

Yazarın Tüm Yazıları