Paylaş
Korunması gereken en değerli varlığın sağlık olduğunu, kişilerin, belediyelerin ve devletin bunun farkında olması gerektiğini söylemeye gerek yok...
Peki, sağlık neydi?
Dünya Sağlık Örgütü ve Türk Tabipler Birliği sağlığı, ‘yalnızca hastalık veya sakatlığın olmaması değil, bedenen, ruhen ve sosyal yönden tam bir iyilik halidir” olarak tanımlıyor.
İYİLİK HALİ
Kaliteli bir yaşam için bu iyilik halinin korunması gerekir.
‘Sağlam kafa, sağlam vücutta bulunur” anlayışını özümseyerek çok kuşak yetişti ülkemizde.
İyi kötü, böylesine bir çabanın içinde oldu hep devletimiz.
Sağlık Evleri ve Sağlık Ocakları efsanesi, birinci basamak sağlık hizmetlerinin ücretsiz olması böyle doğdu.
Aşılama hizmetlerinden, çevrenin korunmasına, suyun ve gıdanın kontrol edilmesine değin onlarca görev üstelendi bu küçücük ama dev gibi organizasyon.
Bugünkü Aile Sağlığı Merkezleri ile Toplum Sağlığı Merkezleri ne yazık ki o günkü hizmeti veremiyorlar...
GIDALAR DENETİMSİZ
Gıda kontrolü çok sorunlu...
Denetim yetkisinin Sağlık Bakanlığından alınıp Tarım ve Ormancılık Bakanlığına devredilmesi doğru bir karar değildi.
Tarım Bakanlığı gıdayı denetleyemiyor...
Gıda kontrol görevlilerine, “Lahmacun denetimi yapmayacaksınız, numune almayacaksınız” diyen bir bakanlık olur mu?
Hem de genelge ile...
Lahmacun genelgesi!
Lahmacun denetiminde bile bu kargaşanın içine sürüklenen anlayışı görünce, “Gıdada sorun yok” denilebilir mi?...
Hayır.
Tepkiler üzerine genelgenin değiştirilmesi bir şeyi çözmüyor...
*
Piyasada, markette manavda, çarşıda pazarda, çorbacıda lokantada sağlıklı ve güvenli gıda ürünlerinin, sağlıksız ve güvensiz gıdalardan daha çok olduğunu maalesef söyleyemem!
Herkes sağlığını korusun...
BESLENME, SAĞLIK VE AKIL
Sağlıklı gıda tüketemeyen, et, süt, peynir, yoğurt, yumurta, bal, ekmek, meyve ve sebze yiyemeyen insan sağlıklı olabilir mi, sağlıklı kararlar verebilir mi?
Sağlıksız ve dengesiz beslenenlerin, bedenen ve zeka yönünden sorunlu oldukları tıbbi bir gerçektir.
Sağlam kafanın sağlam vücutta bulunmasının temel şartı; gıdaların sağlıklı, güvenli ve ucuz olmasıdır.
Denetim yapılmıyor...
Kayıt dışı gıda üreten firmaların sayısı on binleri aşmış.
“Merdiven altı” üretim artık yadırganan bir durum olmayı geçti!
*
Gelişmiş devletler, halkının sağlığını önemseyen ülkeler gıda ve ilaç konusuna özel bir önem verirler.
Tavizsizdirler...
Örneğin; Amerika Birleşik Devletleri, FDA diye bir örgütlenme yapmış; Gıda ve İlaç Dairesi...
Tüm yetki burada...
İlaçlar bile buradan izin alıyorlar.
Bağımsız bir yapı bu... Çok sıkılar.
Biz ise daha denetim aşamasında patlıyoruz.
Sağlık Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanlıkları eşgüdüm içerisinde değiller.
Belediyeler de, seçim davasına gerçekçi denetim yapamıyorlar...
*
İlaç olarak bilinen ‘sağlık destek ürünleri’ Tarım Bakanlığı’ndan ruhsat alıyorlar.
Umut olarak pazarlanan bu ürünler ruhsatı kolaylıkla alabiliyorlar.
Halkın sağlığı tehdit altında...
İKİ KUTU ŞEY
ADAM iki kutu ‘şey’ pazarlıyor... İki kutu ile onlarca hastalığı tedavi ediyorlar!
‘Tedavi ediyoruz’, ‘Şifa sağlıyoruz’ diyorlar.
Televizyonlar, radyolar ve sosyal medya bu tür ürünlerin reklamlarıyla dolu.
‘5 kavanoz bal 100 lira, 1 kavanoz da hediyesi’ bu ülkede hala prim yapıyor.
*
İki kutu ‘şey’...
Çer çöp, ot... Ambalajlanıp girip pazarlanıyor. Adamlar deli gibi para kazanıyorlar...
Sağlık Müdürlükleri, Eczacı ve Tabip Odaları savcılıklara suç duyurularında bulunuyorlar ama önüne geçilemiyor.
Olan da halkın sağlığına ve parasına oluyor.
*
Dememiz o ki...
Yetkiyi üstlenenler, görevliler işlerini doğru dürüst yapmalı, Bakanlıklar ve belediyeler, gıda ve ilaç konusunda koordine olmalılar.
Sağlam vücutlu, doğru ve sağlam düşünen, sağlam kafalı nesillerin artması dileğiyle, esen kalın dostlar.
Paylaş