Paylaş
Tiyatro dünyasına emek veren önemli isimlerden biridir Reşit Asım Baran.
Dr. Engin Keflioğlu’nun ‘Türk Tiyatrosunda Reşit Asım Baran – Hayatı Sanatı’ kitabı tanıtılması gereken bir çalışmadır.
Keflioğlu biyografisinde çalışmalarını kaleme almış:
“Reşit Asım Baran, 1910 yılında doğmuş, 1963 yılında vefat etmiştir. Elli üç yıl süren kısa yaşam serüveninde Baran, Türk tiyatro tarihine adını yazdırmayı başarmıştır. İstanbul Şehir Tiyatroları’nın komedi kısmının emektar aktörlerinden olan Baran, Türk tiyatrosuna oyuncu, uyarlama ve çeviri eser müellifi, rejisör ve suflör olarak; Türk tiyatro matbuatına da genel yayın yönetmeni ve yazar olarak hizmet etmiştir: Erken yaşta vefatı sonrası adı unutulmuştur. İstanbul Şehir Tiyatroları’na girdiği 1935 yılından vefat ettiği 1963 yılına kadar Baran 132 piyeste rol almış, İŞT’de (İstanbul Şehir Tiyatroları) altı eseri temsil olunmuş, sekiz eseri de değişik tiyatro topluluklarında temsil edilmiştir.
*
Ayrıca Baran, üç roman çevirisi yapmış, 12 sinema filminde rol almış, TRT İstanbul Radyosu’na skeç yazarlığı ve radyo oyunculuğu alanlarında da hizmet etmiştir. Türk tiyatrosuna kazandırdığı Madam Agavni ve Arap Bacı tiplemeleri ile ününü daha da pekiştirmiş, İstanbul Radyosu’nda dizi olarak başlayan ‘Uğurlugiller Ailesi’nin yıllar sonra 1990’da TRT’de dizi film olarak çekilmesinin unutulan değeri olmuştur. Çalışmamızın ana gayesini Türk temaşa sanatının unutulan bu değerinin hatırlatılması ve yaptıklarının gün ışığına çıkarılması oluşturmuştur.”
Kitabın ‘Giriş’ bölümünde de çalışmalarıyla ilgili detaylı bilgiler veriliyor:
“Reşit Asım Baran, İstanbul Şehir Tiyatroları’nın komedi bölümü aktörlerindendir. Türk tiyatrosunun günümüzde adı unutulmuş değerlerinden biridir. Tiyatro sanatı onun hayatının hep merkezinde yer almıştır. Sinema, radyo çalışmaları ve Türk edebiyatına kazandırdığı çeviri romanları bulunmaktadır. Baran, Türk tiyatrosunun yeni gelişmeye başladığı bir dönemde Türk tiyatrosuna oyuncu olarak ve tiyatro eser yazarlığı, adapteleri (uyarlamaları) ve çeviri eserleriyle katkı yapmıştır. Baran’ın kendi kalemiyle kayda aldığı ve terekesinde bulunan ‘Sahne Hatıralarım’ adlı hatıratı da bizlere zamanın Türk tiyatrosu ile ilgili çok değerli bilgiler vermektedir.”
(Bilgeoğuz Yayınları)
TÜRKİYE’DE SOSYOLOJİ VE MÜBECCEL KIRAY
TÜRKİYE’DE sosyoloji alanında önemli yeri olan Mübeccel Belik Kıray üzerine hazırlanan, çeşitli yazarların katkısıyla oluşan kitap yalnız Kıray’ın değil, Türkiye’de sosyolojinin tarihi üzerine de önemli bilgiler vermektedir.
Yücel Bulut’un yayına hazırladığı kitap ‘Türk Sosyolojisinde Mübeccel Belik Kıray’ adını taşıyor.
İçindekiler:
Giriş - Yücel Bulut
Mübeccel Belik Kıray’ın Hayatı ve Eserleri - Melike Akbıyık ve Ayşen Şatıroğlu
Kıray Sosyolojisinin Antropolojik Referansları ve Kazanımları - Şeyda Sevde Tunçbilek ve Enes Kabakçı
Kıray’ın Hayaleti: Sosyolojik Bir Söylemin Yükselişi ve Düşüşü Üzerine - Mehmet Emin Balcı
Mübeccel Kıray’ın Çalışmalarında Kırsal Kalkınma Meselesi - Salih Ünüvar
Evrimsel Gelişme Ya Da Planlı Modernleşme - Aynur Erdoğan Coşkun
Geçmişin Mekânı Olarak Kente İlerlemeci ve (Örtük) Müdahaleci Yaklaşım - Murat Şentürk
Kıray’ın Mantosu - Mehmet Ali Akyurt
Yücel Bulut kitaba yazdığı ‘Giriş’te Kıray’ın sosyoloji bilimi içindeki yerinin altını çiziyor:
“Sosyolojinin Osmanlı Devleti’nde akademik kurumsallaşması, Ziya Gökalp aracılığıyla Comte-Durkheim’ci pozitivist sosyoloji anlayışı doğrultusunda gerçekleşti. Sosyolojimizin bu niteliği Cumhuriyet döneminde de önemli bir değişiklik göstermeksizin devam etti. Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’ndeki sosyoloji anlayışı da kürsüde görev yapan Boran, Berkes gibi öğretim üyelerinin ABD’deki lisansüstü çalışmaları esnasında edindikleri yeni anlayışlarla bir çeşitlenme geçirmişse de temelde pozitivist-ampirik epistemolojinin dışına çıkabilmiş değildir. DTCF’nin kurulduğu ve fakültede görev yapan sosyal bilimcilerin sosyoloji alanında ilk çalışmalarını yaptıkları dönemde 1933 Üniversite Reformu’yla yeniden kurulan İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Kürsüsü bünyesinde Hilmi Ziya Ülken’in öncülüğünde gelişen ve zamanla müstakil bir kürsü haline dönüşecek olan ‘Sosyoloji Bölümü’ndeki çalışmalar da nihayetinde bu geleneğin dışında konumlanmaz.
*
1960’ların başında ODTÜ ile başlayan üniversite hocalığı kariyeri İTÜ, İİTİA ve Marmara Üniversitesi ile 1990’larda sona erdi. Ankara’da başlayıp İstanbul’da sonlanan bu 30 yılı aşkın akademik kariyerinde Kıray belli sosyolojik yaklaşımlar devralıp geliştirdi, belli yaklaşımlara da şüpheyle ve dışlayarak yaklaştı.
*
Kıray’ın incelediği toplumsal olgulara ilişkin değerlendirmelerinde toplumsal değişimin yönüne ve ilerlemeye dair dogmatik kabullerinin belirgin etkisini görmemek imkânsızdır.”
*
Kıray Türkiye’nin toplumsal yapısından toplumsal değişimine, kır ve kent bölgelerinde yaşanan değişimlere ve tabakalaşma örüntülerine, Türk sosyolojisinin özelliklerine ve sorunlarına, kadın, aile ve gecekondulaşma meselelerine dek pek çok alandaki sosyolojik araştırmalarıyla Türkiye’de sosyolojinin gelişimine önemli katkılar sağlamış bir isim.
(Alfa Yayınları)
Paylaş