Paylaş
Kapalı mekânlardan dışarıya çıktığımda çalışma hevesim biter.
Sonbahar/kış sanatın canlandığı, yeni sergilerin açıldığı, yeni oyunların sahnelendiği günlerdir.
Önceden magazin sayfalarında, toplantılara, davetlere yetişememenin sıkıntısı yazılırdı. Şimdi ben de etkinliklere nasıl yetişeceğimin planlarını yaptıkça, ajandama yazdıkça, yaz rehavetinin geçtiğini fark ediyorum.
Artık yerel etkinliklerin yanı sıra uluslararası etkinlikler, sergiler, dünyaya açılan, dünyanın bize açıldığı bir ortamı yaratıyor.
Bu ilişki bizim dünyayı öğrenmemizi sağlıyor, sanatçılarımız da meslektaşlarının uğraşlarını görmüş oluyorlar.
Tasarım Bienali açılıyor.
Uluslararası Tiyatro Festivali başlayacak.
Ekim ayına geldiğimizde de Film Ekimi’nde iyi filmler seyredeceğiz.
Üç etkinliği de İKSV düzenledi.
Caz sevenler, Akbank’ın caz festivaline gideceklerdir.
Tasarım Bienali günlerinde birçok galeri de bu doğrultuda sergiler yapacaktır.
Contemporary İstanbul da bu yıl daha geniş bir katılım olacağını belirtiyor. Birçok galerici gelecek, resim meraklıları, koleksiyonerler bu günleri bekliyorlar.
BORUSAN CONTEMPORARY yeni sergisini açıyor. Necmi Sönmez’in Cemal Süreya’sı izlenmeye değer.
Pera Müzesi’nde Galatasaray sergisi var.
Ölümünün 10’uncu yıldönümünde Leyla Gencer için Yekta Kara’nın hazırladığı sergide, divaya ait parçalar yer alıyor.
Şimdiki etkinliklerin belirgin yanı, semtlere dağılmasından kaynaklanıyor.
Hiç kuşkusuz bu etkinlikler listesinde konserlerden söz etmiyoruz.
Listede kısaca söz ettiklerim İstanbul’u kapsıyor.
Ankara’da, İzmir’de de senfoni orkestralarının, özel ve devlet tiyatrolarının kış hazırlıkları, programları yer almıyor.
Aynı doğrultuda Devlet ve Şehir Tiyatroları’nın da seyirci ilgisini derlediklerini biliyoruz.
İstanbul’un konser salonu, tiyatro salonları ihtiyaçlarının da halledilmediğini bir kez daha yineleyelim.
Belediyeler, devlet salon yaparsa, tiyatro gruplarına da kiralayabilir.
Sanat etkinlikleri içinde, yerel yönetimlerin kurdukları orkestraların da çoksesli müziğin yayılmasında etkisi olduğu kanısındayım.
ARTIK ajandalarımızı masaya koyalım ve programımızı yazalım.
Önemli bir ek:
Dünkü yazımda ekonomi konusunda kolay ve anlaşılır yazan isimleri sıralarken Ege Cansen’i unutmuşum.
Bana anımsatan dostuma teşekkür ediyorum, eksiğimi de düzeltiyorum.
Paylaş