Muzaffer İzgü’nün ardından

TANIDIK dostların yüzleri, ölümlerinden sonra da belleğimizde yaşar.

Haberin Devamı

İzgü’yü kitap fuarlarında masa başında kitap imzalarken her okura güleç yüzüyle sevgi dağıtırkenki görüntüsüyle anımsarım hep.

Yaşamı üzerine kitaplarda, ansiklopedilerdeki bilgiler yetersiz.

Zıkkımın Kökü kitabında yaşamının ayrıntısını bulabilirsiniz. Memduh Ün’ün çektiği filmi de seyretmelisiniz. O kitapta ve filmde mizahın içinde gizli olan dram ve trajediyi hissedersiniz.

Gerçek mizah günlük yaşamın defolarından doğar. Başımıza gelen günlük telaşta unutulur. İşte mizah yazarı bunu unutulmaz kılar.

Yüzü aşkın kitap yazan bir yazar, ihtiyaçları dışında masa başından kalkmadı demektir.

Hüseyin Yurttaş’ın onunla yaptığı söyleşi çok hoşuma gitmişti.

İzgü, “Ben bando mızıkayla doğdum” diyor söyleşide.

Cumhuriyet kadını annesi; İzgü’ye hamileyken, 29 Ekim 1933 günü fener alayını izlemek için sokağa çıkar, o sırada sancısı tutar... Eve kendini zor atıyor ve Muzaffer İzgü’yü doğuruyor. Çocukluğu boyunca hem okuyup hem çalışan adlardan. Yaptığı işler de hiç kolay değil!

Haberin Devamı

Türkiye’de birçok yazarın başına geleni o da yaşamış.

Kültür Bakanlığı önce Ekmek Parası kitabını yayınlıyor, iki ay sonra toplatılıyor. Kitap 11 yıl depolarda bekletildikten sonra Fikri Sağlar’ın bakanlığı zamanında serbest bırakılıyor. Şimdi yirminci baskıya ulaşmıştır.

Donumdaki Para da tam 11 yıl yasaklandıktan sonra vitrinlerde gözükebilmişti...

Yaşamından satırlardan biri beni çok etkilemiştir.

İzgü çiftinin ikiz çocukları olmuş. Erken doğum yüzünden ikisinin de kuvöze girmeleri gerekiyor ancak hastanede bir tane kuvöz var.

Doktor demiş ki, birinden birini seçin kuvöze koyalım. Diğerini de kadere bırakalım. Ana-baba düşünmüşler, bu adaletsizliğe gönülleri razı olmamış.

İkisini de kuvöze koymamışlar! İki çocuğu da bugün sağ salim yaşıyor.

*

‘SOYMA Beni Utanırım’ öyküsünde, bitpazarından aldığı bir bilgisayarın içeriğini anlatır. Bir türlü kullanamamış çünkü bütün gün ekranda, “hortumlayan adları ve lüpletilen dolarları” görmüş.

Büyükler ve çocuklar için yazdıklarında, mizahın bize tahammül gücü verdiğini ısrarla yazar.

Haberin Devamı

O, her yaştan okurun zevk alacağı bir yazardı. Öyle ki on kitaplık Ökkeş serisiyle zaten birçoklarına okumayı Muzaffer İzgü sevdirmiştir!

Bazı öyküler, hem belleğimde hem de yazılarımda kalmış.

Birkaç örnek: Ben Cumhurbaşkanıyken, Vatandaşın Yüzünü Güldürmek, Anneannemin Akıl Almaz Maceraları, İçimde Çiçekler Açınca, Komünist Leylek...

Yaşadıklarımızın içindeki sahte ciddiyeti mizah ortaya çıkarır.

Muzaffer İzgü, halk dediğimiz engin dert küpü topluluğun bütün dünyasını mizaha getirmiştir.

Onun çocuk kitaplarının yeni yetişecek kuşak için önemli öğeler taşıdığı kanısındayım. Dürüst bir hoşgörü, hilesiz hurdasız dünyaya bakış, onların edinilmesi gereken özelliklerdir.

Haberin Devamı

Büyükler için yazdıklarına gelince. Başımızdan geçenleri ondan okursak hem kendimizi hem toplumumuzu tanımış oluruz.

Çünkü mizahın alçakgönüllülüğü bizim dev aynasına bakmamızı önler.

*

SEVGİYLE anıyorum. Muzaffer İzgü de kitaplarda yaşayacak.

 

Yazarın Tüm Yazıları