Mahalle kültürünü bilir misiniz?

Eyüp Aygün Tayşir, yeni kitabı ‘Sabitâlem Mahallesi’nde 11 öyküyle bir mahalleyi inandırıcı karakterler üzerinden ustaca anlatıyor. Sevginin, ironinin, gerçeklerle bir arada yaşamanın öyküleri bunlar...

Haberin Devamı

Eyüp Aygün Tayşir’in ‘Sabitâlem Mahallesi’ bugün de bazılarımızın yaşadığı mahalle kültürünü ustalıkla aktarıyor.

Kitabın kısa bir özeti: Sabitâlem Mahallesi, birbirine konumlanmış, her biri kaydırağa benzeyen altı sokak ve bu sokakların her iki yanına dizilmiş yeşil, kireç, tuğla, sidik sarısı pembe ve sıklıkla da sıva rengi gecekondulardan müteşekkil bir mahalle olup nüfusunu Allah’tan gayrı bilen yoktur. Yamaç yönündeki gökdelenin tepe katlarından bakıldığında, sokaklarında bir aşağı bir yukarı koşturup duran küçüklü büyüklü çocuklarıyla mahalle, yazlık yörelerdeki ‘her şey dahil’ otellerin su parklarına benzer.

Tayşir, mahalleyi birim alarak modern bir kurgu anlayışıyla yeniden yaratmış. Ayrıca kahramanları da inandırıcı. Öyküler gerek mekân gerek orada yaşayanları ustaca betimliyor.

Haberin Devamı

Mahalle kültürünü bilir misinizSabitâlem Mahallesi
Eyüp Aygün Tayşir
İletişim Yayınları

Kitaptaki öyküler: Anadolu Kaplanı, Sabitâlem Mahallesi, İntikam, Nakliyeci Zeki 1, ÖKKG, Hatırlayamazken, Fiskobirlik’ten Emekliyim, Kahraman Şirketler Topluluğu, Beklerken, Nakliyeci Zeki 2, Sex Shop.

İlk sayfada Tracy Chapman’dan bir alıntı: “Kurgu var arasındaki boşlukta / Seninle gerçekliğin / Her şeyi yapacak ve söyleyeceksin / Yaşamının sıradanlığını azaltmak için.” İki çocuklu bir ailenin bir otomobil yolculuğundaki ilişkileri eğlendirici.

‘Sabitâlem Mahallesi’nim başındaki alıntı Bob Dylan’dan: “Bahsettiğin tüm bu insanlar, evet, bilirim onları / Yavandırlar son derece Yüzlerini yeniden biçimlendirmeye mecburdum / Ve onlara yeni adlar vermeye.”

Alttaki bir cümle son derece ilgi çekici: “Bu öykü, ezberlerindeki efsaneleri Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde yerli ve yabancı turistlere sular seller gibi aktaran tüm çocuklara ithaf edilmiştir. Sesinizle verdiğiniz ilham için teşekkür ederim.”

Mahallenin halkını tanıdıkça, üslubun sevecenliği benim hoşuma gitti. Dayanışma daima içten bir davranıştır. Televizyoncular bu mahalleye niçin geldiler? Oturanlar ve çocuklar nasıl davrandılar? Bütün sosyal birimler hiç kuşkusuz değişimden uzak kalamaz. Darbuka, klarnet ve keman yerine gençler yurtdışında öğrendiklerini burada da uyguluyorlar, gitar çalıyorlar. Ben öykülerin, şiirlerin, romanların başındaki alıntıları çok severim, beni o metni okumaya sevk eder.

Haberin Devamı

‘Nakliyeci Zeki 1’ mutlaka okunması gerekli öyküler listesinin başlarında yer alıyor. Nakliyeci Zeki, yükünü alacağı adama “Konum at” diyor. Bizim mahalleden taşınacak kişi de Zeki’yi tanıdıkça şaşırıyor, zaten sosyal medyada ağzında puroyu görünce şaşırıyor. İkisinin arasındaki muhabbet, mahalle erbabı arasında geçerlidir. Peki Zeki’ye ne öğretti? Vapur değil, feribot demeyi.

‘ÖKKG’, sevdiğim bir şairin, Didem Madak’ın dizeleriyle başlıyor: “Annemin bir şiir defteri vardı / Yaprakları gitgide sarardı.” Peki, öykünün adı nereden geliyor?

“Mehmet’in karnede ÖKKG yazmışlar iki yerde kırmızı kalemle, ne o?”

“Kurulda geçince öyle yazıyor” dedi çocuk ve ekledi: “Bende yok. Matematik bir not yüksek gelse teşekkür alıyordum da...”

Haberin Devamı

İYİ BİR GÖZLEMCİ

‘Nakliyeci Zeki 2’ yi de okumak gerekiyor çünkü taşınmada hikâyesi yarım kalmıştı. Hasılı Zeki iki yardımcı almış, evlenmiş, müteahhitlik yapacakmış. Gerçekçi bir durum, böyle yükselişler bize yabancı değil.

‘Sex Shop’u da okuyun, son hikâye... Edebiyat dünyasına, kitap alıcısına göndermeler var. Ne diyor öykü anlatanı: “Ben kişiliğime uygun bir meslek seçebildiğim ve edebiyat öğretmeni olduğum için mutluyum.”

Mahalle biriminin ahalisi birlikte yaşıyor. Ama hayatta birçok yerde böyle kişilere de rastlarsınız. İyi bir gözlemci Tayşir ve mahalleyi bir bütün içinde anlatıyor. Sevginin, ironinin, gerçeklerle bir arada yaşamanın öyküleri bunlar...

Yazarın Tüm Yazıları