Paylaş
Başta Ahmet Hamdi Tanpınar, Aziz Mahmut Hüdayi’nin dörtlüğünü ne kadar çok yazar kullanmıştır.
“Günler gelip geçmekteler
Kuşlar gibi uçmaktalar
Ehl-i fesâdın yeri nâr
Ehl-i salâh uçmaktadır”.
Burada yakınma, bir tespit ile teslimiyet de görürüm.
Her zaman ajanda kullanırım. Sanki açtığım yeni sayfalar eskiyi unutmak içindir.
Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nu anmalıyım:
“Yıllar yarlardan, yarlar yıllardan vefasız...”
Bir yılımızın bireysel tarihini özetliyor.
Abdülhak Şinasi Hisar’ın bir kitabında okumuştum. Nice insana yaptığımız iyiliği, onlar acaba iyilik olarak idrak ederler mi diyordu. Hayatımda en çok yaşadığım ve gene de vazgeçmediğim bir duygu.
İşine kendini adayan, dünyayı işiyle kuşatan birine tutku kelimesi yakışıyor. Ama hırs, insanı insanlıktan çıkarıyor. Zamanımızda hırslı insanlar arttı, tutkulu insanlar azaldı.
Umut aklımızdan çıkaramadığımız bir kelime.
O.M. Arıburnu, “Ümit fakirin ekmeği ye Mehmet ye” demişti.
Geçen yılın değerlendirmesini yaparken, kaç kitap okuduğunuzu, kaç tiyatro ve film seyrettiğinizi, kaç konsere gittiğinizi, kaç CD aldığınızı yazın.
Hayatı sevmenin, tahammül etmenin sırrının sanatta olduğunu unutmayın.
İhmal ettiğimiz değerler var mı? Günlük gailelerin bizi sürüklediği girdaplardan kurtulabilecek miyiz?
Acaba bir zaman dilimine çok mu bel bağlıyoruz? Aldatmayı ya da aldatılmayı bir Shakespeare oyuncusu gibi oynayabiliyor muyuz?
Büyük yazarlar her zaman bizi yeniden yaratırlar, şifa için ve bulunduğum konumun yerini saptayabilmek için Yunus Emre ile Shakespeare’i okurum. İnsanın kendini ruhen terbiye edeceği reçeteleri onlar yazmışlardır.
Sabır... Sabır... Nereye kadar?
Şair, “Sabr ile gönül derdine derman ire umma” demiş.
Beklemek ne kadar?
Arif Damar da bekleyerek, umut ettiğimizin gerçekleşeceğini söylemişti:
“İlle de güzel günler görmek için mi beklenir
Beklemek de güzel.”
Hoşgörü, günlük yaşamınızda yer alıyor mu? Tolerans demiyorum.
Mümtaz Soysal, hoşgörünün toleranstan daha bağışlayıcı olduğunu yazmıştı. Yorum farkında ondan yanayım.
***
YENİ yıl yazımı yazar/çevirmen Ayşe Sarısayın’ın gönderdiği Turgut Uyar’dan dizelerle bitireceğim:
“günler geçer ve çalışır şafağın değirmeni
kim bilebilir ki kimi neyi eskittiğini
ben ne kadar önemserdim kendimi hay allah
sen ne kadar kumraldın aynalarda hay allah
temmuz tam bu işe göredir bana kalırsa
gel bağışlayalım birbirimizi”.
***
YENİ yılın, umutlarınızın gerçekleşeceği, sağlıklı, güzel, aydınlık bir yıl olmasını dilerim.
Paylaş