Paylaş
Sevgili dostum Atillâ Dorsay’ın ‘Hayatımızı Aydınlatan Muhteşem Kadın Dostlarım’ kitabını okurken tanıdıklarımla ilgili anılarım da canlandı. Bu tür kitapların benimsediğim işlevleri vardır. Özellikle sinemamızın ünlü oyuncularının filmlerini seyrederken onlarla ilgili sayfaları açıp okuma isteği uyanır bende.
Türk filmlerini televizyonda seyrederken onların gümüş ekran dışındaki hayatlarını, konuşmalarını öğreniyoruz. Bir anlamda sinema tarihimizdeki ünlü kadınları da daha yakından, iyi bir sinema eleştirmeninin kaleminden tanıyoruz. Benim için kitap ithafları önemlidir, yazıya ondan başlayacağım: “Bu kitabı hayatımın önde gelen kadınları olan eşim Leman Dorsay, kardeşlerim Ayla Sevand ve Ayşe Kapancı, gelinim Ezgi Dorsay ve de büyük dostum Türkân Şoray’a adıyorum.”
Muhteşem kadınların içinde en yakından Türkân Şoray’ı tanıdım. Beni onunla rahmetli gazeteci arkadaşım Hulki İlgün tanıştırdı, sinemadan, romancılardan konuştuk. Daha sonra da görüşmelerimiz oldu. Sevgili dostum Selim İleri’nin senaryosunu yazdığı bir filmin çekimi Pera Palas Oteli’nde yapılıyordu. Beni de çekime çağırmışlardı. Çekim öncesi sohbetlere ara verildi, çekim başladı. Birlikte oturup konuştuğumuz Türkân Şoray, “Motor” denilince olağanüstü bir aktris, sanki bir mitoloji kahramanına dönüşmüştü. O çekimi hiç unutmadım.
Kitap beş bölümden oluşuyor: Sahnenin Divaları, Sinemanın İdolleri, Kaleminden Kan Damlayanlar, Kulaklarımızın Pasını Silenler, Değişik Alanların Öncüleri.
Bu kitabı severek, anılara gömülerek okumamın başlıca nedeni, çoğunu tanımam, onlarla dostluk kurmuş olmam. Sanki onlarla bir dost meclisinde buluşmuşuz, Atillâ da not alıyor... ‘Sunuş’ta ‘isim seçme zorluğu’ndan söz ediyor. Gerçekten de yazan herkesin başına gelen bir husus...
Dorsay, tanıdıklarını yazarken, onlarla ilgili toplantıları, anmaları da yazısına katıyor. Böylece zaman zaman bir roman üslubu ortaya çakıyor. Yakından tanıdıklarımı okurken, dünden bugüne ben de notlarımı gözden geçiriyorum. Onları anlatırken, birbirleriyle de kurdukları dostlukları, aralarında geçen olayları da yazının içine ustalıkla yediriyor. Yazılarında kullandığı arabaşlıklar, okumayı kolaylaştırıyor.
Hayatımızı Aydınlatan Muhteşem Kadın Dostlarım
Atillâ Dorsay
Remzi Kitabevi
Sahnenin Divaları’nı okurken yakından tanıdıklarım için ben de kendi notlarımı düştüm:
- Yıldız Kenter: Evlerinde Şükran Güngör’le birlikte ut çaldığımız geceyi unutamam.
- Gülriz Sururi: Bütün kitaplarının okuyucusu ve seyircisiyim, dostu olmak ayrıcalıktı.
- Gencay Gürün: Şehir Tiyatroları’nın başındayken bir ‘Türk Şiiri Gecesi’ hazırlamıştım.
- Dilek Türker: Coşkusunun, bitmeyen enerjisinin ve tek başına oyunculuk başarısının tanığıyım.
- Sinemanın iki idolü: Yılların dostları Gülsen Tuncer ve Deniz Türkali.
Kaleminden Kan Damlayanlar: Dostluklarını yazdığım, yaşadığım kişiler...
- Adalet Ağaoğlu: Ankara’dan İstanbul’a uzayan kavi bir dostluk hikâyesi...
- Füruzan: Yazdıklarını da dostluğunu da hep ayrı kefeye koydum.
- Zeynep Oral: Uzun bir tanışıklığın güven simgesi.
- Sevin Okyay: Hem kendisine hem bilgisine güvendiğim dostlarımdan biri.
- Yekta Kara: Kulaklarımızın Pasını Silenler’de bir eski dost ve opera sevgimin yıldızı.
Anılara, tanıtmalara benim de yargılarım, anılarım karıştı bu yazıyla. Bu adları siz de yakından tanıyın... Kitabın sevecen üslubunu da övmeliyim.
Paylaş