Paylaş
Deneme türünü çok sevdiğimi, onun özgür açılımına hayran duyduğumu okurlarım bilir. Deneme türünün ustalarından biri de Melih Cevdet Anday’dır. Konu, kavram üzerinde çeşitlemeler yaparken, edebiyatla düşünceyi bir potada eritir.
Böylece ne edebiyatın lûgat paralamalarına düşer ne de düşünce, felsefe konusunda bilgiçlik taslamak gibi bir yanlışa.
Anday, okuyarak, düşünerek kendini yenilediği için okuru da o yeniliği algılar, hele ki iyi bir okursa sindirir. Bu noktadan sonrası bambaşka bir hal alır.
Yalçın Armağan’ın yayına hazırladığı ‘Suçumuz Edebiyat’ başlıklı ‘Edebiyat Yazıları’nı okurken Anday’ın düşünce yapısı, düzyazısı üzerine yeniden düşündüm. Bilirsiniz, her iyi yazarı yeniden okudukça farklı saptamalarda bulunursunuz. Melih Cevdet Anday bu açıdan en zengin kalemlerimizden birisidir.
‘Suçumuz Edebiyat’ın ‘Önsöz Yerine’ başlıklı yazısını okuduğunuzda sanatın, sanatçının, edebiyatın, edebiyatçının toplum içindeki yerini düşünecek, yücelmesi için çaba göstereceksiniz.
Şöyle diyor: “Kısacası sanatlar, sanatçılar, beklemek, sonraya bırakılmak, durumundan kurtulamamışlardır bir türlü.
Bari politika, bunca ilgiye karşı, insanlık için kalıcı bir şey yapabilseydi!”
Bütün gün politikayla uğraşanlar, sadece siyaset seyrüseferini takip edenler için bu son cümle, kafalarına kurşun gibi saplanmalı.
Özelikle medyanın büyük bir kısmı, hayatın bütününü politikanın kapladığını ve kapsadığını sanıyor, oysa hayatımızdaki yeri sandıklarından çok daha az.
Kitap, ‘Klâsik Üstüne’, ‘Düzyazı Üstüne’, ‘Eleştiri Üstüne’, ‘Roman Üstüne’,‘Kavramlar, Sorunlar ve Tartışmalar’,
‘Yazarlar, kitaplar, olaylar’, ‘Okuma, yazma ve kitap üstüne’ bölümlerinden oluşuyor.
Bir yazarın, şairin gücü yıllar içinde önemini korumasında, hatta artırmasında ortaya çıkar. Ölçütlerden biri de budur.
‘Yazarlar, kitaplar, olaylar’ bölümünü dikkatle okudum. Çünkü eleştirmen olmayan şair/yazarın değerlendirme notları başka bir beğeniler toplamından oluşur. Yerli yazarlar, yabancı yazar hakkındaki yorumlar, bu yazarları okumamış olanlar için bir okuma gereksinimi, okuyanlar için de hem bir anımsatma hem de yeniden okumalara yol açacak.
‘Güçlü Yapıtlar Yorumla Yaşar’ yazısında yüzyıllardır seyredilen, okunan, görülen sanat eserlerinin yorumlarla bugüne geldiğini savunuyor.
Bu yazıda büyük eserlerin nasıl unutulmadığının da gizini ortaya koyuyor Anday.
Aydın Gün, oda müziği dinlemeyenlerin gerçek bir müzik tutkunu, dinleyicisi olmadığını söylerdi. Ben ondan ödünç alarak şöyle söyleyebilirim: Deneme okumayan, onun derinliğini keşfedemeyen biri de iyi bir edebiyat okuru sayılmaz. Hele Melih Cevdet Anday okumayan hiç!
Paylaş