Paylaş
Amed Gökçen’in yayına hazırladığı ‘Osmanlı ve İngiliz Arşiv Belgelerinde Yezidiler’ kitabı bu hafta Ezidiler hakkında bahsedeceğim kitaplardan ilki. Özellikle Osmanlı’nın (Y)Ezidilere yaklaşım şeklini ortaya koyması açısından büyük önem taşıyor. Daha çok uzmanlık metni gibi görünse de Ezidiler ile ilgili hazırlanan belgeler, tutanaklar, vak’a kayıtları imparatorluğun Ezidi halka, geleneklerine, yaşadıkları bölgeye karşı tutumlarını sergiliyor.
Kitap, Musul Mal Başkâtibi Hacı Rifat Efendi hakkında hazırlanan tutanakla başlıyor. Zira Hacı Rifat Efendi iki Ezidi kız kardeşi cariye almış, birini öldürüp kendini astı diye bildirmiş, olayın şahidi diğer kız kardeşse korkusundan konuşamamıştır... Bu giriş bile, genelin özeti gibi duruyor!
Amed Gökçen, yayıma hazırladığı bu kitabın girişinde de Ezidilerle ilgili bilgiler aktarıyor...
Şeytana tapanlar
Ezidilere dair negatif çağrışımın Ortadoğu’da özellikle hangi dönemlerde veya hangi araştırmacılar tarafından ortaya çıkarıldığını görebiliyoruz bu belgelerde... Gökçen’e göre, cemaat araştırmacılar tarafından genellikle ‘karma din’ veya ‘bilinmeyen din’e mensup olarak tanımlanıyor. Günümüz Türkiyesi’nde kimliklere, ya ‘bilinmeyen din’ ya da ‘X’ harfi yazıldığına dikkat çekerek, bütün bunların toplumu etkilediğini söylüyor.
Sözünü edeceğim ikinci kitapsa, kusursuz bir ‘giriş’ çalışması. Philip G. Kreyenbroek’in ‘Ezidilik-Dinî Âdetleri ve Metinsel Geleneği’ adlı kitabı, Ezidiler, Ezidilik ve geleneklerine dair bilmemiz gereken her konuyu ele alıp, olabilecek tüm soruları cevaplıyor. Dahası, ağırlıklı olarak sözlü bir geleneğe kültüre sahip olan Ezidilerin dini metinlerini, ağıtlarını, dualarını da Kürtçe-Türkçe olarak metne aktarıyor...
Ezidilerin küçük bir dinî grup olduğunu belirten Kreyenbroek, toplum üzerine gündelik ilgi azaldıkça, akademik ilginin de belirgin biçimde azaldığının altını çiziyor. Yabancı bilim insanları bu suskun cemaat için çalışmışlarsa da, Ezidilerin ‘çok fazla konuşmamayı seçmesi’nin birçok bilginin eksik kalmasına sebep olduğunu belirtiyor.
Araştırmacı, 1992’de Kuzey Irak’ta yaptığı çalışmalarla elde ettiği sonuçları kitabına almış. Yazara göre, Ortadoğu’da ve Batı’da Ezidilerin ‘Şeytana Tapanlar’ olarak gösterilmesi birçok yanlış anlaşılmalara neden olmuş durumda. Zaten topluluğun kaderini temelde bu algı biçimlendirmiş!
Bazı önemli saptamalarla Ezidilerin gerçek kimliğini anlamamızda bu kitap büyük ölçüde yardımcı olacaktır. Özellikle dua metinlerini dikkatli okumanızı salık veririm.
Paylaş