Paylaş
Bu sevindirici bir kültürel yayılma...
Ancak beni tedirgin eden bir yanı var. Belediye başkanları değiştikçe, etkinliklerin niteliği değişiyor. Yalnız sanatsal eğilimler yüzünden değil, siyasal tercihler açısından da bu böyle.
Bu hafta içinde belediyelerin düzenlediği ve davet edildiğim etkinlikleri sıraladığımda, hareketliliğin sizi de sevindireceğini umuyorum.
Beylikdüzü Belediyesi, Üsküdar Belediyesi, Zeytinburnu Belediyesi, Kartal Belediyesi, Fatih Belediyesi, Bahçelievler Belediyesi, Sarıyer Belediyesi ve daha pek çoğu.
İstanbul dışındaki etkinlikleri saymıyorum. Ben sürekliliği belediye bazında tartışıyorum, hiç kuşkusuz bu etkinliklerin düzenlenmelerinde valilerin de rolünü unutmamalı.
Valilikler ve belediyeler eskisi gibi değil, yönettikleri kentleri, ilçelerini, beldelerini tanıtmak için yayın yapıyorlar. Bu yayınların iki dilde olması oraya giden yabancılar için de önemli bir kaynak oluşturuyor.
Türkiye’nin birçok yerinde kültürel etkinlikler için salonlar yapılıyor.
Buraların yönetiminde tek bir sakınca var. Siyasal eğilimlerin o merkezlerin programlarında da belirleyici olması. Bu, çoksesliliğin önünde bir engel.
Belediye başkanları değiştiğinde her şey sil baştan değerlendiriliyor, geçmiş adeta siliniyor.
*
PEKİ bunları önlemek için ne yapmalı?
Tek çare sivil toplum kuruluşlarını da içine alan vakıfların kurulması. Vakıflar kurulduğunda siyasi otoritelerin müdahalesi büyük ölçüde önlenir. Orada yaşayanlar da vakfa sahip çıkar.
Böylece o festival, etkinlikler devam eder. Sivil toplum kuruluşları da işlevlerini sürdürürler.
İstanbul tiyatro salonu sıkıntısı çekiyor, ister belediye ister devlet salon yapıp topluluklara kiralamalı ya da kültür hizmeti olarak bedava vermeli. Tiyatrolar için bu yapılmalı.
İstanbul’da bu mümkün.
Çünkü ödenekli tiyatrolar dışında özel tiyatroların mali durumlarının bu salonsuzluk yüzünden olduğunu da belirtmeliyiz. Alışveriş merkezlerinde tiyatrolar temsil veriyor ama bunun da bir ekonomik yönü olduğunu unutmayalım.
İlçelerde, beldelerde kütüphaneler açılıyor, küçük yerel özelliklerin müzeleri de yapılmalı.
Büyük kentlerdeki tarihi yerleri de belediyeler festivallere, kültürel etkinliklere vermeli, sadece zorunlu masrafı almalı.
Özellikle bu İstanbul için hayati bir önem taşıyor. Oraların kullanılması, halka açılması bu tür etkinlikler aracılığıyla mümkün.
*
BELEDİYELER, sivil toplum kuruluşlarının yer aldığı vakıflar kurmalı. Böylece siyasal, ideolojik tercihler yüzünden değişim önlenmeli.
Tarihi mekânlar, festivallere, etkinliklere tahsis edilmeli. Onun da yönetimi tarafsız bir kurul tarafından üstlenilmeli.
Paylaş