Paylaş
O tüyleri diken diken eden videoyu görmüşsünüzdür.
Sokak ortasında yatan bir kadın, kadına copla vuran, hızını alamayıp tekmeleyen bir polis, bu olay gözlerinin önünde yaşanırken izlemekle yetinen başka bir polis... Antalya Emniyet Müdürlüğü, olayın sosyal medyaya yansımasından hemen sonra iki polisi de açığa almış, ardından şu açıklamayı yapmış:
“Değil bir insana, hiçbir canlıya karşı bu ve benzeri nitelikte bir fiilin ve davranışın kurumumuzca tasvip edilir hiçbir yanı, yönü ve de mazereti bulunmamaktadır. Emniyet Teşkilatı olarak gerekçesi her ne olursa olsun bu tür şiddet ve kötü muamelede bulunduğu belirlenen görevlilerimiz hakkında bundan önce olduğu gibi bundan sonra da asla hiçbir şekilde müsamaha gösterilmeyecektir.”
GENEL MÜDÜR ALTINOK’UN MÜDAHALESİ
Bir gazetecinin böyle bir olaya kayıtsız kalması zor. Fox TV’de İsmail Küçükkaya da hassasiyet göstermiş, Emniyet Genel Müdürü Selami Altınok’a konuyu sormuştu.
Görüntüleri izleyince çok öfkelenmiştim. O yüzden İsmail’i can kulağı ile dinledim ve program sırasında hazırladığı gazeteyi satır satır okudum. “Biz de utandık” başlığını atmış, Genel Müdür Altınok’un “Biz de üzüldük” açıklamasını aktarmıştı.
Genel Müdür Altınok, lafı eğip bükmemiş, yanlış yaptığı ayan beyan ortada olan personeline sahip çıkmak yerine, yerdeki insana ve onun temel haklarına sahip çıkmıştı.
Sonradan öğrendim, kendisi videoyu görür görmez, olaya müdahale edip Antalya İl Emniyet Müdürlüğü’nün o açıklamayı yapması talimatını vermiş. “Gerekçesi her ne olursa olsun, bu tür bir davranışın değil bir insana, hiçbir canlıya karşı yapılamayacağını” açıkça vurgulamalarını istemiş, ayrıca polislerin hızlı bir şekilde açığa alınmasını sağlamış.
HUKUK DEVLETİNİN İHTİYACI BU
Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde yıllarca işkence ve kötü muameleden mahkûm oldu. Mahkûmiyetlerin bir kısmı da bu işkence ve kötü müdahale iddialarının etkin soruşturulmamasından kaynaklandı. Çünkü, geleneksel devlet aklı her zaman, üzerinde devleti sembolize eden üniforma olan birinin yaptığı davranışı örtbas etme eğiliminde oldu. Kötü muamele görenin işlediği suç bu kötü müdahalenin perdelenmesine gerekçe yapıldı.
İşte bu nedenle Antalya İl Emniyet Müdürlüğü’nün açıklamasındaki “gerekçesi her ne olursa olsun...” ifadesini başlığa çıkardım.
Çünkü, hukuk devletinin, vatandaşlarının adil yargılanma, özgürlük ve güvenlik hakkını koruma, ihlalleri etkin bir şekilde soruşturma sorumluluğu, biz vatandaşların da buna göre bir muameleye tabi tutulma hakkımız vardır.
‘HASTANEYE GÖTÜRÜLMELİYDİ’
Antalya örneğinde, kötü muamele yapan polis kendisini “Kırgız kadın aylardır sorun çıkarıyor, çevreyi rahatsız ediyor, zapt edilemiyor” gerekçesiyle savunmuş. Emniyet Genel Müdür Selami Altınok’un açıklamalarını dinledikten sonra kendisini aradım. Yapılanı tasvip etmeyeceklerini, polisler için etkin bir soruşturma yapılacağını anlattı. Olayı seyreden polisin de kötü müdahaleye izin verdiği için soruşturulacağına dikkat çekti ve şöyle dedi:
“Polis, kendisine gelen bir ihbar üzerine oraya gitmiş. Yapmaları gereken, sadece yoldaki vatandaşın acil müdahaleye ihtiyacı olup olmadığına bakmak, bir ambulansla, ambulans için vakit yoksa ekip otosu ile hastaneye götürmekti. Kim olduğu, niye orada olduğu, ne dediği bu muameleye gerekçe olamaz...”
Eminim, Antalya’da gösterilen bu hassasiyetin gösterilmediği, yapanların yanına kâr kalan, bizim duymadığımız kötü muamele olayları da vardır. O yüzden, yanlışları eleştirirken yaptığım gibi, överken de genellemiyorum. Sadece, bazı hukuksuzlukların normal karşılandığı bu OHAL ortamında, yanlışı yapan devletin temsilcisi de olsa doğruları savunan, hukuk devleti refleksini gösteren devlet adamlarının varlığını görünce umutlanıyorum.
Buna çok ihtiyacımız var.
Paylaş