Paylaş
Görüşmenin gerçekleştiği 21 Eylül 2017 Perşembe gecesi bu açıklamaya bakıp, “Gerisinin bir önemi yok” dedim. Bırakın “hiç olmadığı kadar yakın” olmayı, ABD ile Türkiye arasındaki ilişkiler “normal” seyretse, Türkiye’nin Batı ile ilişkileri de normalleşir. Almanya’nın da, Fransa’nın da, İngiltere’nin de Ankara’ya bakışı değişir.
Sonra yaptığım görüşmelerin ardından Dışişleri Bakanlığı’nın hazırladığı “Türkiye-ABD İlişkileri” başlıklı dosyanın içeriğine bakınca da cümleye “En yakın halimiz bu ise...” diye başladım. Ben fazla yorum yapmayayım, siz karar verin:
- ABD’de sürmekte olan bir soruşturmada bir kamu bankamızın iki numaralı ismi ile bir Türk vatandaşı tutuklu. Soruşturmada, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Başbakan olduğu AK Parti hükümetinde Ekonomi Bakanlığı yapmış bir isim “zanlılar listesi”nde ve ABD’ye giderse tutuklanabilir.
- Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bazı korumaları, kendisi oradayken Türkiye’nin Washington Büyükelçiliği rezidansı önünde gösteri yapanlara müdahale ettikleri gerekçesiyle Washington mahkemesinde yargılanıyor ve haklarında yakalama kararı var.
- Amerikan Senatosu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın korumaları için ABD’li firmadan satın alınan silahlar için onay vermedi.
- Amerikan güvenlik kurumları, Türkiye’den ABD’ye giden kargo uçaklarına özel güvenlik tedbirleri uyguluyor.
- Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın korumalarına kişisel yakın koruma silahlarını parasıyla sattırmayan ABD Kongresi, Türkiye’nin “terör örgütü” ilan ettiği YPG’ye 2 bin TIR ağır silah sevkıyatı yapılmasını onayladı.
- Türkiye ve ABD, Suriye’de adeta rakip cephedeler. ABD, Türkiye’nin terör örgütü olarak ilan ettiği grupla birlikte hareket ederken, Türkiye, Beşar Esad’ı destekledikleri halde İran ve Rusya ile işbirliği yapıyor. Türkiye, ABD ile Suriye’de gergin günler yaşayan Rusya ve İran ile İdlib’de çatışmasızlık için başlatılacak bir operasyon yürütecek.
- ABD istese ekonomik, siyasi ve askeri yaptırımlarla Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi’ni referandum kararından kısa sürede vazgeçirebilir. Ancak ABD yönetimi, Barzani’yi geri adım attıracak somut adımlar atmak yerine olayı açıklamalarla geçiştirmeyi seçiyor.
- Türkiye’nin “FETÖ liderinin iade edilmesi, iade edilmiyorsa da ABD’de yargılanması” talebi hâlâ karşılık bulmadı.
- Türkiye de bu arada bazı adımlarıyla ABD’nin tepkisini çekiyor. Bir ABD vatandaşının FETÖ soruşturması kapsamında tutuklu olması, Trump’ın gündemine bile gelmişti. Trump, Erdoğan’la görüşmesinde söz konusu şahsın serbest bırakılmasını istemişti.
- Türkiye’nin hava savunma sistemini Rusya’dan alması, S-400 anlaşması imzalaması da Amerikan yönetimini çok rahatsız ediyor.
DOSTA YAPILACAK ŞEYLER Mİ?
Bakın, bir çırpıda 10 kritik madde yazdım. Arşivleri tarasanız sayıyı arttırabilirsiniz. Trump, görüşme sonrasında “Erdoğan dünyanın çok zorlu bir bölgesinde görev yapıyor. Çok çok güçlü bir şekilde ilgili ve açıkçası yüksek not alıyor. Benim dostum haline geldi” ifadesini de kullandı.
Oysa 10 maddeye, özellikle de Suriye, Irak, PKK ve FETÖ ile mücadele başlıklarına bakarsanız, bölgeyi Erdoğan için zorlu hale getiren en önemli konularda ABD’nin Türkiye’yi dolayısıyla da Erdoğan’ı yalnız bıraktığını rahatlıkla görürsünüz.
Bu gözle görülür gerçeklere rağmen, “İlişkilerde hiç olmadığı kadar yakınız” diyen Başkan Trump ya Amerikan yönetiminin Türkiye ile ilgili icraatları konusunda çok fazla bilgi ve söz sahibi değil ya da Ankara’yı “Türkler güzel sözler duymaktan hoşlanıyor. Sözle gönül alayım” diye geçiştirebileceğini düşünüyor. Emin olun, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın asker ve sivil kurmayları ile diplomatlarımız, geçerli olanı bizden daha iyi biliyor ve dün MGK’da, bugün TBMM’de ortaya çıkan yol haritasını ona göre hazırlıyorlar.
Paylaş