Paylaş
Real Madrid’le üç kez Şampiyonlar Ligi Şampiyonluğu ve bir kez lig şampiyonluğu kazanmış bir teknik direktör Zidane...
Böyle bir istifa kararı acaba Türkiye’de alınır mıydı?
Üst üste şampiyonluklar almış bir teknik adam Zidane gibi “Önümüzdeki yıl Real Madrid’in başında olmama kararı aldım. Real Madrid bana her şeyi verdi. Hayatım boyunca bu kulübe yakın olacağım. Bu kararı bu kulübü ve Florentino Perez’i çok sevdiğim için aldım. Perez’e minnettarım” diyebilir miydi?
Kolay kolay tanıklık edeceğimi zannetmiyorum.
Peki hangisi doğru?
Belki Zidane yorulmamış olsaydı, bir süre daha görevine devam edebilirdi.
Real Madrid’in bir rahatsızlığı olduğunu zannetmiyorum.
Büyük bir olasılıkla da teknik adamla yola devam edeceklerini düşünüyorum.
İsterseniz biraz konuyu genişletelim, futboldan çıkaralım.
Örneğin sivil toplum örgütlerine yayalım.
Başarılı bir sivil toplumcu bizde çıkıp “Ben elimden geleni yaptım, şu projeleri gerçekleştirdim. Bu bir bayrak yarışı şimdi görevi bir başkasına devretme zamanı” diyor mu?
Nedense demiyor...
Sivil toplum örgütlerinde görevlerinde sınırlandırılması meselesi daha önce Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmişti.
Elbette yasalara aykırı olabilir ama bu konunun bir gelenek haline gelmesi gerektiğini düşünüyorum.
Zidane gibi yapmak lazım bazen...
İzmir’de trafiğe
yatırım yapmalıyız
İZMİR’de tramvayın başarılı ve faydalı olduğunu düşünüyorum. Keşke yıllar önce yapılsaydı. Ve keşke yollar tramvaya göre planlansaydı. Yani mevcut yollar değil de tramvay için bir başka şeridimiz olsaydı. Örneğin Karşıyaka’da tramvay daha başarılı gözüküyor. Memnuniyet daha yüksek; öyle anlıyorum.
Konak tramvayı mecburen kentin en işlek yerlerinden geçiyor. Yine de ben kullanıyorum.
Konak’ta bir toplandım olduğunda direkt tramvay durağına gidiyorum. Ne zaman geleceği belli, ne zaman varacağım belli, bu büyük bir rahatlık.
Yine de İzmir’in trafik sorunu bundan sonraki dönemin en büyük problemi olacaktır.
Garın önünü mutlaka rahatlatmalıyız. Araç geçişini derin bir tünelle yerin altına almalıyız.
Garın önü muhteşem ve tarihi bir meydan haline gelir böylece...
Yine Karşıyaka Çarşısı’nın önü yerin altına alınabilir. Karşıyaka da böylece bir meydan kazanabilir.
Trafik zaten yoğunken, bu kadar insanların hayatını zorluyorken; bu projeler sıkıntıyı daha da büyütebilir, trafiği zorlaştırabilir.
Ama bugün yapmazsak yarın yapmak zorundayız.
O zaman bugün yapmakta fayda var.
Otoyol aradaki kentlerde
değişimi hızlandıracaktır
İZMİR – İstanbul otoyoluyla ilgili fotoğrafları geçen gün Anadolu Ajansı servis etti. Sizler de görmüşsünüzdür. Gerçekten önemli ve büyük bir proje... Bugüne kadar 30 milyar liradan fazla bir para harcanmış. İstanbul’u başkent Ankara’yla yakınlaştırmak nasıl önemliyse; İstanbul’u Türkiye ekonomisinin iki numarası olan İzmir ile yakınlaştırmak da bir o kadar önemlidir.
Bu yolun getirdiklerini kısa sürede anlayacağız.
Şuna inanın...
Sadece İzmir değil; yolun geçtiği her kentin ekonomisinde, sosyal hayatında önemli bir hareketlenme olacaktır.
Yani arada kalan kentlerin değişimi çok hızlanacaktır.
Başımız sağolsun
TÜRK iş dünyasının kurucuları güçlü isimlerdi. Güçlü, lider, öncü, fark yaratan, ezber bozan, kuralları koyan... Birçok isim var böyle. Erdoğan Demirören de o isimlerden biriydi. Türk sanayisinin, iş dünyasının önemli bir ismini kaybettik. Kısa bir süre önce Hürriyet’in de içinde olduğu medya grubunun yönetim kurulu başkanı olmuş ve ilk mesajında “Hürriyet’i Türk demokrasisine tanıklık etmiş en önemli yayın organı” olarak anlatmıştı. Erdoğan Demirören’e Allah’tan rahmet, Demirören ailesine sabırlar diliyorum. Hepimizin başı sağolsun...
Paylaş