Paylaş
Tofaş, Renault ve Hyundai’nin Bursa ve çevresinde üretim yapıyor olması; elbette akıllara hemen Marmara bölgesini getiriyor.
Ama şunu da unutmamak gerekir.
Otomotiv yan sanayinde İzmir ve çevresinin önemli bir birikimi bulunuyor.
Özellikle döküm, jant, yedek parça sanayinde Marmara’yla yarışır hatta bazı alanlarda geçen avantajlarımız bulunuyor.
Opel’in Torbalı’ya geçmişte gelmiş olmasının da bir sebebi vardı.
Bütün bu artılar dün olduğu gibi bugün de geçerli...
Aliağa ya da Torbalı; ikisi de ideal yerler...
İki bölge de İzmir’in yükselen yerleri...
Aliağa’da son dönemde özellikle de Petkim ve Tüpraş’ın yatırımlarından dolayı ciddi bir gelişme var.
Çandarlı limanının devreye girmesiyle de birlikte bu avantaj daha da güçlenecek.
Dolayısıyla gözler İzmir’e çevrilirse Aliağa ve Torbalı öne çıkar gibi gözüküyor.
Karşıyaka uyandı
KARŞIYAKA gibi büyük bir camia uzun zamandır derin bir sessizlik içindeydi.
Aslında bu uyanışa yine taraftarlar neden oldu.
Sosyal medyada başlayan kampanya bir anda Türkiye’nin gündemine oturdu.
Sezon başında silinen 3 puanın ardından 9 puan daha tehlikeye girince Karşıyakalılar kulüp için bir araya geldiler.
Geçmiş dönemden gelen dosyalardan birkaç tanesi kapatıldı, puan silme cezası kaldırılmış oldu.
Ancak kulübün sıkıntıları bugünden yarına çözülecek gibi değil.
Böyle olunca kampanyaya devam kararı alındı.
Bir yandan bireysel destekler devam ederken; bir yandan da bazı kurumlar günlük cirolarını oluşan Varlık Kurulu’na bağışlayarak kampanyaya destek vermeye başladılar.
İlk olarak Sakıpağa ailesi bunu açıkladı.
Kulübün önde gelenleri Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar’ı ziyarete gittiklerinde, başkan bu sefer Kent A.Ş.’nin perşembe günkü cirosunu katkı için bağışlayacağını söyledi.
Belki bu adımlar kulübün sorunlarını çözmeyecek ancak camianın yeni çözümler üretmesi için hem zaman kazandıracak, hem de nefes aldıracak.
Karşıyaka gibi geleneği olan kulüplerin bu duruma düşmemesi gerekirdi.
Bu pansuman tedbirlerle bir süre idare edilecek ama asıl önemli olan bu kötü gidişten herkesin ders çıkarmasıdır.
Bu kampanyaya desteğin artmasını bekliyorum.
Ayvalık’ın cazibesi
13’üncü Ayvalık Hasat Günleri yapıldı.
Ayvalık gerçekten çok özel bir yer...
Cunda’sı ayrı, Çamlık’ı ayrı güzel...
İnsan kendini Ayvalık’ta iyi hissediyor.
Hasat günleri sayesinde de zeytin ve zeytinyağı konusunda epey bir farkındalık sağlandı.
Bence toplum zeytinyağını artık daha iyi tanıyor.
Ama hep söylüyorum.
Kişi başı 2 litrelik tüketim hala çok düşük...
Rakiplerimizin 15 litrelerde olduğunu düşünecek olursak, daha işin başında olduğumuzu söyleyebilirim.
Hafta sonu Ayvalık’ın o dar sokaklarında biraz dolaştım.
Atatürk’ün Ayvalık’a geldiğinde yürümeye başladığı 13 Nisan Caddesi’nde...
Birçok eski ev restore edilmiş; sokaklar yenilenmiş.
Ara sokaklarda küçük lokantalar, kafeler açılmış.
Cunda’nın ne kadar cazibesi varsa; Ayvalık merkezin de cazibesi bir o kadar artmış.
Ayvalık’ın gastronomisini öne çıkararak yaz kadar kaşın da iç turizmden faydalanması mümkün.
Bu cennete yakışmıyor
AYVALIKLI dostlar sohbet ederken; yakındıkları önemli bir konu oldu. Ayvalık’ın kanalizasyon probleminin bir an önce halledilmesi gerekiyor.
Denize şarj devam ediyor.
Yeni büyükşehir yasasından sonra bu yatırımı yapması gereken Balıkesir Büyükşehir Belediyesi oldu.
Başkan Edip Uğur’un bu konuda çalışmalar yaptırdığını biliyorum.
Yeni gelecek başkanın da gündeminde Ayvalık mutlaka olmalı.
Ayvalık gibi bir cennete bu yapılmamalı.
Paylaş