Paylaş
Bazen satır aralarına saklanan yorumları da ayıklayıp olaylara yeniden bakmalıyız.
AK Parti önce “Yerelde ittifak olmaz” dedi.
Sonra MHP’nin “İttifak devam etmeli” çağrısıyla, “Konuşulabilir” noktasına geldi.
CHP “İttifak yapmayacağız” dedi, sonra da Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu il başkanlarına nabız yoklanması için yetki verdi.
Özetle...
Siyasette hiçbir şeye “olmaz” diye bakmayın.
Zaten bazı yerler için seçmen doğal ittifaklarını sandıkta yapıyordu.
Örnek mi?
İzmir’de bugüne kadar büyükşehir seçimlerinde Aziz Kocaoğlu hep CHP’nin üzerinde oy aldı.
Bugüne kadar Demokrat Parti’nin, Doğru Yol Partisi’nin oy depoları gibi görülen birçok ilçeden Kocaoğlu’na destek çıktı.
Bir de MHP oylarını unutmamak gerekir.
Meclis üyeliklerinde MHP’ye oy veren seçmen, bazı yerlerde büyükşehir tercihini Aziz Kocaoğlu’ndan yana kullandı.
Tabii MHP ve AK Parti arasında da bu geçişkenlikler olmuş olabilir.
Ama sonuç itibariyle bu ittifakları vatandaş kendi iradesine göre yaptı.
Şimdi liderler diyor ki; “Buna izin vermeyelim” ve “İttifakı biz tavanda yapalım...”
Olur mu?
Olduğunu geçen seçimlerde gördük.
Ancak bunun bir yerel seçim olduğunu düşünmemek gerekir.
Yerelde isimlerin de etkili olduğunu hatırlatmak isterim.
O yüzden listeler hazırlanırken partilerin bu hassasiyete dikkat etmeleri gerekir.
İzmir özeline gelince...
Bu seçim gözler İzmir’de olur.
Aziz Kocaoğlu’nun kararı elbette önemli...
Ama geçmişte doğal olan ittifaklar bu seçimde olmaz ise MHP AK Parti’nin adayını destekler, İYİ Parti de güçlü bir adayla sahnede olursa heyecanlı bir seçim izleriz.
Elbette bu dengeler bütün kentler ve partiler için geçerli olacak.
Ekim ayı çok hareketli geçecek.
Eşiyle değil acısıyla aynı yerde
GEÇEN haftanın bende en fazla iz bırakan haberi Mehmethan çiftinin öyküsüydü.
Afrin şehitlerinden Piyade Üstçavuş Fatih Mehmethan, sosyal medya hesaplarından fotoğraflar paylaşmıştı. Acı haberi aldığında henüz 4 aylık evli olan Gamze Mehmethan, düğün sırasında eşiyle poz verdiği yerlere gidip bu kez tek başına fotoğraf çektirmişti. Boynunda da şehit eşinin künyesi ve alyansı vardı.
Ateş düştüğü yeri yakıyor biliyorum ama...
İnanın bu fotoğraflar benim içimi de yaktı.
Bütün haftam bu fotoğraflara bakarak, benzer öyküleri düşünerek geçti.
Şehitlerimize çok şey borçluyuz.
Geride kalanlar için de bir şeyler yapmalıyız.
Gamze’nin, Gamze’lerin hayatındaki boşlukları doldurabilir miyiz bilemiyorum.
Ancak onların hayatını kolaylaştırabilecek şeyler yapabiliriz diye düşünüyorum.
Betonlaşmayalım artık koruyalım
KARADENİZ’e yıllar içinde defalarca gittim. Ve her gittiğimde yeşili daha azalmış, kentleri daha çok betonlaşmış bir Karadeniz buldum. O güzelim yaylalarda sekiz, on katlı binalara şahit oldum. Geçen günkü haberlerde vardı.
Trabzon’un sahilindeki kumsalların yüzde 86’sı dolguyla yok olmuş. Bununu için de verimli tarım toprakları kullanılmış.
Kanunlar “Verimli tarım arazilerini koruyun” diyor ama kim dinliyor acaba?
Yine haberlerde vardı.
Ayder Yaylası’na alternatif yerler bulunmuş.
Eyvah ki ne eyvah...
Ayder’e en son gittiğimde inanamamıştım.
Yaylalar adeta şehirlere dönüştürülmüştü.
İnsanlar büyük şehirlerin o kaosundan kaçıp yaylalara gidiyorlar ama gittiklerinde bir başka şehir onları karşılıyor.
Bir ülke bunu doğasına niye yapar.
Ayder’e alternatif aramayalım, mevcutları koruyalım.
Elbette bu eleştirilerim sadece Karadeniz için değil, tüm Türkiye’de benzer olayları görüyoruz.
Betonlaşmayalım artık koruyalım.
Gençlere çok inanıyorum
GEÇEN hafta birçok okulun açılış törenlerine katıldım.
O yoğun geçen, biraz da ekonomik dalgalanmalardan dolayı stresli günleri biraz olsun unuttum.
Çocuklar ve gençler bana hep iyi gelmiştir.
Yine öyle oldu.
Bu haftaya çok daha umutlu gireceğim.
Gençlerimiz bizlerden farklı düşünüyor.
Ve bunu da her fırsatta ortaya koyuyorlar.
Özgüvenliler, dünyayı biliyorlar, iyi takip ediyorlar.
Birkaç yabancı dil biliyorlar, iyi iletişim kurabiliyorlar.
Hata yapmaktan çekinmiyorlar, arayışlarını hiç bitirmiyorlar.
Gelecek hayalleri kuruyorlar, büyükler kadar olaylara karamsar bakmıyorlar.
Bize düşen bu gençlerin önünü açmak, hayallerine ortak olmak, onlara engel olmamak, düşündüklerini hayata geçirecekleri ortamlar yaratmak.
Zor değil...
Türkiye’nin yapması gerekenler bunlar...
Zorluklar gelir geçer, bu konuda hiç şüphem yok.
Ben Türkiye’nin gençlerine çok inanıyorum.
Paylaş