Yasaklar gelmeden akıllanmıyoruz

Çünkü devletler 1 Haziran’dan sonra hayatın akışını yeniden açarken bir uyarıda bulundu ve dediler ki;
“Bu yeni normali eskisiyle karıştırmayın. Belki karantina şartlarında değil ama mümkünse evde kalarak, mesafeyi koruyarak, maskenizi takarak bu yazı geçirin...”
Biz ne yaptık?
Yeniden eski normale geçiş; bir hafta bile sürmedi.
Eski tas eski hamam devam ettik.
Düğünleri yine kalabalıklar içinde, taziyeleri yine bildiğimiz halde yapmayı sürdürdük.
Hatta Trabzon’daki bir düğünde piyanist “Kalkmayan korona olsun” dedi ve bu isteğe uyan, piste çıkan herkes korona oldu. Korona testi pozitif çıkanlara geçmiş olsuna gidenleri de duyduk.
Bizim gerçeğimiz de bu maalesef...
Ne yazık ki yasak gelmeden aklımız başımıza gelmiyor.
Devletleri elbette anlıyorum.
Ekonomide çarklar dönsün, hayat devam etsin istiyorlar.
Biz de istiyoruz; ben de istiyorum.
Ama hiçbirimizin tanık olmadığı, yaşamadığı bir dönemden geçiyoruz.
Ve keskin yasaklar olmadan da insanlar akıllanmıyor.
Ta ki;
Kendisine ya da bir yakınına bir şey oluncaya kadar...
Maske ve müzik yasağı bence iyi oldu.
Her zaman söylüyorum; devlet herkesin başına birini dikemez.
Sorumlu olan biziz ve bu süreci hep birlikte geçireceğiz.

 
Şu müzik meselesi

MÜZİK benim tutkum. Çalışırken de, dinlenirken de, başka bir şeyle uğraşırken de fonda hep müzik vardır.
Ama müziğin gürültüye dönüşmüş halini sevmiyorum.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yaz boyunca yakın takipte olduğunu biliyorum.
Aynı şekilde Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’a da çok sayıda şikayet gittiğini dinliyorum.
Devlet bu meseleye yeni bir düzenleme getirmelidir.
Kent merkezinde müzik belli bir saatten sonra kabul edilemez.
İşletmeler izin saatlerine göre hareket ediyorlar.
Oysa sesin desibeli de çok önemli...
Kimse iş yapmasın, işletmeler kapansın derdinde değil.
Kurallara uysunlar, gerekli yatırımları yapsınlar, istedikleri gibi çalışsınlar.
Pandemi süreci belki bu düzenlemeleri yapmak için uygun bir zaman olabilir.

 
Şehirlere göre eğitim olmalı

MİLLİ Eğitim Bakanlığı ana ve birinci sınıf öğrencilerinin 21 Eylül’den sonra kademeli olarak okullara gideceğini açıkladı.
Bence doğru karar...
Birkaç defa yazdım.
Okula hiç gitmemiş bir öğrencinin online eğitim alması mümkün değil.
Bir gün bile olsa okula gidip bu disiplini almaları çok önemli.
Vaka sayıları gösteriyor ki, ilk dönem okulların açılması biraz zor.
Bence Milli Eğitim Bakanlığı şehirlere göre, hatta semtlere göre okulların devam edip etmeyeceğine karar verebilir.

 
Hizmet sektörüne
destek gerekiyor

BELKİ ekonomide kapanmalar ilk dalgadaki gibi olmayacak. Sıkılaştırılmış tedbirlerle devletler durumu idare edecek. Yine de hizmet sektörünün bu dönemde daha çok desteğe ihtiyacı bulunuyor. Özellikle yeme içme sektörü çok yara aldı. Yazın getirdiği hareketlilik de bu sıkıntıya ancak merhem olmuştur. O yüzden hizmet sektöründeki teşviklerin ve kredi desteklerinin; vergi muafiyetlerinin 2021 Haziran’ına kadar devam etmesi gerektiğini düşünüyorum.

 
Tesla’yı ilgiyle izliyorum

TESLA hisseleri geçen gün yüzde 21.06 düştü. Bu tarihe geçen bir ekonomik gelişme oldu. Elon Musk bir günde 16.3 milyar dolar kişisel servetinden kaybetmiş oldu. Gerçi dört çeyrektir kar eden ve yatırımcılarını sevindiren bir şirket Tesla...
Bu iniş çıkışların geçici olduğunu, geleceğe yatırım yapan şirketlerin daima kazanacağını ve kazandıracağını düşünüyorum. Tesla gibi şirketler bana hayal kurduruyor. Geleceği kurgulamak, insanları bu hayallere ortak etmek gerçekten de borsadaki bu dalgalanmalardan çok daha önemli...
Tesla’yı ben de ilgiyle izliyorum.