Paylaş
Türkiye’nin normalleşmesi için gündemini değiştirmesi gerekir. Bu da ancak siyaseti birinci gündem olmaktan çıkararak olacak. Elbette bizim gibi coğrafi zorlukları olan bir ülke için bunu yapmak kolay değil.
İşte görüyorsunuz; Suriye iç savaşı devam ediyor, Libya yeni bir kriz nedeni, İran ve Irak’taki çalkantılar bitmiyor.
Türkiye’nin bu yaşananlardan etkilenmemesi mümkün değil.
Aslında bu istikrarsızlık ortamı Türkiye’nin değerini daha da öne çıkarıyor.
Eksik gördüğümüz ve çok eleştirdiğimiz demokrasisine rağmen Türkiye bu bölgenin en cazip ülkesidir.
Genç nüfus potansiyeli, iç dinamikleri birçok Avrupa ülkesinden çok daha iyidir.
Yaptıklarımızı, şartlarımızı, içinde bulunduğumuz koşulları bazen küçümsüyoruz.
Ben bu ülkenin potansiyeline her zaman inananlardanım.
Ama tekrarlıyorum.
Boşuna harcadığımız yıllar ve patinaj yaptığımız konular var.
Bunlardan bir sıyrılabilsek inanın çok daha iyisini yapacağız.
Türkiye üst üste seçimler, referandumlar yaptı.
Bu ister istemez siyasetin üslubunu da, tonunu da sertleştirdi.
O yüzden uzun bir süre seçim konuşmayalım, siyaseti günlük hayatımızın içinden biraz olsun çıkaralım.
Göreceksiniz, Türkiye kendini çok daha iyi hissedecek.
Hayat siyasetten ibaret değil
SİYASETÇİLERİ zaman zaman eleştiriyorum.
Yakın dostlarımın, arkadaşlarımın yüzüne söylüyorum.
Diyorum ki;
Eskiden hayattan konuşurduk, spor sohbeti yapardık, dinlediğimiz müzikleri, gittiğimiz filmleri tartışırdık.
Tatil planları yapar, ailecek yemeğe gitmeyi konuşurduk.
Şimdi ise sadece siyaset konuşuyoruz.
Sadece siyaset...
Ben onlara hayatın siyasetten ibaret olmadığını hatırlattıkça onlar bana siyasetin ne kadar kritik görevler üstlendiğini anlatıyorlar.
Biliyorum; hepsine teşekkür ederim, teşekkür ederiz.
Ama ben yine tezimde ısrarcıyım.
Hayat siyasetten ibaret değil.
Siyasetçiler bunun farkına vardıklarında siyasetin günlük hayatımızda işgal ettiği alan azalacak.
Böyle olduğunda siyasetçilerimizin itibarının azalacağını filan zannetmesinler. Aksine biz onların hayata bakışlarını yazacağız, konuşacağız.
İnanın Türkiye böyle çok daha güzel olacak.
Ben olsam potansiyel adayları izlerdim
SEÇİMLERE daha çok var.
Ama ben şimdiden bir kulak dolgunluğu yapayım.
Sözüm bütün partilere...
Kentlerimizi iyi temsil edebilecek, vatandaşımızın beklentilerini karşılayacak, potansiyeli olan adayları şimdiden gözlem altına alın.
Bir süre izleyin, gerekirse temas kurun, onlara ev ödevleri verin.
Çünkü seçimlere 45 gün kala listeler açıklandığında adaylar ne yapacaklarını bilemiyorlar.
Vatandaşın önüne çıktıklarını ne söyleyeceklerini bilemiyorlar.
Yıllarca siyaset yapan insanlar bile hazırlıksız olunca bu görüntü kaçınılmaz oluyor.
O yüzden vakit varken; ben parti genel merkezlerinin yerinde olsam bunu yapardım.
Bahar çoktan geldi benim için
BANA göre bahar çoktan geldi.
Nedense aralık aylarında içime bir hüzün çöker.
Hele 21 Aralık; en uzun gecelerde o gün bitmez.
Hüznüm artar...
O günden sonra günleri, dakikaları sayarım.
Ocak ayı da çabuk geçer.
Şubat geldi mi; bahar çoktan gelmiştir benim için…
Bugünlerde hava soğuk olsa da, lodos biraz sert esse de bahar gelmiş demektir benim için...
Göztepe iyi gidiyor
GÖZTEPE’yi izliyorum, bu sene çok iyi gidiyor.
Yeni stattaki ilk maçı izledim, kulübe olan inancım daha da arttı.
Bu statta, bu atmosferde üç büyükler dahil hiçbir takımın işi kolay değil.
Üstelik kulübün gelirleri sürekli artacak.
Bu spora bakışı da değiştirecek.
Ben Göztepe’nin geleceğini bundan sonra garanti görüyorum.
Darısı diğer takımların başına...
Paylaş