Paylaş
Örneğin Çeşme, örneğin Bodrum...
Ve birçok tatil merkezi...
Buraların temel bazı sıkıntıları da bulunuyor.
Çoğunun altyapısı yetersiz; belediye imkanlarıyla da bunları karşılamak mümkün değil.
Kışın 1 milyonu bulan Çeşme’nin, Bodrum’un ödenekleri kış nüfusuna göre veriliyor.
Hastane yatak kapasiteleri bile buna göre belirleniyor.
Dolayısıyla buralara özel bir yasanın çıkartılması gerekiyor.
Aksi halde belediyelerin bu hizmetleri karşılamaları mümkün değil.
Türkiye’nin turizmde önemli avantajları var.
Ve sunduklarımız deniz, kum, güneşten çok daha fazlası...
Hükümetin bu konuyu masaya yatırmasında fayda var.
Çünkü büyük planlamalar ve fark yaratacak projeler kaynak da istiyor.
Türkiye son birkaç yılı sektörde sıkıntılı geçirdi.
Bu deneyim bile geleceğe dönük bu planlamayı zorunlu kılıyor.
Sınırlı imkanlarla büyük altyapı yatırımlarını yapamamak çevreye zarar veriyor, bu tatil beldelerinin fiziki şartlarını zorluyor.
Turizm bölgelerine özel yasalar yapmalıyız.
Karşıyaka mutlaka şirketleşmeli
NEDEN?
Çünkü bugün dernek çatısı altında başarıyı yakalamak mümkün değil.
En azından Karşıyaka gerçekleri altında...
Kulübün geçmişten kaynaklanan sıkıntıları var, borçları bulunuyor.
Daha da önemlisi; kaynak yaratamadığından, kulübe başkan bulmakta bile sıkıntı yaşar hale geldi.
İkincisi; İzmir gibi, Karşıyaka gibi arkasında büyük bir camia olmasına rağmen bu potansiyeli artıya dönüştüremiyor.
Üçüncüsü; bir çıkış yolu bulunamazsa kulübün kapısına kilit vurmaktan başka çare de kalmıyor.
O yüzden Karşıyaka şirketleşmeli...
Şirketin kim olacağına, çok ortaklı mı kurulacağına, sonrasında halka açılıp bütün camiaya mal olup olmayacağına elbette genel kurul karar verecek.
Spor artık spor değil
GENELLİKLE spora sahadaki mücadele olarak bakıyoruz.
Oysa bugün spor denince büyük bir endüstriden bahsediyoruz. Eğer bu iyi yönetilirse; spor büyük bir eğlenceye dönüşüyor.
İzmir bu güçten hep eksik kaldı.
Sporun lokomotif gücünü kentte bir türlü hissedemedik.
Bana göre spordaki rekabet sahadaki mücadelenin çok ama çok ötesinde...
Burada kentlerin yarışı var.
Hep aynı örneği veriyorum.
Barselona şehrinin futbol takımı, basket takımı bir projenin, bir stratejinin ürünüdür.
Ama sanmayın ki; Barselona’da sadece futbol ve basketbol konuşuluyor.
Barselona spor yapılan bir kent olarak anılıyor.
Profesyonel sporun yanında binlerce sporcu hafta sonlarını, yaz tatillerini ya da ara dönemlerini burada spor yaparak veya spor izleyerek geçiriyor.
Benim de anlatmak istediğim tam da bu...
Herkes profesyonel spora takılıp kalıyor.
Oysa spor artık sadece spor değil.
Artık büyük bir endüstri ve yaşamın vazgeçilmez bir parçası...
Şimdi hedef gelinlikte 1 numara olmak
MERMERDEKİ başarı ortada...
Şu an dünyanın ikinci büyük mermer fuarını İzmir’de yapıyoruz.
Verona’nın birinciliği kaptırmaya niyeti yok ama ikincilik de iyidir.
Şimdi yeni hedef gelinlikte bir numara olmak.
Geçen gün açılan fuarı 30 bin kişinin ziyaret etmesi bekleniyor.
81 farklı ülkeden ziyaretçinin gelmesi de fuara olan ilgiyi gösteriyor.
İzmir gelinlik üretimi ve dikiminde Türkiye’de açık ara önde...
Gelinliğin yüzde 60’ı bu bölgede üretiliyor.
Ama fuarcılıktaki başarının bunda büyük etkisi ve katkısı var.
Bu örnek fuarcılığın İzmir’e nasıl yakıştığını, nasıl motive ettiğini, ekonomisini nasıl kalkındırdığını bir kez daha gösteriyor.
Paylaş