STK’lara benden bir öneri

Galiba 16 yaşından bu yana STK’ların içindeyim.
Sayısız sayıda projenin içinde yer aldım.
Elbette gazeteci olarak binlercesini de izledim, takip ettim.
Güçlü demokrasiler için sivil toplumun faydalarını burada anlatmayayım.
Ama bireyin gelişiminde de, değişiminde de sivil toplumun katkılarını yaşayarak gördüm.
Hala da devam ediyorum.
Projelerin içinde oldukça mutlu oluyorum, kendimi daha iyi hissediyorum.
Çok şey de öğreniyorum.
Kendi gerçeklerimi ülke gerçekleriyle kıyaslama imkanı buluyorum.
Bazen şükrediyorum, bazen de daha fazlasını yapmam gerektiğini düşünüyorum.
Bugünlerde diyorum ki;
Bütün dernekler, vakıflar, odalar bir süreliğine belli başlı konulara odaklansınlar.
Şehit aileleri, çocukları o konuların başında geliyor.
Çocuklarımızın, gençlerimizin eğitimi listenin her zaman başında yer alması gerekiyor.
Ve giderek artan mülteci meselesi, bu konuda da bir şeyler yapmalıyız diye düşünüyorum.
Devlet elbette bütün olanaklarını seferber ediyor.
Ama devletin yetişemediği yerler var.
Vatandaş bu temel meselelerde devletinin yanında yer almalı.
Almıyor demiyorum daha fazla bunu hissettirmeli diyorum.
Kurumlar mentörlük modellerini geliştirsinler.
Okullar kardeş okullarını seçsinler.
STK’ler bu alanlarda projeler geliştirsinler.
Ne dersiniz?

 
Bu kareler beni perişan ediyor

ALYAN bebeğin kıyıya vuran fotoğrafını asla unutmayacağım. O kare beynime sanki kazındı, hiç unutmuyorum. Son günlerde sınırdan gelen fotoğraflar da, görüntüler de beni mahvediyor.
Küçücük çocuklar soğukta bir hayat mücadelesi veriyor.
Aileler perişan, yüz binler ne yapacağını bilemiyor.
Ve gerçekten Türkiye’yle gurur duyuyorum.
Sahilde kıyıya yaklaşan o botların üzerine gelen sahil güvenliğin onları batırmak için yaptıklarını görünce insanlık adına utanıyorum.
Arkasından vurulmuş halde bulunan bir mülteciyi düşününce insanlığımı sorguluyorum.
Türkiye sınırlı imkanlarına rağmen yıllardır milyonlarca insanı topraklarında misafir ediyor.
Birkaç olay dışında da en ufak bir olay olmuyor.
Ne derse desinler; Türkiye büyük ülke…
Ve bu ülkenin insanları çok daha sağduyulu...

 
Türkiye dünyaya lazım

GEÇEN gün “Türkiye Avrupa’ya lazım” diye yazmıştım.
Bugün de Türkiye dünyaya lazım, diye yazıyorum.
Çünkü doğu ile batı arasında köprüyüz.
İslam dünyasının örnek gösterilecek ülkesiyiz.
Bu kadar badireye rağmen hala ayaktayız.
Ve genç nüfusumuzla her zaman dinamik, potansiyel ve yenilikçiyiz.
Müthiş coğrafyası, müthiş kültürüyle bir istikrar adası...
Kutuplaşan dünyada doğu ile batıyı bütünleştiren en önemli ülke...
Diyorum ki;
Türkiye dünyaya lazım.
O yüzden bize iyi gelen bazı çıpaları yeniden kazanmamız lazım.
Avrupa Birliği onlardan biri...
Ne olursa olsun, Avrupa Birliği çatırdıyor gibi gözükse de Türkiye Avrupa Birliği’ne tam üyelik yolundan vazgeçmemeli.

 
Karşıyaka’yı izleyen var mı?

ARTIK Karşıyaka’nın maçlarını televizyondan seyretme şansım yok.
Ben de sosyal medyadan takip ediyorum.
Son Kocaeli deplasman maçının görüntülerini izledim.
Binlerce kişi otobüslere atlayıp Kocaeli’ye gitmiş.
Stat yıkılıyor.
Karşıyaka Süper Lig’de değil, birinci ligde değil.
Hiç hak ettiği bir yerde değil aslında..
Ama o taraftar kilometrelerce yol gidip stadı dolduruyor.
Bir de düşünün kendi stadında, sorunlarından arınmış bir Karşıyaka’yı...
Yine tekrarlıyorum.
Karşıyaka’nın stadını yapın.
Karşıyaka’ya haksızlık yapmayın.
Türkiye’de bu potansiyele sahip o kadar az takım var ki...
Ve bir şey daha...
Ben bir perakende zincirinin ya da önemli bir markanın sahibi olsam; Karşıyaka’ya mutlaka sponsor olurdum.
Karşıyaka’nın nerede olduğu önemli değil; geçmiş ve gelecek hayalleri bile yeter...