Siyasete nefes aldırmak lazım

Pazar günü Cumhur İttifakı’nın ilk ortak mitingi vardı.
Sadece İzmir merkezden değil, ilçelerden de çok sayıda kişi meydanda toplanmıştı.
MHP lideri Devlet Bahçeli “İzmir çantada keklik değil” diyerek, ittifaka sahip çıkılmasını istedi.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ise bugüne kadar İzmir’e yapılanları anlattı ve önümüzdeki dönemde planlanan yatırımlardan bahsetti.
Erdoğan Millet İttifakı’nın adayı Tunç Soyer’e de ağır eleştiriler getirdi.
Seçimde artık son viraja girilmiş oldu.
Adaylar projelerini anlattılar; günlerdir sokakta halkın içindeler...
Bence seçmen de bu projeleri bir başkasına anlatacak kadar anladı.
Bugünden itibaren her ittifak, her parti kararsızlar üzerine oynayacak.
Ve elbette küskün, bıkkın seçmenini sandık başına getirmeye ikna edecek.
Siyasetin diline, tonuna, üslubuna gelecek olursak.
Bu dakikadan sonra bir yumuşama kimse beklemesin.
Son virajda her lider ve parti seçmenini bir arada tutmak için çabalıyor; aslında bu da gayet normaldir.
Önemli olan seçim sonrasında siyasette bir uzlaşma havasının yeniden sağlanmasıdır.
Türkiye’nin önünde dört yıl seçim gözükmüyor.
İlk defa bu kadar uzun seçimsiz bir dönem yaşayacağız.
Bu siyasete nefes aldıracaktır.

 
Gündoğdu yerine bir
başka meydan mı?

PAZAR günü Gündoğdu yine kalabalıktı.
Aslında İzmirliler uzun zamandır bu konuyu tartışıyor.
Konu şu...
Acaba İzmir’e daha büyük bir meydan kazandırıp bu tür buluşmalar orada yapılabilir mi?
Bu öneriyi getirenler elbette adres de söylüyorlar.
Örneğin İnciraltı, örneğin Kemalpaşa, örneğin Torbalı...
Biliyorum Kordon’un yeri ayrı ama büyük kentlerde bu tür organizasyonları yapmak da giderek zorlaşıyor.
Çünkü güvenliği düşünmeniz gerekiyor.
Bir yandan kentin günlük akışını sağlamanız isteniyor.
O yüzden daha bağımsız bir yerde bu kalabalıkları toplamanın avantajı olduğu söyleniyor.
Bunu da seçim sonrasında tartışırız.

 
Yeni dönem böyle olacak

HEP birlikte yaşayacağız.
Bundan sonraki her seçim döneminde farklı kimliklerde kampanyalar izleyeceğiz.
İzliyoruz; geçmiş seçimlerin heyecanları sokaklarda yok.
Acaba gezdiğim, gittiğim yerlerde mi böyle diye araştırıyorum.
İzmir dışında da aynı havanın olduğunu söylüyorlar.
İstanbul ve Ankara’da da durum farklı değil.
Demek ki; sosyal medya güçlendikçe, medyanın çeşitliliği ve etkisi arttıkça kampanyaların ruhu da değişiyor.
En küçük ilçenin adayı, hatta muhtarlar bile bir tuşa basarak canlı yayından kampanyalarını yapıyorlar.
Öyle kamera ordusuna da gerek yok.
Elinizdeki mobil telefon aracılığıyla canlı yayın yapıyor, istediğiniz mesajı yazıp bir anda on binlere ulaşabiliyorsunuz.
Yine bizim gazetelerin mobil uygulamaları ve elbette elimize aldığımız yazılı gazeteler de seçmeninize mesajlarınızı iletebiliyorlar.
O yüzden artık kalabalık miting alanları belki de bir sonraki seçimlerde olmayacak ya da az kalabalıklar olacak.
Ama emin olun iletişim araçlarını doğru kullandığınız takdirde çok daha etkili sonuçlar alabileceksiniz.
Yeni dönem böyle olacak.

 
Bu sefer başka bir strateji

CHP İzmir’de büyük bir miting yapmayacakmış. Bunun yerine ilçeler bazında daha küçük mitingler düzenleyecekmiş. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu geçen cumartesi İzmir’deydi. 4 ilçeyi ziyaret edeceği söylenmişti ancak sayı 6 oldu. Kılıçdaroğlu’nun İzmir’e bir kez daha gelmek istediği söyleniyor ancak yoğun programdan dolayı bunun zor olduğu belirtiliyor. CHP ise İzmir’de bu sefer başka bir strateji izliyor. Sonuçlarını 31 Mart akşamı hep birlikte göreceğiz.