Paylaş
Bir süredir Türkiye’nin ve özellikle İzmir’in teknolojide atılım yapması gerektiğini yazıyorum.
Nedeni çok açık...
Türkiye büyük bir ekonomi ama her 10 yılda bir dalgalanmalara maruz kalıyor.
Sadece bizim iyi olmamız da yetmiyor; dünyadaki herhangi olumsuz bir gelişme bizim gibi ülkeleri direkt etkiliyor.
Sanayimiz birçok Avrupa ülkesinden iyi ama hammadde sorunumuz var.
Üretmek için ithalat yapmak zorundayız.
Özellikle enerjide dışa bağımlıyız.
O yüzden herkesin yapamadığını yapmak zorundayız.
Bu da yeni ekonomi modelleriyle olacak.
Yani teknolojiyle...
***
Ben teknoloji yazdıkça bu konuda bana gelen mesajlar artmaya başladı. Adını yeni duyduğum birçok şirketin yöneticisi bana ulaşarak yaptıklarını, yapmak istediklerini anlatıyor.
Hepsi genç ve dünyanın her yerine iş yapıyorlar.
Ben bu başarı öykülerini dinledikçe, bu gençlerle tanıştıkça geleceğe dönük umutlarımı artırıyorum.
Hep söylüyorum; ben Türkiye’nin geleceğine inananlardanım.
Ama bunun için bazı ev ödevlerimiz var.
Bunları yerine getirmek zorundayız.
O yüzden siyaseti uzun bir süre konuşmamalıyız.
***
Bu yerel seçimlerden sonra siyasetçilerde de bir bıkkınlık görüyor ve hissediyorum.
Onlar da yoruldular.
Siyasetçilere bir tavsiyem var.
Bu gençlerimizin hikayelerini dinlesinler.
Hem siyasetten daha ilginç, renkli, hem de kendi gündemlerinden biraz olsun uzaklaşmış olurlar.
Hayatın siyasetten ibaret olmadığını anlamak için bu gençlerle vakit geçirmek gerekir.
Ben öyle yapıyorum.
Bu şirketlerin hikayelerini öğrenmek, dinlemek için vaktimi ayırıyor, bazılarını da yazıyorum.
Yazmaya da devam edeceğim.
Şu gürültü meselesi
YAZLIK yerlerde gürültü konusunu giderek daha çok konuşuyoruz. Örneğin Alaçatı...
Kimse mutlu değil, herkes eski Alaçatı’yı özlüyor.
Ben yıllar önce yazmıştım; böyle giderse bu tatil beldelerini kaybederiz diye...
Ama gerçekleri de görmek lazım.
Mal sahipleri yüksek kiralar almanın peşindeyken, herkes buraları nasıl daha popüler yaparız diye düşünürken bir Alaçatı’nın eskisi gibi kalmasını bekleyemezdik.
Olanlar oldu; popüler kültür her yeri olduğu gibi Alaçatı’yı da sardı.
Eğlence olmasın, müzik olmasın diyen yok.
Elbette olacak, ama böyle olmamalı.
Alaçatı o yüzden Alaçatı’ydı.
Değişir mi?
Elbette değişir.
Ama bunun için yapılması gerekenler var.
Yapılır mı?
Doğrusunu yapmalıyız.
İbiza, Barselona, Mikanos yapıyor, biz niye yapmayalım.
Karşıyaka stadını istiyoruz
ÖYLE anlaşılıyor ki; İzmir’in statları için biraz daha zaman ve kaynağa ihtiyacımız var. İzmir Gücü Spor Vakfı’nın Başkanı Ali Erten bu konuya çok hakim... Özellikle Karşıyaka stadının yapımı onun Karşıyaka Başkanlığı sırasında olgunlaştı. Karşıyaka için bütün davaların bittiği ve inşaat için hiçbir engelin kalmadığı söyleniyor. Ancak yine bir ihale gerekiyor. İzmir milletvekillerimizden bu konuda yardım isteyelim. Bu konu Karşıyaka Kulübü’nün geleceği için çok önemli... Bir gayret, bu işi de bitirelim.
İzmir’in faytonları
İNANIN kiminle konuşsam, bu konuya bana açıyor. “Yazmıştın, yine yaz. Doğrusu denetlemek, iyileştirmek. Faytonlar İzmir’in sembolüydü” diyorlar. Ben de yazdığım noktadayım.
Bu kararın gözden geçirilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Paylaş