Paylaş
Yani sadece ben mi siyaset yorgunuyum.
Çünkü, nereye gitsek siyaset konuşuluyor, hangi kanalı açsak siyasi analizler yapılıyor, hangi dost meclisine gitsek siyasetten başka bir şey konuşulmuyor.
Herkes siyasetçi olup çıktı.
Galiba kısa da olsa bir tatil yapmanın zamanı geldi.
Belki de bir süreliğine siyaset konuşmama yemini etmek gerekiyor.
Çünkü...
Ben büyük ülkelerin büyük sorunları olduğunu biliyorum. Türkiye de büyük bir ülke ve acil çözüm bekleyen yüzlerce meselemiz var.
Başta ekonomi olmak üzere, mümkünse bugün almamız gereken kararlar var.
Terörle ilgili kararlı bir mücadele sürdürülüyor. Güneydoğu’da bir ekonomik kalkınma ve toplumsal meselelerde önemli adımlar atılması gerekiyor.
Mutlaka yeni bir anayasaya ihtiyacımız var.
Liste uzun yani...
Ben siyaset perhizine bir süreliğine giriyorum.
Bakalım, bu perhizi ne kadar tutabileceğim.
İzmir trafiği alarm veriyor
CUMA akşamı Çeşme’deki bir davete gitmek için Sasalı’dan saat 17.15 gibi yola çıktım. Konak’a geldiğimde saat 18.45’ti. Çeşme’ye de hız limitlerine uyarak geldim. Vardığımda ise saat 19.30’u birkaç dakika geçiyordu.
Yolda bir kaza yoktu, yolu tıkayacak bir arıza da göremedim.
Sadece “Cuma trafiği” diyebilirsiniz.
Uzun süredir bu konuyu yazıyorum.
Eğer şimdiden bazı alternatifler düşünülmezse, İzmir trafiği beş yıl sonra İstanbul’dan beter olur.
En son Başbakan Binali Yıldırım ile sohbet ettiğimizde, “İzmir kamuoyu hazır olduğunda Körfez Geçiş Projesi’ne başlayacağız” demişti.
Ben İzmir kamuoyunun uzun zamandır hazır olduğunu düşünüyorum.
Bir şey daha var...
Sadece körfez geçişi bu trafik sorununu halletmez.
Yeni bir çevre yoluna çoktan başlanmış olması gerekirdi.
İzmir’in güneyi de kuzeyi de çok hızlı büyüyor.
Yarımadaya ilgi giderek artıyor.
Ama kuzey aksında da önemli yatırımlar var.
PETKİM ve TÜPRAŞ’ın yeni yatırımları bu bölgeyi değerli kılıyor.
Çandarlı Limanı’nın ilerleyen yıllarda aktif kullanılacak olması buranın da gelişmesini hızlandıracak.
Özetle...
İzmir trafiği alarm veriyor...
Bir dostun ardından
GALİBA bizim de nüfus kağıdı eskiyor.
Bu aralar cenazelerde sevdiğimiz dostları uğurluyoruz.
Bazen zamansız, bazen bir anda...
Aslında “Her ölüm erkendir” sözünü çok seviyorum.
İnsan dostlarından ayrılmak istemiyor.
Bir duayen gazeteciyi daha kaybettik.
Erol Türegün, önceki gün aramızdan ayrıldı.
Haberi iyi bilen, gazeteciliğin her kademesinde çalışmış, çok deneyimli bir ağabeyimizdi.
Hürriyet’e ilk işe başlayışım 1999’du.
Ama benim tanışıklığım çok daha eskilere gider.
Gazetecilik birçok meslekte olduğu gibi usta-çırak ilişkisinin yoğun yaşandığı bir iştir.
O da benim usta dediklerimdendi.
Pratik, hızlı, bilge ve iyi haberci...
Erol Türegün, nurlar içinde yatsın.
Spor sadece futbol değil
DİDEM ve Fatih Dalan’ın çocukları eskrim yapıyorlar. Her ikisini de yakından takip ediyorum, bu sporda çok da başarılılar.
Eskrim zor bir spor, ama son yıllarda özellikle gençlerin ilgi gösterdikleri bir dal oldu.
Gelin görün, ailelerin desteği olmasa bu gençlerin spor yapabilecekleri mekanları bile yok.
Atatürk Stadı’nın o alt salonlarında bana göre uygun olmayan koşullarda yıllarca eskrim yapmaya çalıştılar.
Didem, Göztepe Kulübü bünyesinde olanları anlattı.
Ben de sizinle paylaşmak istedim...
Göztepe Eskrim Şubesi, 2014 yılında 9 sporcu ile faaliyete geçmiş. Bugün sadece eskrimin flöre dalında eğitim verilmesine rağmen ulaşılan sporcu sayısı 50’nin üzerine çıkmış. Bu sporculardan 12’si milli sporcu unvanı taşıyor. Yurtiçi ve dışı turnuvalarından bireysel ile takım olarak alınan 100’e yakın madalyanın 22 tanesi altın madalya...
Didem Dalan diyor ki...
“Sosyal sorumluluk projesi kapsamında down sendromlu çocuklarla çalışmalar yapıldı. 2019’da tamamlanacak Göztepe Stadı’nın altında eskrim için özel bir alan da ayrıldı. Göztepe, yapılması maddi olarak çok kolay olmayan bu sporu destekleyerek pek çok çocuğun önünü açtı. Aynı zamanda profesyonel Türkiye futbol liglerinde bulunan takımların içinde bu sporu destekleyen tek takım... Çocukluğu ve gençliğinde bu sporla ilgilenen bireylerin geniş bakış açıları, stres altında bile ani ve doğru karar verme yetilerinin çok geliştiği gözlemlenir. Mehmet Sepil’in eskrimi desteklemesindeki ana sebep, topluma sadece spor dalında değil, bu yetenekleri sayesinde de bir şeyler kazandırabilecek çocukları yetiştirmek istemesi... Biz çocuklarımız sayesinde bu sporu tanıdık ve şimdi bu tercihten dolayı çok mutluyuz.”
Futbol dışında gençlerimizin farklı spor dallarına ilgi duymaları beni mutlu ediyor.
Çünkü spor deyince, maalesef sadece futbol aklımıza geliyor.
Paylaş