Paylaş
Birkaç yıla sıkıştırılmış seçimler, referandumlar toplumu epey yordu.
Siyasetin tonunu da, üslubunu da değiştirdi, sertleştirdi.
Yumuşamasına imkan yoktu çünkü kısa bir süre sonra yeni bir seçim maratonuna girildi.
Hem yerel seçimler, hem genel seçimler, sonra erken seçimler ve anayasa değişiklikleri getiren referandumlar...
Ve sonra 2023’e kadar seçimsiz bir döneme girdi Türkiye...
Bunu bir şans olarak yorumlayanlardanım.
Siyasetin dili yumuşar mı bilemem ama toplumu rahatlatacağından emindim.
Türkiye gibi sürekli büyüme kaygısı olan ülkelerin bu hikayesine engel olacak şeyleri en aza indirmek gerekir.
Buna jeopolitik riskleri de dahil ediyorum.
Genç bir ülkenin daha çok istihdama, daha çok üretime ihtiyacı olduğu kesin.
O yüzden seçimsiz geçecek bir dönemin Türkiye’nin büyümesine, değişmesine pozitif etki etmesi gerekir.
Bu aralar erken seçim tartışmaları yine yapılıyor.
Ben buna ihtimal vermiyorum.
Ancak kamuoyu da bunu tartışmadan edemiyor.
Elbette ihtiyaç olursa seçime gidilir, buna da Meclis karar verir.
Ama bir gazeteci olarak sokağa çıktığımda şunu görüyorum.
Pandeminin bütün dünyaya getirdiği bir fatura var.
Kimisi için daha büyük, kimisi için göreceli olarak daha küçük bir bedel ödeniyor.
Ekonomilerdeki kayıplar da ortada...
Türkiye’nin de etkilendiği net görülüyor.
Böyle bir dönemde bizlerin seçim değil, geçimi konuşması gerekmez mi?
Daha fazla ihracat konusuna odaklanması gerekmez mi?
Yeni normalin kavramı
Steril üretim dönemi
EGE Serbest Bölgesi’nin rakamları aslında hepimize bir şeyler söylüyor.
Satışların pandemi öncesi rakamları aştığı görülüyor.
Ağustosta 2019’un aynı ayına göre yüzde 2.4 artışla 156 milyon 733 bin doları bulan ihracatın, eylülde önceki yılın aynı ayına göre yüzde 14.3 oranında artarak 202 milyon 669 bin dolara ulaştığı görülüyor.
ESBAŞ Yürütme Kurulu Başkanı Dr. Faruk Güler’in şu sözleri aslında yeni normalle hayatımıza giren hijyen kavramının bundan sonra da devam edeceğini gösteriyor.
Güler şöyle diyor; “Ege Serbest Bölgesi’nde pandemi süreci son derece iyi yönetildi ve yaklaşık 7 aydır devam eden steril üretim deneyimi, virüsün yeniden yayılmaya başladığı bu günlerde üretim sürecinin sekteye uğrama riskini azalttı.”
Ben Türk markalarının ve üreticilerinin steril yönetim konusunda çok başarılı olduklarını görüyor ve bunun ileriki günlerde bizim avantajımız olacağını söylüyorum.
Bu kış zor geçer
SOSYAL medya “Yaz daha bitmedi” fotoğraflarıyla yıkılıyor. Herkes denize girerken, deniz kenarındayken fotoğraflarını koyuyor. Bu günlerin gerçekten de kıymetini bilmek gerekir. Havalar sıcak ve dışarıda olmanın avantajlarını bu pandemi sürecinde yaşıyoruz. Havalar soğuduğunda ve yakın bir gelecekte bu salgın bitmeyecek gibi gözüküyor. Ve bizler önümüzdeki birkaç ayı yaz rehavetiyle yaşarsak işte o zaman yandık demektir.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca da açıkladı.
Sokakta pozitif olduğunu bilmeyen ama dolaşmaya devam eden vaka sayısının en az dört katı kişi var.
Ve hiçbir belirti olmadığı için öyle dolaşıyorlar.
Kışın zor geçeceğini söylemeliyim.
Maskesiz olmaz
İYİ de yine evlere mi kapanacağız.
Bu saatten sonra kimse eve kapanmak istemez.
O yüzden maskesiz olmamak lazım.
Aşının bile maske kadar etkili olmadığını biliyorsak maskesiz dolaşanları uyarmalı ve mümkünse ceza verdirmeliyiz.
Bundan kaçış yok.
Salonda basketi özledim
FUTBOL maçlarını değil de, salonda basket seyretmeyi özledim.
Belki gazeteci olarak gidip seyredebilirim ama seyircisiz bir maçta olmayı da istemem.
Tuttuğum takım kazansa da inanın insan keyif almakta zorlanıyor.
O günler yine gelsin, o tribünler dolup taşsın yine istiyorum.
Paylaş