Scooter kullananlar da kurallardan muaf değil

Büyük şehirde yaşıyorsanız artık gideceğiniz yere ulaşma saatini tam kestiremiyorsunuz.
Son yıllarda bisiklet, motor kullananların sayısında artış olduğunu gözlemliyorum.
Bu rakamlara da yansıyor.
Bir de pandemi döneminde e-ticaret artınca, eve söylenen siparişlerin sayısı katlanınca şirketler mobil araçlarını artırdılar.
İşe geliş gidişlerde scooter kullananların sayısı da bir hayli arttı.
Özellikle gençler scooter kullanmayı çok seviyor.
Onlara pratik geliyor.
Trafiğin o sıkışıklığından sıyrılıp bir yerlere gitmek daha kolay oluyor.
Elektrikli scooterların artmasında paylaşımlı model işe yaradı. Birçok şirket ve özellikle belediyeler kiralama yöntemini denediler ve çok da başarılı oldu. Paylaşımlı araçlara talep, havaların ısınmasıyla daha fazla arttı. Talebin büyük kısmının ulaşım amaçlı olduğu düşünülürse farklı tip araçların trafiğe alternatif olacağını söyleyebiliriz.
E-ticaretteki dönüşüm bugün ulaşım dünyasında da yaşanıyor.
Araştırmalar yolculuklardaki mesafelerin de kısaldığını gösteriyor. Artık yolculukların yüzde 50’si 8 kilometre ve altı, yüzde 80’i ise 16 kilometre ve altı mesafede yapılıyor.
Ve özellikle Z kuşağı için mobilite hayat kurtarıyor.
Bütün bunlar sektörün ve alışkanlıkların değişimini gösteriyor.
Şimdi scooter kullananlara bir haberim var.
Bir süredir İzmir’de yapılan bir uygulamadan bahsedeceğim.
İzmir Emniyeti Trafik Şube polisleri scooter kullananları da takip etmeye, denetlemeye daha çok önem vermeye başladı.
Birincisi artan trafik kazaları olduğu söyleniyor.
Scooter kullanmak kurallardan muaf olduğunuz anlamına gelmiyor.
İzmir polisi scooter kullananlara da alkol kontrolü yapmaya başlamış.
Alkol aldığınızda araba nasıl kullanmıyorsanız; scooterla da kullanmayın.

 
Hepimiz yeni döneme alışacağız

OĞLUM Atlas’ın scooterını birkaç kez denedim. Bana göre olmadığını anladım.
Zaten oldum olası motor kullanmayı da sevemedim.
İtiraf edeyim.
Korkarım...
Nedense bana çok güvenli gelmiyor.
Hele bizim gibi trafik kurallarının çok olduğu bir ülkede daha da tehlikeli buluyorum.
Ama o adrenalini tahmin ediyorum.
O yüzden kullananların çok iyi anlıyorum.
Ve teşvik ediyorum.
Önemli olan farkındalık yaratmak...
Mobilite daha da artacağına göre ve insanlar alışkanlıklarını değiştireceğine göre sokaklarda daha çok scooter, bisiklet, motor göreceğiz.
Ve hatta insansız araçlarla yakın bir gelecekte karşılaşacağız.
O yüzden bütün kurallar değişecek ve hepimiz bu yeni döneme alışacağız.

 
Yeni yönetmelik çıktı

YİNE de hatırlatayım.
Elektrikli scooterlar için kapsamlı bir düzenleme yapılmıştı.
Azami hız saatte 18 kilometre oldu. Scooterlar otoyol, şehirler arası yollar ve azami hız sınırı 50 km/s üzerinde olan kara yollarında kullanılamayacak. Kask, dizlik, reflektör, ceket gibi koruyucu ekipman kullanımı teşvik edilecek ve birden fazla kişi elektrikli scooter kullanamayacak. Bu araçlarda kişisel eşya haricinde eşya, yük taşınamayacak.
Özetle; scooter kullanmanın da kurallarını olduğunu unutmayın.

 
Blonde’u beğendiniz mi?

NETFLİX’te son günlerin en çok izlenen filmi Blonde...
Blonde; Marilyn Monroe’nun hayatını anlatıyor. Joyce Carol Oates’un aynı adlı romanından uyarlanan filmin yönetmen koltuğunda Andrew Dominik var, Monroe’yu Ana de Armas canlandırıyor. Venedik Film Festivali’nde dünya prömiyerini yapan Blonde’u beğenenler de var, eleştirenler de...
Emily Ratajskowski, “Kadınların acısını fetişize eden bir film daha” demiş.
Aslında Venedik’te oyuncu Ana de Armas uzun süre ayakta alkışlanmıştı. Eleştiriler; Monroe’nun güçsüz ve seks objesi olarak gösterilmesinden kaynaklanıyor.
Elvis filminde de içim acımıştı, Blonde’u seyrederken de aynı hissi yaşadım.
Dünyanın konuştuğu bu büyük sanatçıların hayatlarının ne kadar zor, travmatik olduğunu gösteriyor.
Ben bu açıdan bakıyorum.
Hiçbir şey göründüğü gibi değil hayatta...
O pırıltılı hayatın arkasında öyle büyük zorluklar, bilinmezlikler ve yalnızlıklar var ki...